- 887 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEKERPARE
İkindi güneşi veda ediyor düşlerime.Aralık bıraktığım kapımdan usulca bir “ aralık” ürpertisi giriyor kalın kazaklı kollarımdan içeri.Yalın bir soğuk sokuluyor sormadan.Gözüm çift camlı,çok bölmeli pencerede.Yetmiş altı mevsimdir aynı yerde duran şekerpareye bakıyorum.Kendini sonbaharın sarı kollarına çoktan bırakmış şikayet etmeden.Göğe uzanan heveslerine eşlik ediyor kalın dalları.Aralarından son yudumlarını bırakıyor güneş akşamın.Arkasındaki; Bob Ross evlerinden bir örnek gibi duran ama yine de gecekonduluk fakirliğini elden bırakmayan köhne yapının banyo sobasının bacası seçiliyor dökülen yapraklarının arasından kolayca.
Ağaç yalnız,rüzgara itiraz etmeden yapraklarını saldığı için çaresiz,ağaç etlerinden sıyrılmış kemikler gibi kuru,ağaç mevsimsel kısırlığıyla meyvesiz…Yetmiş altı mevsimdir sanki ilk defa orda.Yazdan yaza terk edilen,buz beyazının özensiz fırça darbeleriyle iliştirildiği soluk renkli evin parmaklıklı duvarının ardından yalnızca mavi özgürlüğe uzatıyor kollarını.Çardağın kuru asma yaprakları kıskanıyor,yalnız şekerpareyi.Soğuk demirlere sarılmış titrek asma dalları özeniyor korkusuz ululuğuna.O hep misafirperver; baharın ”ilk el”liğinde çiğ damlalarını oturtuyor samarlı yapraklarına.Zamanın pusulası kışa vurduğu vakit manto gibi sarmalıyor kar gökyüzünün en karasallığında.İçimdeki kaşif ses uyanıp saruyor:Ağaçlar da üşür mü?
Temmuz başını uzattığı zaman ekşimtırak yeşil çağlaları sarıya bırakıyor rengini tüm kayısı ağaçlarının.Bir çoğu tenha;Don vurmuş davetkarlığından ayaza.Bizim şekerpare ise nazlanıyor.Ağustos kayısısı verecek sabırsız avuçlara.Serçeler konuyor yeşil yapraklarına.Bal tadında kayısılardan nasiplenmeye çalışıyor her biri minik gagalarıyla.Sonra arılar geliyor ansızın,hiç beklenmiyorlarken.Daha toplanmadan mahsulünü doğaya armağan ediyor şekerpare.Sonra…Mevsim kısır döngülüğünden ödün vermeden sararıyor yine yaprakları Eylül’ün acımasızlığında.Küçük damarlarıyla mülteciler gibi kalabalık bir intihar gerçekleştiriyorlar dalından yapraklar.
Vadesini dolduruyor bir sonraki mevsimde.Demirbaşlığından vazgeçiyor bahçenin. Kuruyor Şekerpare gövdesine sürülen kirece inat böcekler sarıyor,kemiriyorlar içinde bir yerleri.Yetmiş Dokuzuncu mevsiminde veda ediyor ardındakilere acınarak.Sonra;bütün bitişlerin ardından durduğu yerde çillenen bir ilk bahar sabahı başını çıkartıyor topraktan küçük bir fidan,eskisinin dalından düşen inatçı çekirdekliğiyle.
NURAY DUMAN