Renkleri Kayıp Bir Şehir
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. İp koptu, beşik devrildi. Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Dar attım kendimi dışarı… Bilenler bilir, bilmeyenleredir sözüm! Niğde’nin kızları pek haşarı… Bir tokat vururlar ensene, gözlerin fırlar dışarı… Benim adım Sinem… Bir tarafım tozluk dumanlık, bir tarafım çayırlık çimenlik, bir tarafım sazlık samanlık…,Bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Artık başlayalım masala bu güzel söz ile…
Bir zamanlar herkesin varlığından bihaber olduğu fakat içinde birçok insanın yaşadığı bir şehir varmış. Bu şehrin renkleri kayıpmış ama şehirde yaşayanlar çok uzun süredir burada yaşadıkları ve diğer şehirlerle irtibatları olmadığı için bu eksikliğin farkında bile değillermiş.
Yani her şey siyah beyazmış anlayacağınız, ay, güneş, gök, çimen… Bütün şehrin rengi siyah, beyaz ve gri arasında paylaşılmış. Herkes bu duruma öyle çok alışmış ki kimse yağmurdan sonra neden gökkuşağı çıkmıyor dememiş. Ressamlar solgun resimleriyle mutluymuş. Güneş sarısına küskünmüş. Gök mavisine uzakmış. Çimen yeşiline hasretmiş.
Her insan kendi grilerine, siyahlarına, beyazlarına alışmış diğer renklerin varlığına ihtimal bile vermez olmuş. Bir tek şehrin yaşlı bir delisi varmış, aslında akıllıymış da tüm şehir renksizliklerini hatırlattığı için ona deli dermiş, işte bir tek o bahsedermiş mandalina turuncusundan, gülün kırmızısından, denizin mavisinden… Ona hayretle bakarlarmış renklerden bahsederken.
Ama şehrin gün be gün büyürmüş renklere açlığı, homurdanırmış, oflayıp poflarmış da nafile duyuramazmış sesini.
Gel zaman git zaman bir gezgin bu uzak, duvarları geçilmez gibi görünen şehre yaklaşmış. Bin bir güçlükle bu duvarları aşıp şehre girmiş. Şehre girdiği andan üzerindeki semanın rengi kaçmış, pabuçlarının kahvesi yitmiş.
Şaşkınlıktan küçük dilini yutacak gibi olmuş. Hemen birini bulup bunun nedenini sormaya çalışınca, bulduğu, sorduğu herkes onun ne demek istediğini anlayamamış. Hatta ona “Bu şehrin bir delisi vardı o yetmez gibi sen de ikincisi oldun” demişler.
Adam anlamış ki o deli dışında şehirdeki kimsenin renklerden haberi yok. Adresini sorup yaşlı deliyi bulmaya ve bu şehrin gerçeğini öğrenmeye koyulmuş. Yaşlı adamın yüksek bir tepede bulunan kulübesine varıp kapıyı çalmış.
Yaşlı adam bu Tanrı misafirini içeri buyur edip gri ekmek, beyaz süt, peynir ve gri domatesli bir kahvaltı ikram etmiş. Gezgin yemeği yerken bir yandan da merak ettiği şeyleri sormaya başlamış.
"Bey amca, bu şehrin renkleri nerede? Nasıl olurda gök mavi, toprak kahverengi, çimenler yeşil olmaz? Ve kimse nasıl olurda bunu fark etmez? "
Yaşlı adam gezgine hayretle bakmış.
"Sen renkleri bilir misin?" demiş.
"Bilmem mi bey amca, bak şu pabuçlarıma onlar kahverengiydi, üzerimdeki gömlek açık maviydi, gözlerim hele gözlerim elaydı benim. Bir de şu hale bak. Hepsi kayıp! Hadi anlat bana nedir bu renksizliğin aslı?"
