- 791 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOLAK HALİL
………… ÇOLAK HALİL ………..
Çolak Halil, pencereden dışarıya,manasız boş gözlerle baktı. Kar hafiften yağmağa devam-
Ediyordu. Üç gündür yağan kar,yavaşlamış yerini zaman, zaman kuvvetlenen rüzgara –
Bırakmıştı.
………. Allah kahretsin, nerde kaldı bu ambülans. Diyerek homurdandı. Dönüp, divanın üzerinde-
Sancıdan kıvranmakta olan eşi Fikar’a baktı. Fikar’ın çok acı çektiği yüzünden belli oluyordu.
Fikarın baş ucunda oturmuş, annesinin alnına ıslak bez koyan kızı haticeye seslendi.
………. Hatice, kızım şu sağlık ocağını tekrar arasana, nerde kaldı bu ambülans.
………. İki defa aradım baba, Ambülans, atik yaylasına gitmiş. Gelir gelmez yollayacaklar.
………. Allah kahretsin, iki saat oluyor , sen bir defa daha ara.
Fikar hanım, çolak halil’in ikinci eşiydi. İlk eşi senem hanım, evin ikinci katında beş kızı ile-
birlikte oturuyordu. Çolak Halil, üst üste beş kız çocuğu, dünyaya getiren senem hanımın-
bir daha çocuk doğurmam , erkek istedik kız oldu. Ben fabrika değilim Allah böyle verdi-
yeter artık deyince, çolak Halil, inat olsun diye, kendisinden 25 yaş küçük, genç yaşında –
dul kalan, fikar hanımı, kuma olarak eve getirmiş, fikar hanımdan’da 4 kızı olmuştu.
Beşinci’de erkek çocuğa hamile kalan fikar hanım. El üstünde tutuluyordu. Dokuz kızın üzerine-
Gelecek oğlanın adını bile şimdiden ( Emrah) koymuşlardı bile. Çolak Halil’in , baba’dan kalma-
Bağı, bahçesi, zeytinliği vardı geliri çoktu,ama neslini devam ettirecek bir erkek evladı yoktu.
Bu nedenle doğacak oğlu için, şimdiden, iki büyük koç, birde Dana’yı, doğacak oğlu’nun şerefine
kesmek için ahırda hazır bekletiyordu.
Kapının zili çaldı. Çolak Halil gidip kapıyı açtı. Kapıda abisi, yengesi,abisinin oğlu ve onun –
Hanımı duruyordu. Telaşla içeriye girdiler. Abisi Hamit bey hemen sordu.
……… Durumu nasıl?
……… Durumu iyi değil abi. Sancısı gittikçe ağırlaşıyor.
……… Ambülans niye gelmedi. Yol mu kapalı?
……… Bilmem’ki, kız iki kere aradı. Ambülansın biri zaten tamirdeymiş, öteki’de, atik yaylasına gitmiş.
Gelir gelmez göndereceklermiş.
……… Siz iki gün önce iskenderuna hastaneye kontrola gitmedinizmi?
……… Gittik, doktor hanım daha iki haftası var dedi. Bende anlamadım abi çok endişeliyim, bebeğe-
kötü bir şeyler olmasın?
……… Ağzını hayıra aç Halil, herkes panik içinde, bari sen sakin ol. Allah’ın izniyle bir şey olmasın-
Hayırlısıyla, kazasız belasız, sağlıklı doğar inşallah, sen yüreğini ferah tut.
……… Elimde değil abi, ne yapsam, heyecanım bir türlü geçmiyor. Hayırlısıyla şu ambülans-
Gelsede, hastaneye ulaştırsak.
Bu sırada kapının zili çaldı. Kapıya yakın abisiyle konuşan çolak Halil, hemen kapıyı açtı-
gelen ilk karısı senem’di .
……… Fikar’ın durumu nasıl Halil?
……. Görmüyormusun! Orda acı içinde kıvranıyor.
………. Bana niye tersleniyorsun halil, ambülans gelmedi diye hırsını benden mi çıkarıyorsun?.
……… Tamam, tamam, ben zaten deli gibiyim, ne yaptığımı, ne söylediğimi biliyormuyum. Şu-
sağlık ocağını bir daha arayın.
