- 651 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Bestsellerin Günlüğü
OCAK
Çok yoğun günler geçiriyorum. Olmak istediğim yer bu olmasa da yine de hoşuma gidiyor. Kapağımla, rengimle farklı ve yeni olduğum için tüm aile fertlerinin ilgisi üzerimde. Kimileri önsözümü okuyor sadece, kimileri son sayfamı açıp okuyor gizlice, kimileri de arka kapağımda yazılanları okuyor. Sadece evin annesi birkaç saat boyunca tuttu elinde. En son evin babası alıp tuvalete götürdü beni. Orada birkaç sayfamı okuduktan sonra günlük gazetenin magazin sayfasına daldı. Sonra da gazeteyi üzerime koydu. Ocak ayı boyunca tuvaletteki gazeteliğin üzerinde magazin gazetesinin altında bekledim.
ŞUBAT
Birikmiş gazeteler toparlanırken görüldüm evin annesi tarafından. Yerimden alınıp salondaki televizyon sehpasının üzerine konuldum. Bu ay sadece evin babası tarafından bir kez alındım ele. Bir konuğuna bir şey göstermek için aldı beni ve sayfalarımdan birkaç paragraf okudu. Bir konuda haklı olduğunu kanıtlamak için.
MART
Bahar temizliği var evde. Sehpanın üzerinden alındım, tozum silindi. Evin babası bir toplantıda yapacağı konuşmaya hazırlık için içimden birkaç bölümü üstünkörü okudu ve birkaç da not aldı.
NİSAN
Ailenin büyükbabası misafirdi bu ay. Çok sevdim onu. Kitaplıktan beni seçti ve okuma koltuğuna oturdu. Okuma şansı olmadı ne yazık ki. Uyuyup kaldı saatlerce. Hoşuma giden şey en azından saatlerce birinin sıcak elleri arasında ve dizinin üzerinde kalmış olmamdı.
MAYIS
Kimi yapraklarıma yeşil lekeler bulaştı. Evin genç kızı dışarıdan getirdiği çiçeği kuruması için yapraklarımın arasına sıkıştırdı ve benden daha kalınca olan kitapların altına koydu. Camlar artık açık tutuluyor ve bahar havasını soluyorum kalın kitapların altında ezilsem de.
HAZİRAN
Gazetelerden kestikleri kuponları içime doldurdular. Kuponlar birikip çoğaldıkça estetiğim de bozulmaya başladı. Hamileler gibi karnım şişmeye başladı. Şekilsiz bir hal aldım.
TEMMUZ
Beni kitaplıktan alıp bir valize koydular. Üç haftalığına tatile gidiyor tüm aile. Bir yandan seviniyorum nihayet baştan sona kadar okunacağım diye, diğer yandan üç hafta boyunca valizin içinde sıkışmış olarak karanlıkta bekletileceğim diye korkuyorum.
AĞUSTOS
Hâlâ valizin içerisindeyim.
EYLÜL
Nihayet yeniden olmam gereken yerdeyim. Kütüphanede rafın içerisindeyim. Sağımda solumda yeni birkaç kitap ve magazin-moda dergileri var. Keşke onlar kadar okunsaydım diye hayıflanıyorum, olanları gördükçe.
EKİM
Birkaç dakikalığına da olsa evin oğlu alıp okudu beni. İçimdeki bilgilerin bir kısmını beyaz kâğıda geçirdi yazarak. Okulda dersi varmış sanırım. Bu yazdıkları da ev ödeviymiş. Bu kez evin oğlunun çalışma masasında unutuldum.
KASIM
Ortalık ve evin oğlunun odası toparlanırken yeniden kütüphane rafına geri döndürüldüm. Ay boyunca sadece bir kez o da eve gelen bir bayan konuğun eline geçtim. Parmakları arasında sayfalarımı karıştırıp bu kitabın reklamını çok görmüştüm ama okumadım, nasıl güzel mi? Diye sordu evin hanımına.
ARALIK
Bu ayın ortalarında yerimden aldılar beni. Tozumu silip kıvrılmış yapraklarımı düzelttiler. Hatta çiçek yaprağının oluşturduğu lekeyi bile temizlediler yapraklarımın üzerinden. Sonra beni çok parlak ve süslü kâğıtlara sardılar. Yılbaşı yaklaşıyordu ve birilerine armağan edilecektim.
En azından gelecek ay hiç olmasa birkaç kişi tarafından yoğun bir şekilde okunacaktım.
Şimdi süslü kâğıtlara sarılmış halde geriye sayımı bekliyorum.
YORUMLAR
Bir Bestsellerin son günlerine yakın;
BİR GÜN
Bir vesile ile bir seyyar kuru yemişçinin eline geçtim, herifçioğlu pek kitap kurduna da benzemiyor ya “dubakali nolcek”. O ha, o da ne! Herif sayfalarımı tek tek kopartıyor, imdaaat adam öldürüyorlar… Pardon kitap yırtıyorlar imdaaaat!
Neyse, herifin niyeti kötü değilmiş yahu, yırttığı sayfalarımdan çekirdek, leblebi koymak için külah yapacakmış. Bir işe yaramak ne güseeel...
Saygılar