"Ah evladım… Bilmezsin hatta ben de bilmem koca dedem anlatmış dedeme, o da babama. Onlar gizlemişler bu insanlardan ama ben dayanamadım, renklerin hayali bile rüyalarıma, yüreğime sığmaz oldu. Susamadım bu insancıklara renklerden bahsettim, bana deli dediler hep bir ağızdan. Onları da suçlamıyorum gerçi, hiç görmedikleri bir şeye nasıl inanabilirler? Ama hep böyle değilmiş bu şehir bir zamanlar güneş sarı ışıldarmış, gökkuşağı yedi renkle salınırmış her yağmur ardından, ağaçlar huzurlu bir yeşilmiş.
Vakti zamanından bu şehirde bir kız yaşarmış. Elinden fırça düşmez, bin bir renkli resimler yaparmış. Öyle mutluymuş ki. Bu şehir de mutluymuş, siyaha uzakmış, tıka basa renkmiş.. Bu kızın gün gelmiş anası ölmüş, babası yeni bir kadınla evlenmiş. Günler sonra bu kızcağız yatağa düşmüş.
O kadın her gün azar azar kızın yemeklerine zehir katmış, ne babası fark etmiş, ne tabipler, ne dostlar. Sonra dayanamamış tazenin bedeni daha fazla, babasını yanına çağırmış ölüm arifesinde.
Demiş ki:
“Babacığım, biliyorum öleceğim, benim ömrüm tükendi. Ölmekten değil, gömülmekten çok korkuyorum. Tek bir şekilde korkmam. Ben ölürsem şu kutuyu da benimle birlikte gömün.” der demez ölmüş.
Babası kızının son isteğini yerine getirmiş, kanlı gözyaşı dökerek hem de.
İşte o kutuda, kızın rengârenk boyaları varmış…"
Nun
YORUMLAR
Çok beğendim gerçekten çok hoştu. Ama Keşke devam ettirseniz belki renkleri katabilirsiniz o dünyaya. Bence ettirin, lütfen.
O qué
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
Saygılar, sevgiler
kutsaltoprak
Şiiri, mizah, öykü, her dalda oldukça başarılı yazılar yazan bu değerli kızımızı ayakta alkışlıyorum. Şiirden sonra öykü ile de günün yazı seçilebilmek büyük bir ustalık gerektiyor.
Vitrinlerde kitaplarını da görmeyi dilyorum kendi adıma. Ve mutlaka vardır diyorum. Eğer varsa okumak istiyorum. Evet...Yazarlık konusunda bir şeyler öğrenebilmek için bu yazarın kitaplarını okumak istiyorum ben.
Selam ve sevgilerimle.
O qué
Sizden bu güzel sözleri duymak ne çok mutlu etti ne çok onur duyurdu anlamam, çok utandırdı bu güzel yorum beni...
Saygılar, sevgiler...
heyy dünyayı fırçalayan masal al rengarenk hayallerimde kal.:)
tebriklerim günün yazısına hayata kattığınız gökkuşağı yürekli eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız Sinem dost...:)
sevgim saygım selamlarımla..
O qué
Sevgilerimle daima
Eskiden krallar, hazineleriyle gömülüyor muş ya, ressam kız da boyaları ile gömülmüş.
Oysa bilse ki; bizim en büyük hazinemiz renklerimiz olduğunu yine gömdürür müydü acep?
Sevgili yazarım, masal okumayı da yazmayı da severim ama senin masalın bir başka güzel olmuş.
Tebrikler, sevgilerimle...
O qué
Ah bilse değil mi bir bilse...
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuza..
Sevgilerimle
şiire doymaya çalışırken bu rengi kaçırmışım ister istemez...ah şu yoğun çalışmanın gözü kör falan olsun mu onu da bilmiyorum... çok güzeldi sevgili Sinem, yerini hak etmiş kesinlikle.
O qué
Güzel yorumunuza çok çok teşekkür ederim, sevgilerimle daima..