Bu sırada, uzaktan ambülans görünmüştü. Karla kaplı yolda, yavaş, yavaş ilerleyerek –
geliyordu.
……… Tamam, tamam , çok şükür ambülans geliyor senem aramayın.
Çolak halil’le, abisi Hamit bey ambülansı karşılamak üzere hemen dışarıya çıktılar.
Ambülans gelip kapının önünde durdu. İçinden bir ebe inip hastayı kontrol etmek için-
hızla eve girdi. Çolak Halil şoförün yanına gitti.
…….. Nerde kaldınız arkadaş, iki saat’i geçti , kaç oldu arıyoruz sizi şikayet edeceğim.
……… Geldik işte bey efendi, bu kışta kıyamet’te tek ambülans’la hangi birine yetişelim.
Herkesin işi acil. Atik yaylasından gelir gelmez buraya gelmek üzere yola çıktım.
Yolda lastik patladı, değiştirmek zorunda kaldım.
Çolak halil’in abisi araya girdi.
……… Halil sen içeriye gir ,fikarı hemen ambülansa getirin.
Çolak Halil, eve girerken, Hamit bey şoföre baktı.
…….. Sen onun kusuruna bakma kardeşim, üzüntüsünden heyecanından, ne yaptığını,ne-
söylediğini bilmiyor.
Bir kaç dakika sonra , fikar hanımı evden çıkarıp ambülansa yerleştirdiler.
Çolak Halil ebe’ye sordu?
……. Neyi var hemşire hanım?
……. Ben doktor değilim amca. Doğum falan görünmüyor, zaten siz iki gün önce kontrole –
hastaneye gitmişsiniz. Doktorunuz size daha iki hafta var demiş. Biz hemen hastahane-
ye gidelim doktor bir baksın.
Hamit bey , çolak halil’e baktı
…….. Daha ne konuşuyorsun Halil, hemen ambülans’a bin, oğlum bektaş , sende karını al amcanla-
Beraber gidin.
Çolak Halil,yeğeni bektaş ve eşi Nurcan ambülansa bindiler. Hamit bey kapı kapanmadan önce-
oğlu bektaşa seslendi.
…….. Bektaş, bize hemen telefon açıp haber verin, bizi merakta bırakmayın. Tamam’mı oğlum?
…….. Tamam baba gider gitmez arar haber veririm.
Ambülans hareket edip yavaş, yavaş köyün çıkışına doğru uzaklaşmağa başladı.
Yarım saat sonra, belen’e ulaşmışlardı . İlçede sağlık ocağı vardı ama hastane yoktu.
Ebe hanım, sağlık ocağında indi , ambülans iskenderuna doğru hemen yola çıktı.
E 5 kara yolu biraz kalabalıktı ama oto ban gibi çift gidiş çift gelişi olan geniş bir yoldu.
Ambülans şoförü, siren’i açmış, arabaları sollayarak iskenderuna doğru yol alıyordu.
Ambülansın arkasında ise, fikar hanımın ağrıları fazlalaşmış, acıdan ara sıra off çekiyordu.
Çolak Halil çaresiz gözlerle karısına baktı.
…….. Az kaldı hatun. 15 – 20 dakika sonra Allah’ın izniyle hastaneye ulaşırız.
Fikar hanım artık sancıya dayanamaz hale gelmiş, ağlamağa başlamıştı.
……. Oy anam ooy! Allah’ım sen beni kurtar,dayanamıyorum, ayyy!
Nurcan fikar hanımın elini tuttu.
……. Az kaldı yenge, ne olur biraz daha dayan.
……. Dayanamıyorum Nurcan, ayyy ölüyom ben! Allah’ım kurtar beni, oy anam oyyy!
Nurcan çolak halil’e baktı, çolak Halil’in yüzü üzüntü ve korkudan, kıp kırmızı olmuştu.
……. Amca, çantayı nereye koydun?
……. Şoför mahalline koydum kızım. İyi’ki sordun kızım, bu telaş içinde çantayı unutmayalım.
……. Tamam amca merak etme ben alırım çantayı.
Sessizce oturan bektaş, çolak halil’in kolundan tuttu.
…… Amca sakin ol biraz, hem şekerin hem’de tansiyonun yüksek biliyorsun. Bak tir tir-
titriyorsun.
