YİNE YOLLARDAYIZ DOĞUBAYAZIT

• 11 Nisan 2012 Çarşamba 21:01:57

Yağmur yağıyor ama soğuk yok ılıman bir havada gezmek güzel
Rabbime şükürler olsun ki bu güzel yerleri görmeği nasip etti bize.
Geceyi Karsta geçirip sabah çarşısını dolaştık buranın kaşarı çok meşhurmuş hep aldık.
Hem hediye götürür hem de
Alış veriş olsun diye, küçüktü fazla gezecek yer yoktu, yine koyulduk yola.
Saat dokuzda Kars’tan ayrıldık,
Yolumuz Doğubayazıt. Yine yollar yine dağlar Karadeniz ne kadar yeşillik ve ağaçlıksa buralar aksine çorak.
Hiç ağaç ve yeşillik yok diyebilirim, buraların dağları’da başka
Küçük küçük bir birine yapışık gibi doğaya ayrı bir güzellik veriyor.
Öyle dağlar var ki anlatılmaz.
Devamlı dağlardan gidiyoruz düz yollar var ama hepsi otlak buralarda insandan çok hayvanlar var geçimleri hayvancılık.
Evlerse dam gibi basık ve kerpiçten ne çatı var nede boya derdi,
Beni düşündüren şehirden uzak bu yerde bu insanlar nasıl yaşar ne yer ne içerler. Görünürde hiç yeşillik yok,ucu bucağı olmayan çorak dağlar .
Ara sıra peşimize takılırcasına akan dereler var bazen sağımızdan bazense solumu da tatlı bir ahenk veriyor bu ıssız vadiye,
Köyler çok az görünüyor uzaklardan. İnekler koyunlar daha çok.
Üç saat kadar gittik böyle dağlarda,
Birazcık canlılık başladı elma ağaçları domates tarlaları ve daha bir çok yeşillik belikli bir yerleşim yerine geliyoruz. Evet burası Iğdır çok güzel bir yer.
Burasını ege bölgesine benzettik. Hava çok sıcak, kış diye düşlediğimiz bu yerlerde Aydını hiç aramadık sıcaktan yana.
Bu güzel ığdır’ımız da iki saat kaldık çarşısını dolaştık parkında oturduk, yine yola koyulduk ıssız sessiz yorgun dağlar dedim,
Hiçbir yeşillik yok ara sıra çok uzaklarda bir iki ağaç dışında
Dağlardan akan ince dereler yanımızdan akan dereyle buluşuyor hepsi bu derken.
Karşımızda Ağrı dağı belirdi tepesi bembeyaz karla kaplı,
Ağır ağır yaklaşıyoruz ,
Öyle ki ağrı tüm ihtişamı ile aşağılara bakıyor gibi geldi bana.
Sanki benim gibisi var mı.
Tabi ki yok Ağrımız bir tek,Allahtan hava bu gün açık da bu muhteşem dağı gördük yoksa başı devamı dumanlı olurmuş şans işte doruklarını gördük.
Evet öyle güzel bir gezi oldu ki, anlatılmaz güzeldi.
Doğubayazıt’a geldik otobüs sümüz otelin önünde durunca sağ olsun yıldıray arabaya nasıl bindi anlamadık halam eniştem diye sarıldı gurbette olunca insan bir yakınını görünce çok seviniyor.
Bizi alıp evine götürdü.
Sevinç vardı teyze torununda hoş beş sohbetten sonra öğle yemeği yedik ve ayrıldık gezecek yerlerimiz vardı.turdan ayrılmak olmaz dı diyerek yine otele geldik bizi bekliyorlardı.
Bazıları takıldı çok korktuk sizi askerle alıp gitti diye çıkışanlar oldu
Oysa şöförümüz biliyordu bu gece otelde değil de evde kalacağımızı.
Yolumuz İran sınır kapısına gittik yolda gördüğüm kamyonların sayı belli değil çok üzülmüştüm günlerce burada bekliyorlar .
Buraya gelirken bile yollarda askerler durdurup kontrol var dediler
Zavallı askerler bizi tur görünce selam verip gönderiyorlardı bir yerde sadece tüm kimliklerimizi toplayıp aldılar sonra geri verdiler .
Gümrük kapısından döndük görecek hiçbir şey yok.
Geri dönüşte Nuh’un gemisinin çukuru var diye uzaktan göster’di Şöförümüz inip gidip bakmadık bir rivayette burada imiş. Şimdi
İshakpaşa sarayını gezeceğiz.
Babanın başladığı oğlunun bitirdiği bu güzel tarihi eserde yine harap vaziyetteydi. Bu sarayında bir hikayesi varmış.

Çoban padişah kızına aşık olmuş ve istemiş padişahta hayır dememiş git Ağrının tepesinde bir ateş yak biz buradan görelim gel kız senin demiş.
Tabi ki günler geçmiş aylar geçmiş, ne çoban var nede ateş
Güzel sultan kız yataklara düşmüş çünkü çobanda gönlü varmış babasına bana öyle bir saray yap ki Ağrıyı görmesin demiş
İşte İshakpaşa sarayı öyle yapılmış baba bitirememiş oğlu tamamlamış ve doksan dokuz yıl sürmüş yapımı. Öyle nakışlar var ki anlatılmaz güzel Ağrıdağ’ını da hiç görmüyor.
Ah ustalık dedim içinde misafir salonları camisi mihrabı
Mutfakları o devirde akla hayale gelmeyen güzellikleri görüyor insan düşününce en önemlisi de oymaların içine ESMAÜL HÜSNAYI
İşlemiş bizden başka bir tur daha vardı Ankara dan gelmiş ve bir araştırmacı dekandı takılıp peşlerine dinledim ne güzel anlatıyordu.
Hiç Esmaül Hüsnalardan buldunuz’mu diye sordum evet dedi bir kaçını buldum aramaya devam ediyorum, dedi dinlemek çok güzeldide bizim zamanımız yoktu.
Hani babayıda ziyaret edecektim biraz hızlı oldu bu ziyaretim ben sarayda dolaşırken bizim gurup arabaya gidip yerleşmiş ben biraz geç kalmıştım.
Yine Doğubayazıt’tayız pasajları var çok büyük olmasa’da burada çok kaçak eşyalar var aklının alabildiği kadar.Ağaç oymalarından tutun da tabak çanak fincan örtüler hepsi İran işi, herkes gönlünce alış veriş yaptı.
Biz yine eve gittik. Bu gece buradayız. Sabah erken yollara düşeceğiz.