Harika bir öyküydü.Okurken gözlerimin önüne geldi renklerin olmadığı ama solgun hayatların barındığı paradoks bir şehir.Hikaye can acıtıcıydı.Özellikle de finali insanı yüreğini burktu.Ve o renklerin ötesindeki mistik doku,verilen ders takdire şayandı.Kaleminize yüreğinize sağlık.Yine sizin ellerinizden çıkan harika bir paylaşım olmuş.Kutlarım,seçkiyi sonuna kadar hakediyor.İlhamınız daim olsun.Sevgiler,saygılar.
O qué
GREENDAY
Demek şehrin renklerinin kaynağı küçük kızmış:)
şimdi ders çıkaralım, analıklara dikkat yemeğe az,az zehir katarak öldürebilirler,ana gibi yar bağdat gibi diyar olmaz,analıklara dikkat yazık ,yetimler neler çekiyordur acaba,sevgisiz kalır birde üstüne zehir vah yazık dikkat etmeli,2alışkanlıklar belli bir süre sonra kanıksama getirir,alışkanlıklar kanıksama getiriyorsa kötüdür,olağanın dışına çıkanlar halk nazarında deli görünür,delilikte bir velilik vardır,her deli denene inanmak akıl karı değildir,delilik görecelidir,bir kasabanın geçmişini aramak isteyenler,gizleri çözmek isteyenler önce en yaşlı deliye gitsinler:)
iyi masal kutlarım,
O qué
Saygılarımla
Çok sevdim ben bu masalı. Masalın güzelliğinden midir yoksa çocukluğumda baş ucumda hiç masal anlatanım olmadığından mıdır bilemedim.
Kalemi de sevdim üstelik. Yetenek, ustalık , duygusallık.. hepsi birden var.
Tebrikler, saygılar.
O qué
Saygılarımla değerli yazarım...
O qué
Saygılar, sevgiler...
balıbey
Diğer eserlerinizi de okuyacağım inşaallah ... Bir ömür güzel görmeniz dileklerimle ...
O qué
Gönülden tebriğinize gönülden teşekkür ederim...
Sevgiler, saygılar
O qué
Çok teşekkür ederim Sema, çok.
Sevgimle daima
Angie
Ben de bu kuvvetli kalemin sahibinin beğenisinden mutlu oldum elbette. :)
Senin için güne gelmek usulden olmalı. Çünkü buraya yakışan bazen sadece eserler, bazen ise isimler... Sen isimlerden olansın emin ol buna.
Her daim okumak dileğimle.
O qué
Teşekkür ederim, tekrar...
Bunu kızıma da okutacağım...Değerli kalem çok sıcak ve berrak su misali duruydu...selamlar ve tebrikler
O qué
Selamlar, saygılar..
dugyların işlenmesi ancak bu kadar güzel bir eser çıkarabilirdi ki sadece yüreğim değil bedenimle beraber titredim, anlatım ustaca, duyguların işlenmesi emek verilmenin ötesinde güzelce, hissetmek değildir yazarlık hissettirmektirde ve hissettirdi hem de nasıl! kutlarım günün seçkisini, güzel yürekli yazarımızı kalemin daim olsun...
O qué
Hissettirebildiysem ne mutlu bana..
Sevgilerimle
günün seçkisini layıkı ile hak eden bu eşsiz kalemi yürekten kutluyorum saygılar
O qué
Sevgi ve saygılarımla daima
O qué
Teşekkür ederim güzel yorumuza, varlığınıza..
Sevgilerimle
Giriş peşrevine bayıldım:)
Masal da güzel. Daha ne olsun.
Sevgiler canım yazarım.
Tebrikler ve de.
O qué
Canım benim çok teşekkür ederim. Aslında girişte çok bir emeğim yok dediğim gibi olan bir şeyi kendime uyarladım:D
Atalarımız sağ olsun :p
Sevgilerimle...
Bu kez duyguyu yansıtan kelimeler değil cümleler değil bütünde duygusal bir olayın merceklenmesi olmuş. Bu daha faklı olmuş. Güne seçilmesini tebrik ederim. ( "Niğde’nin kızları pek haşarı", 8 yıl kaldım ama hiç haşarısını görmedim:) )
O qué
Hıımm demek Niğde'de 8 sene kaldın:) Bak bunu bilmiyordum .
