Sensizligim Azrail Vataninda Bir Kent
Bugün kokunu duydum kalabalığa inat ıssız bir sokakta. Senı anlattım, yoldan geçene, halden bilmeze.. ’’ Zamanla geçer ’’ dediler. Geçer elbet. Geçmeyen zamanın içinde geçip gidemediğim sensin. Seni bekledim sonra. Karanlık bir sokağın çıkmaz kıyısında. Seni beklerken nasıl yaşanacağını unuttum hayatın. Sensizliğin her bir sahnesini, acemi bir senaristin elinden çıkmış bir filmi izler gibi izledim. Sana hasret uyanıyorum artık uykularımdan. Hep aynı rüyaları görmek birdaha asla göremeyeceklerine dokunmak gene içimi acıtır oldu. Sana yalan söylemicem. Söylesemde inanamazsın zaten. Ben hala dünü yaşıyorum simdiki zamanlarımın aklı havalığında. Karanlık rüyalardan, karanlık sokaklara iniyorum, sensizlik içimdeki karanlığa nefes oluyor. Uzun uzadıya sözcüklere ihtiyacım yok. Biliyorum ki sen bunları okurken benim yazmadıklarımı, yazamadıklarımı da okuyacaksın içimden. Ben sensizlik adlı labirentin zifiri ve çıkmaz sokaklarında kaybolmak istemiyorum. Cellat elinde, işkencede, azrail vatanında, ölüme bir soluk kalmışken bile senin kokunu getiren rüzgar girdabında, kurumuş dudaklarımdan dökülecek son söz; seninle bir nefes kadar uzak olmalıydık sadece.. Beni azrail vatanına, cellat eline düşürme, benimle bir nefes kadar uzak ol sadece..