Düşsel Paradoks
Defalarca yere düşsende tekrar ayağa kalk,soluğun kesilene kadar koş ve denizlere inan,hiçbir tepe gözünde büyümesin tırman!Parasız kal,hiç satmayan bir kitap oku,gazete sayfasından gemiler yap,çay demle,ucuz bir sigara iç,Orhan Gencebay dinle belki biraz da Mozart.İşte böyle,tutarsız bile olsa yalnız tutkularınla yaşa!
Ancak tüm rasyonelliğini bir kenera bırakırsan anlayacaksın,aklın durduğu yede huzurun başlayacağını.
Bil ki oyunu yanlış oynuyorsun zaten sende herkes gibi kurallardan hep nefret etmişsindir.Herksten farklısın sende tıpkı diğerleri gibi biliyorum.Mesela kendi sapkınlıklarına yahut aşırılıklarına bulduğun bahaneler onların bulduğu bahanelerden daha farklı.Lâkin bu dünyanın işe yaramaz parazitlerinden birisin sende herkes gibi,seninde kuralsızlıkların diğerleri gibi teoriden ibaret.Oysa senin aksine ben sadece göz kapaklarımın altında ki kendi sınırsızlığımda koşarım,sürrealist tutkuların irrasyonel kararlarıyla.
Herkes kendi dünyasına sahip olmak ister,sanırım burda hemfikiriz.Lâkin hiçbir yapı bir günde inşa edilmemiştir.Benim şehrim kendi acılarıma gülmeye başladığım günlerde inşa olmaya başladı,hatırlamazsın belki.Onlara gülüp,onları tükettikçe büyüyordu bu şehir.Kendi acılarım bittiğinde,başkalarının acılarıyla beslenmeye başladım.Yüzü asık olan her insana yaklaştım,hepsinin acısına ortak olmak istedim.Zaten gülümseyen bir insana mutluluğunun nedenini sormak ne haddime!Acılar olmalıydı odak noktam,topladığım tüm hüzünleri heybemde biriktirip,onlara rağmen gülebilirsem kendime müthiş bir yaşam sağlayacaktım.
Lâkin,hiçbir zaman teorik bir plan pratikte işe yaramaz.Acılarla beslendikçe soyutladım kendimi,mutlu anıların konuşulduğu her sohbetten.Onları anlamaz oldum ve böyle oldukça daha da büyüdü bu şehir. Aslında sessizliklere muhalefetim tabut sessizliği zamanımın henüz gelmemesindendi fakat kuşatıldığımı hissediyordum eşsiz bir yalnızlıkla.
İşte hikayenin düğümü tam burası.Aslında sen sadece elinde olanı kullanıyorsun ve bazen kendi acizliğin abartılı egoistliğinle birleştiğinde kadere ettiğin o basit küfürler çıkıyor ortaya. Oysa ben mükemmelin savunucularındanım.Benim senden farkım kendi acizliğimi kabul etmek.Mükemmel bir insan olmadğımı biliyorum ama bu beni,şu mükemmmel kurgunun keyfini çıkartmaktan alı koyamıyor.
Tüm bu grilikler,kelimeler yani şehrin tamamı işte bu mükemmel kurgunun eseri.Senin yaşadığın dünyada acılara yer olduğu sürece benim şehrim büyümeye devam edecek.
Sürdüm acılarını aklımın tüm düzlüklerine.
Hayatın keyfi bu ya çıldırmanın ta kendisi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.