Öğrendiğim iyi oldu .p
Sevgilerimle
ne güzel bir anlatım..
ne güzel bir masal..
beğeniyle okudum..
sevgilerimle..
O qué
Çok teşekkür ederim mutlu ettiniz beni..
Sevgilerimle hep..
"Susamadım bu insancıklara renlerden bahsettim," renklerden" olacak sanırım.
mesaja kapalı olduğun için buraya yazmak zorunda kaldım canım.
okurken bir an dikkatim dağıldı.
sevgimle sinemcim...
O qué
Çok şanslıyım ben dikkatli okurlarım var.
Düzelttim canım ;)
Sevgiler
O qué
İnşaallah olmaz öyle, bizden sonrakilerde renklerin neşesini, büyüsünü yaşarlar.
Sevgilerimle
Sinemciğim,umarım Niğde'nin tüm kızları senin gibi haşarıdır. Öyle güzel bi anlatım ki,nasıl diyim sanki o renklerin kaybolduğu şehirdeydim. Yaşattın,hissettirdin.
Ama dilerim hiç yaşamazsın bu renksiz hayatı,çekilmiyor çünkü inan buna... Rengarenk yazılarına devam.SEVGİMLE!
O qué
Hepimize renkli mutlu ömürler versin Rabb.
Sevgimle daima..
Şiir Cadısı
çok güzel ve çok değişk bir konu etkiledi beni senin yazılarını okumayı seviyorum bende sayfama misafirliğe beklerim sizi tek kelimeyle çok güzeldi tebrikler sizi favorilerime ekliyorum tanrıları yazmayı unutmayın ama
sevgiler
O qué
Tanrılar yazısını hatırlatmasanız hiç unutmuştum inanın:)
Aklımda olsun. En kısa zamanda iade-i ziyaret sayfanıza inşaallah.
Sevgilerimle daima...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Sen gerçekten iyi bir anlatıcısın, yazdıklarını okurken cümlelerin arkasındaki duyguyu hissedebiliyorum. Bence bunu yapmak çok zor bir iş. Tek anlamlılığın ötesinde okuyana orada yazmayan şeyleri de hissettirebilmek...
İnsan etrafındaki renklerden çok içindeki renklerle yaşar. Ancak içindeki sevinçle duyumsar gerçek maviyi, gerçek yeşili. Denize umutla baktığımda başka bir mavi görürüm, ağaçlarda başka bir yeşil, martılarda başka bir beyaz...
İçinde çok büyük bir acısı varsa insanın, renkler kaybolur. Siyah beyaz filmlerdeki gibi grinin açık ve koyu tonları olur sadece. Öyle zamanlarda insanın etrafında renklerden bahsedecek bir deli olmalı. Güzel şeyleri tekrar hatırlamak için.
İçindeki renklerin hiç solmamasını dilerim. Sevgiler...
Tekerlemeyle başlayan seçkin sözcelerle süslenen giriş...
İyi ki renkler varmış hayatta...
Masal tadında masal okuduk sayfanızdan...
Kurgu, anlatım ezcümle her yöyüyle başarılı bir çalışma...
Tebriklerimle...
O qué
Tekerlemeye gelince:)
Hali hazırda bir tekerlemeyi alıp azıcık dejenere ettim:D
yani aslında tamamen benim sözlerim değil, iki ekleme yaptım:)
İyi ki varsınız güzel yorumlarınıza sayfamda.
e d i b / a h m e t
Tevazu ve nezaketle yaklaşıyorsunuz...
Tekrardan kutluyorum, saygıyla...
e d i b / a h m e t
Tebriklerimle...
tualdeki tüm renkleri savurdum kentin üzerine / o kız yaşasın masmavi
cansın
O qué
Yaşasın evet, hele de çocuklar. Mutlu yaşasınlar, renklerle yaşasınlar daima.
Sevgimlesin, koskocaman öpücüklerimle
O qué
Saygılarımla