- 893 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEKİ ŞEYTAN !
Gün dönüşmeye başlarken geceye, içimdeki çırpınışlar tamamlarken evrimini, dolunaya hacet yok dercesine zorluyorlar.
- hey bizde varız, duy ulan duy. Biraz sonra görüşürüz diyorlar.
Kalabalık içinden sıyrılmaya az kaldı, biraz daha dişimi sıkmalıyım. Etrafımdakiler
- iyi akşamlar diyorken, sırıtıyorum.
Masamın üzerindekileri gelişi güzel düzeltiyorum, bu gün bunları bitirmeliydim oysa, yarına kaldılar. Ertelendim mi unuttum mu ne oldu, bunu kafama takacak değilim.
Sahi bana ne oldu ki, unutuldum mu, ertelendim mi ?
Çok da bişey sanki, her ikisi de birbirinden beter değil mi, tekerine çomak soktuğum ?
Kim dedi şimdi bu lafı ?
Terbiyesizsin sen oğlum, çeket, gıravatla adam olunsaydı meclis önünde adam görmeye giderlerdik.
Hani olduğun gibi görünecektin, olamıyorsan göründüğün gibi, olduğundan neden bi haber bunca insan ?
Susarsın tabi, işine gelmiyor tabi ikiyüzlü seni.
Bunu da ben dedim değil mi ?
Başkası dese şimdi yırtınır dururdun...
Yumruklarını sıkar, sesini yükseltir, gözlerini kocaman yapar üzerine yürürdün.
Dur dur söyleme Allah bilir döverdin de...
Silkelendim...
Ne çabuk dalıyorum son zamanlarda, kendimle ne kadar mücadele ediyorum Yarabb.
Bana güç ver Allah’ım.
Yolda yürürken önümden insanlar atlıyor köprünün üstünden, gözlerimin önünde sele veriyorlar kendilerini...
Biri diğerine öyle bir esiyor ki, kırıyor dalını, budağını, kolunu bacağını.
Öyle hoyrat davranıyor ki anne yavrusuna, bu anne ile, annem arasında uçurumlarca fark var ve keza bir evlat babasına sövüyor, içki aklını başından almış diyor babası.
Barların olduğu sokaktan geçmemem lazım, kapı açıkken gözüm içeri kayıyor çünkü.
Her akşam gırla muhabbet, kadının kahkahası, kapanınca kapılar susuyor.
-Gir sende içeri, bak bakalım oğlum, bir daha mı gelecen sanki, gir içeri bir şey içmezsin, kola iç yada. Sanki istemiyormuş gibisin, bari beni kandırma rezill.
Sus bi sus! (sessizce)
-Goygoycusun oğlum sen.
- Yeminle bunun ne demek olduğunu bilmiyorum, madem bilmiyorsun nasıl dedin ?
- Duydun bir yerden çakal..
- Sus!
- Bak kızıl saçlı gözleri pörtlek pörtlek. Sen şimdi bununla neler neler..
- Estağfirullah.... el aziym ve etubu ileyh.
Ne kadar zorlarsam okadar üstüme geliyor Yarabb.
Bilirim sen çekemeyeceğimden fazla yük vermezsin de, çoğu zaman sırtımı yere vurulmuş buluyorum, Rabbim yalnız sana sığınıyorum.
Bir gün yolda yürürken , ekseri başım aşağıda yürürüm.
-Yalancı..
-hayır doğru
- ee anlat sen anlat.
Bir çift bacak gördüm.
-Ökküz.
-Nasıl baktığını bilmiyorum sanki.
-Yeminle başımı çevirdim, çevirmedim mi, adımlarımı hızlandırıp geçmedim mi yanından ?
İlk köşeden döndüm, burun buruna geldim
-Hımm Onu hatırlıyorum ne güzeldi değil mi ?
-Değil ?
La havle çekmedim mi ?
-Orada la havle çektin sonra, edepsiz ?
Affet Yarabbi.
Yap yap, Affet Yarabbi.
- Ben sana söylüyorum oğlum, bırak kasma kendini. Bak herkes ne kadar rahat, sen sırf kastığın için gözüne batıyor bunlar. Bence rahatla, Onlar salmış, koyuvermişler, Göz değil mi alsın nasibini.
Sus bi sus. Allah’ım islah et Yarabb.
Ey nefsim!
Ey bir türlü peşimi bırakmayan şeytan!
Bilirim varsınız, hemen hemen bana hoş gelen her şeyde.
Hatta bu sitede, bu sayfada.
Sizin işiniz bu ve iyi yaptığınızda aşikar, günah çok, ama sevaplarda var.
An ile yoldan çevirdiğinizde şahlandığınız gibi, sabah namazına kalkarken, belinizi kırdığımı da bilirim.
Mevlamın rahmetinin büyüklüğünden şüphem yok.
Ama şunu da bilirim.
Bismillahirrahmanirrahim
“İnsanlar! Allah’ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr şeytan da Allah’ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın." (Fatır, 35/5)
Bana önce yap, sonra tevbe edersin ile gelmeyin.
Lakin gidecek başka yerimin olmadığını da iyice belleyin.
İlâhî!
Hamdini sözüme sertâc ettim,
zikrini kalbime mi’râc ettim,
kitâbını kendime minhâc ettim.
Ben yoktum vâr ettin,
varlığından haberdâr ettin,
aşkınla gönlümü bîkarar ettin.
İnayetine sığındım, kapına geldim,
hidayetine sığındım, lûtfuna geldim,
kulluk edemedim, affına geldim.
Şasırtma beni, doğruyu söylet,
neş’eni duyur, hakikati öğret.
Sen duyurmazsan ben duyamam,
Sen söyletmezsen ben söyleyemem,
Sen sevdirmezsen ben sevemem.
Sevdir bize hep sevdiklerini,
Yerdir bize hep yerdiklerini,
Yâr et bize erdirdiklerini.
Sevdin habibini, kâinata sevdirdin.
Sevdin de hil’at-i risâleti giydirdin.
Makam-ı İbrahim’den Makam-ı Mahmûd’a erdirdin.
Server-i asfiyâ kıldın.
Hâtem-i enbiyâ kıldın.
Muhammed Mustafa kıldın.
Salât-u selâm ona,
onun âl-u ashâb-u etbâına, yâ Rab!"
(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)
YORUMLAR
Her yönüyle harika bir eserdi.Kendime bazı nasihatler çıkardığım muhteşem eserinizi
canı gönülden kutluyor saygılar sunuyorum..
ferromuratti
çok teşekkür ederim,hoş geldin , şeref verdin.