……. Ne yapayım yeğenim,elimde değil, ilaçlarımı’da aceleden evde unuttum.
…….. Amca sen dokuz çocuk babasısın ,tecrübelisin, eğer doğumsa,zaten sezaryenle-
Doğum yapmayacak’mı? Merak etme hemen doğum yaptırırlar.
…….. Bilmiyorum yeğenim, doktor iki hafta var dedi, az önce ebe’de doğuma benzemiyor dedi.
İnşallah, doktoru meral hanım hastahanededir.
Ambulans nihayet iskenderuna ulaşmış, doğum hastahanesinin kapısında durmuştu.
Çolak halil’le yeğeni bektaş fikar hanımı ambülanstan çıkararak kadının her bir koluna birisi-
girip hastahaneye girdiler. Nurcan’da şoför mahallinden çantayı aldı ,şoföre baktı.
…….. Abi sen hemen gitme, belki amcamlar, geri dönerler.
…….. Beş on dakika beklerim bacı, ama çağırırlarsa, hemen gitmek zorundayım.
…….. Tamam abi sağol , ben birazdan eşimle haber gönderirim sana. Nurcan hastahaneye girdi-
çolak Halil bu sırada kapıda işlemleri yaptırıyordu.Fikar hanımla nurcan asansöre binerek-
yukarıya çıktılar.işlemleri bitiren çolak halil ,yeğenine baktı.
…….. Bektaş, yeğenim sen burada bekle, ben yukarıya bir çıkıp bakayım.
…….. Tamam amca , ben buradayım sen çık.
…….. Çolak halil asansöre doğru yürürken, güvenlik görevlisi, hemen durdurdu.
…….. Yukarı çıkamazsınız beyefendi yasak.
…….. Ne yasağı kardeşim, karımın yanına gideceğim
…….. Yanında bir bayan nezaretçi gitti beyefendi, siz gidemezsiniz.
…….. Kardeşim ilk defa’mı geliyoruz buraya, daha önce böyle bir şey yoktu.
…….. Baş hekimin yeni emri beyefendi, şimdi yasak ziyaret saatinde gidip görebilirsiniz.
……. Peki doktor meral hanım buradamı?
…….. Hayır meral hanım burada değil. Meral hanım dün bir haftalık izine ayrıldı, İstanbula gitti.
Annesinin ayağı kırılmış, ziyarete gitti.
…….. Peki yukarda hangi doktorlar var?
…….. Mustafa bey’le İbrahim bey var?
…….. Bayan doktor yokmu?
…….. Şu an yok, bu gün cumartesi beyefendi. Yarın sabah ezgi hanım nöbetçi.
…….. Şimdi telefon etsek gelmezmi?
…….. Yarın gelecek dedim ya , beyefendi, anlamıyormusunuz?
…….. Bağırma kardeşim, o zaman ben karımı özel hastahaneye götüreceğim.
…….. O zaman niye buraya getirdin beyefendi?
…….. Bayan doktordan başkasına karımı elletmem. Telefon edin karımı geri indirsinler.
…….. Beyefendi işlem yaptık, beklide eşinize acilen müdahele ediyorlardır.
…….. Etmesinler kardeşim, karıma erkek doktorun müdahele etmesini istemiyorum.
Hasta hakkı denen bir şey var, istediğim doktor’u seçme hakkım var.
Araya çolak halil’in yeğeni bektaş girdi.
…….. Amca sakin ol yengem zaten kötü durumda, başka hastahaneye gidene kadar, çok zaman –
kaybı olur.
…….. Sen karışma yeğenim, ben karıma erkek doktorun bakmasını istemiyorum.
Çolak halil, ani bir hareketle merdivenlere doğru koştu, arkasındanda güvenlik görevlisi –
Peşinden gitti. Çolak halil , 50 yaşında olmasına rağmen dinç’ti. Merdivenleri ikişer ikişer –
atlayarak çıkıyordu. Güvenlik görevlisi yetişemeyeceğini anlayınca seslendi.
…….. Amca dur, bekle. Ortalığı ayağa kaldırma. Ben seni götürürüm, bana laf getirtme.
Çolak halil durdu. Güvenlik görevlisi yanına geldi.
