Üç Silahşörler
2 Nisan tarihli bi’ önceki yazım ‘’Ne Halt Edeceğimi bilemiyorum’’ da bahsi geçen faaliyet olan fasulye çimlendirme eylemim diğer adıyla ‘küçük ölçekli ziraat’’, 10 gün sonra sonuç verdi. Beni de tarifsiz mutluluklara gark ederek.
Yukardaki fotoğrafta gördüğünüz arkadaşın adı Müslüm. Henüz gün yüzüne çıkmayıp eşgallerini vermemekte direnen iki arkadaşı Cüneyt ve Fahrettin’in aksine benimle ve Dünya’yla merhabalaştı. Maşallah çınar oldu çınar ! Üstelik diğerlerinden 3 – 5 saniyede olsa geç ekmeme rağmen. Bi’ nevi erken doğum, prematüre diyebiliriz. Fakat senden benden sağlıklı şükürler olsun. Müslüm’ün yaprakları çıktı yaprakları !
Bana garip bir şekilde yaşam enerjisi ve mutlulukla çorba olmuş umut aşılıyor Müslüm. Bende ona olan borcumu yemini suyunu eksik etmeyerek ödemeye çalışıyorum. Aramızda çiftçi – ürün ilişkisinden çok bir abi – kardeş, efendim bir gergedan bekçisi kuşu – gergedan ilişkisi var. Zamanla kökleri daha sağlamlaşacak ve rahat etmek isteyecektir. Bu durumda bende onu bir saksı yardımıyla toprağa dikmeyi düşünüyorum.Fakat toprağı nerden bulacağım ? Gayet ironik değil mi. Betonlaşımlı kentleşmeye ağır küfürler…
Bunun yanı sıra sadık fasulyelerim Müslüm, Fahrettin ve Cüneyt’ten hiçbir karşılık beklemiyorum. Zira bu üçünün vereceği potansiyel ürün, afedersiniz ama pilavın üstüne kuru olmaya bile yetmeyecektir. Onlara en başta birer canlı ve dost olarak bakıyorum. Onlar artık bir Mazhar – Fuat – Özkan, bir Metin - Ali - Feyyaz oldular.
Son olarak Ankaralı Ayşe Dinçer’den ‘’Fasülye’’ adlı eseri onlara armağan ederek yazımı noktalamak istiyorum. Hep birlikte söyler miyiz ? Buyrun:
‘’Bu fasulye 7 buçuk lira
Hem kaynasın hem oynasın
…
İki çatal bir de kaşık
İşlerimiz hep dolaşık’’
H. Barış Beledin
cellde. tumblr.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.