- 698 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUTLU DOĞUM!
Peygamber efendimiz, ruhaniyetiyle bu hafta aramızda. Yüzyıllar önce İnsanlığa müjdeci, uyarıcı, âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizi doğum yıldönümüyle hatırlamak, hatırlatmak başka bir güzellik. Kuran’ın sırrını bizlere açıklayan, mesajlarını deşifre eden; ruh ve gönül dünyamızın ilham kaynağı Hz. Peygamber sevgisi asırlardır nesilden nesillere taşınarak milletimizin kalbinde yer etmiştir...
Nisan yağmurunun mayıs çiçeğini getireceği gibi, peygamber sevgisi hayatımızın her alanında huzur ve güzellik çiçeklerini oluşturacaktır.
Dün nasıl bir hayat yaşandı? Ne hedeflendi? Kimler örnek alındı? Bu gün ise nasıl bir hayat tasavvur ediyoruz, kimleri örnek alıyoruz? Hayata güzellik veren ruh nedir? İnanç ve peygamber sevgisi nedir? Peygamberimiz devrinde yaşanan o hayatın kodlarını zamanımıza davet edebiliyor muyuz? O güzellikleri tekrar nasıl yaşayabiliriz? Bizden sonraki nesilleri bu zenginlik ve güzelliklerden nasıl yararlandırabiliriz? Yaşanan sıkıntılardan kurtulmak ve arınmak için, bir muhasebe yaparak, sorularla hemdert olarak cevaplar aramalıyız.
Mutluluk veya mutsuzluğumuzun bizden başka sorumlusu yoktur! İçerisinde bulunduğumuz şartların; siyasi, ekonomik, kültürel krizlerin insanımız üzerinde önemli sarsıntılar oluşturduğu bir vakadır.
Bu gün İslam dünyasını ve bizleri kasıp kavuran en tehlikeli hastalık; dünyevileşme temayülü olmuştur. Öyle bir hayat yaşamalıyız ki, iki âlemde de kurtuluş ve huzur kaynağımız olsun. Allah ve Resulüne göre uyarlanmış sade, samimi idealize edilmiş rafine bir hayat. “En büyük zenginliğimiz; ‘inancımız ve ihlâsımızdır.’ eğer onu kaybedersek, dünyalık hiçbir şey bizi hayra, rızaya ulaştırmayacaktır.”
İnsanlığa rehber olarak medeniyete güç veren islamdır, onun peygamberidir.
“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.(Tevbe süresi 128)
Bu gün insanlığın dünyada karşılaştığı ağır problemleri aşmak, huzur bulmak için İslam’a ve onun peygamberinin ruhaniyetine, hakikatlerine her zamandan daha çok muhtaçtır…
Yaşantımızda iki tercihimiz var, ya umutları tüketecek hayatın mihneti altında ezileceğiz ya da zamanın, maddiyatın, benliğin esaretine düşmeden hayatı tanzim edip mutlu sona ulaşacağız. Huzur, mutluluk, kurtuluşa erme Allah ve peygamber sevgisinde saklıdır. Varlığın nedenini anlayan insanın, kulluk bilinciyle barışık yaşayan insanın, özüyle sözüyle işinde, ailesinde sapkınlıkları olmayanların, İslamı yaşayarak anlamlı kılanların çabaları insanı ve toplumu yüceltecek ve mutlu sona ulaştıracaktır.
İlerlemenin, yücelmenin yolu; Allahın iradesine tabi olmak, peygamber sevgisiyle yaşamaktan geçer. Tüm İslam coğrafyasını ve milletlerini birleştiren, Müslümanları kardeş yapan Allah inancı ve peygamber sevgisidir. İslam bir hayatın, bir milletin yaşama tarzıdır. Yaşantımızın her anını Allah inancı, peygamberin sünneti akıl, hikmet ve bilimle güzelleştirmeliyiz ki hayatımız anlamlı, her iki dünyamızda huzurlu, mutlu olsun...
Aşırı dünyevileşmeden ve maddileşmenin altında ezilmeden, dinî değerlerimiz kaybolup gitmeden İslam peygamberinin mesajlarını hayatımıza rehber yapmalıyız... Bu gün içine düştüğümüz karanlıkların batağında boğulmadan ancak Hz peygamberin sünnetine sarılarak, inanç şuuruyla, sonsuz hayata hazırlanarak ebedi saadete uzanabiliriz...
Kulluk bilinciyle peygamber sevgisiyle barışık yaşayan insanın tüm hayatı sağlam istikamette olacaktır. Hz. Peygamberin sunduğu evrensel tebliğ bütün kalpleri, bütün ruhları, bütün akılları, bütün nefisleri ideal ufka yükseltecek bir mesajdır. Söylediği hakikatler, örnek yaşayışlar bizlere kılavuzluk ettiği sürece mutluyuz, huzurluyuz.
Unutulmamalıdır ki, insanlık için en güzel rehber; bütün güzellikleri bünyesinde toplayan ve güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamberdir. Kurtuluş modeli ise Peygamberimizin insanlığa sunduğu modeldir. O’nun sünnetinin ifası inancımızın kalbimize ruhumuza, hayatımıza yansıyan süsü ve güzelliğidir. Kâinatın ve hayatın anlamını bize kazandıran, insan olmanın onurunu zenginleştiren ruh, kalp ve gönül dünyamızı güzelleştiren Hz. peygamberin sözleri ve yaşantısıdır. O’nu gerçekten, yürekten sevmenin ölçüsü, yaşantımızın her safhasını Kuran’ın şuurunda, onun sünnetine uygun olarak yaşamaktan geçer.
Bugün her zamankinden daha çok dostluğa, kardeşliğe, sevgiye ihtiyacımız var… Bu kardeşliğimiz, asker arkadaşlığından, yol arkadaşlığından hatta ebeveyn kardeşliğinden de daha önemli. Kardeşlik sadece kan bağı ile olmaz, önemli olan din bağı kardeşliğidir
"Ey Allahın kulları gerçekten kardeş olunuz”. “Müslüman müslümanın kardeşidir, onu terk ve ihmal etmez.” (Hadis-i Şerif)
“İslam kardeşliği” çerçevesinde kutlanan “Kutlu Doğum Haftası” etkinliğinin insanlığa, dünya barışına ve bizlere de katkı sağlamasını, İslam coğrafyasında peygamber sevgisinin yerleşmesine vesile olmasını diliyorum…
Bu günlerde aşkla, şevkle, heyecanla Peygamberimizin sevgisiyle dopdolu gönüllerimiz. Ey nebi sensiz gönül çiçeklerimize hüzün çöktü. Sımsıcak, ‘’Ümmetim’’ diyordun ve selam gönderiyordun bizlere yüzyıllar ötesinden. Şimdi ise ümmetin şu geçici âlemde senin sünnetini yaşayamadığından mahcup… Belki sana layık ümmet olamadık ama sevgin gönüllerimizde her an yanıp tutuşmakta… Ey sevgililer sevgilisi, ey özlenen peygamber, selam ve salâvatlar hep sana…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.