…….. Çok ayıp ediyorsun amca, beni işimden edeceksin. Gel asansörle yukarı çıkalım.
Asansöre binip, birlikte yukarıya beşinci kata çıktılar. Koridorda yürürlerken, çolak halil-
koridorun sonunda kapının girişinde bekleyen nurcanı fark etti. Nurcanda onları-
fark etmiş, bir terslik olduğunu çolak halil’in gelişinden anlamıştı.
…….. Hayırdır amca, nedir bu telaşın, bir terslik mi oldu?
…….. Fikar nerde kızım? Fikarı alıp başka özel hastahaneye götüreceğim.
…….. Ne oldu’ki?
…….. Meral hanım yokmuş izine ayrılmış, iki doktor varmış ikiside erkek.
…….. Amca, Fikar yengemin durumu iyideğil, bırak doktorlar gerekeni yapsın.
…….. Olmaz! Kesinlikle buna müsade edemem, hem dinimize göre haram.
Kızım sen git doktoru ebe’yi kim varsa buraya çağır, ben konuşurum.
…….. Amca yapma , ben söyleyemem doktor bana kızar sonra. Hem sen şeker’in-
Tansiyon’un için bayan doktora gidip muayene oluyorsun haram olmuyurda.
…….. Sus ! Bana akıl verme. Ben erkeğim, sen çağırmazsan ben gidip çağırırım.
Bu sırada odadan bir ebe çıkıp yanlarına geldi.
…….. Ne tartışıyorsunuz , burası kahve’mi? Hakan bu bey ne istiyor?
……. Nemin hanım. Bu bey hanımını alıp , özel hastahaneye götürecekmiş.
…….. Madem özel hastahaneye götürecektin,niye buraya getirdin amca.
……… Sana hesap vermek zorunda değilim ebe hanım, ben eşimi alıp götüreceğim.
Sen doktoru buraya çağır.
……… Ebe hanım isteksiz bir vaziyette, söylene söylene gitti. Birkaç dakika sonra-
Doktor hızlı adımlarla yanlarına geldi.
……… Siz’mi hastanızı götürmek istiyorsunuz?
………. Evet doktor bey, karımı götürmek istiyorum.
,,,,,,,,,, Eşinizin ismi nedir?
……… Fikar özkaya.
………. Beyefendi, eşinizin durumu iyi değil. Henüz doğum görünmüyor, acilen tahliller-
yapıp sebebini öğrenmemiz lazım. Başka hastahaneye götürene kadar vakit geç-
olabilir.
…….. Siz çıkışını yapın doktor bey ,zaten ambülans aşağıda hazır bekliyor.
…….. Peki, madem’ki çok ısrar ediyorsunuz, sorumluluk size ait, ben hemen gönderiyorum.
Doktor gittikten bir kaç dakika sonra bir görevli, sedye üzerinde fikar hanımı kapıya-
getirip çolak halil’e birkaç kağıt imzalattıktan sonra hastayı teslim etti. Güvenlik-
görevlisi, çolak halil, nurcan, üçü birlikte hasta asansörüne sedyeyi geçirip aşağıya-
zemin kata indiler. Ambülans şoförü arabanın yanında duruyordu , onları görünce –
şaşırdı, hemen arka kapıyı açtı. Fikar hanımı ambülansa yerleştirdiler, şoför sordu.
……. Ne oldu amca , doktor yatırmadımı?
…….. Hayır ben özel hastahaneye götüreceğim.
…….. Hangi hastahaneye gideceğiz?
…….. En yakın özel hastahane neresiyse oraya gidelim.
…….. En yakın Deniz hastanesi.
…….. Tamam haydi biraz acele edelim.
Ambülans hemen hareket etti, sahil yolunu takip ederek, Atatürk bulvarını geçip-
Sağa dönerek şehit Pamir caddesinde ilerlemeğe başladı. Siren sesini duyan arabalar-
sağa yaklaşarak ambülansa yol vermeğe çalışıyorlardı. Ambulans kırmızı ışık falan-
dinlemeden, hızla gidiyordu. Bir kavşağa geldiklerinde kırmızı ışıkta bekleyen arabalar-
yeşil’in yanmasını bekliyordu, ambülansin geçecek yeri olmadığı için yavaşlayıp durdu.
Bir kaç saniye sonra ambulans hızla yoluna devam etti. Pac meydanı’na ulaşmışlardı-
Burası E5 kara yoluyla bağlantılı geniş bir meydandı. Ambülans hızla geniş meydana –
Çıkarken, yan taraftaki yolda’ da trafik lambası yeşile dönmüştü. Bir servis otobüsü –
Hareket edince hızla yanından geçmekte olan ambülans’a yandan bindirdi. Çarpmanın-
etkisiyle yöndeğiştiren ambülans, orta refüje çarpıp, birkaç takla attıktan sonra karşı –
yönden gelen yolcu otobüsünün altında kaldı. Birkaç saniye içinde etraf karışmış,
trafik durmuştu. Herkes olay yerine koşuyordu. Büyük bir meraklı kalabalık ambülansın-
etrafını sarmıştı. Birileri hurdaya dönen ambülanstan içerdekileri kurtarmağa çalışıyordu.
Ambülans şoförü ilk çarpışmada, ön camdan fırlayıp ambülansın altında kalarak orada-
Ruhunu teslim etmişti. İtfaiye gelip preslenmiş gibi duran ambülansın içinde kalanları –
çıkarmağa başladılar. İlk çıkarılan çolak halil’di, yaralıydı, ikinci çıkarılan yeğeni bektaş-
oldu o da yaralıydı. Ar kasından, nurcanın, ve fikarın cansız bedenini çıkardılar.
Olay duyulunca köyden,akrabalar komşular, hastahaneye akın etmişlerdi. İçeriye kimseyi –
Almıyorlardı. Hamit bey.hastahanede işlemleri yapmak için oradan oraya koşturuyordu.
İşlemler bittikten sonra, kardeşi çolak halil’in yattığı odaya gitti. Çolak halil yatakta gözleri –
kapalı, hareketsiz yatıyordu. Yanına yaklaştı.
…… Halil beni duyuyormusun?
Çolak halil gözlerini hafifçe araladı,abisiyle göz göze geldi. Bir şeyler söylemek için –
Dudaklarını kıpırdattı ama , konuşamadı. Hamit bey sinirli bir sesle konuştu.
…… Doktorunla konuştum halil, şeker,ve tansiyondan dolayı sol tarafın tutmuyormuş-
Felç olmuşsun. Anlayacağın, bundan sonra yatalak olarak ömrünü geçireceksin.
Senin yüzünden, karın ve doğacak çocuğun, benim gelinim nurcan ve ambülans şoförü-
öldü. Sen dört kişinin katilisin beni duyuyormusun. Allah’ın sopası yok derler ama bak şu-
haline. Bundan sonra beğenmediğin 9 kızına ve ilk eşin senem’in ellerine muhtaçsın.-
İnşallah,onlar’da seni evin alt bodrumuna atarlar, orada her gün inleye, inleye ölürsün.
Seni Allah’a havale ediyorum halil. Sen kaç ailenin canını yaktın halil, benim oğlumun-
Gencecik, fidan gibi karısı öldü iki yaşındaki oğlu öksüz kaldı. Ambülans şoförünün –
karısı, çocukları perişan oldu. Allah seni bildiği gibi yapsın halil. 2- 3 çocuk neyine-
yetmiyordu, illede erkek evlat diye tutturdun, 9 çocuk yaptın. Al sana erkek çocuk.Hani-
nerde oğlun. Beni iyi dinle halil. Bundan böyle benim Halil isminde bir kardeşim yok.
Seni kardeşlikten red ediyorum, ne halin varsa gör.
Hamit bey çok acılıydı,hem gelinini kaybetmiş , hemde oğlu bektaş yaralıydı. Çolak-
Halil’i oracıkta boğmamak için kendini güçlükle tutuyordu. Sessizce odayı terk etti.
YORUMLAR
Muzaffer kardeşim.Gerçek hayattan bir örnek vermişsin.Umarım tez zamanda cehaletten kurtuluruz.Toplum olarak eğitime ihtiyacımız var.Her şey eğitimle bilgi ile oluyor.Ama bizim bildiğimiz inşallah maşallah.
Yüreğine kalemine sağlık.
muzaffer_55
insalık ve vatandaşlık görevimiz. Sevgi ve saygılar.