- 1044 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMAK DEĞİL, ZOR OLAN İNSAN OLMAK.
Aslında insan olmakta değil zor olan. Zor olan insanca yaşamak, insanca düşünmek ve düşündüklerini hayatına olduğunca yansıtabilmek. Adil, dürüst, vicdanlı, anlayışlı, hoşgörülü ve sevgi dolu olmak, insanın insanca yaşamasına yeterken riyanın, hoşgörüsüzlüğün, yalanın ve nefretin havada yaşamsal bir gaz gibi bulunduğu bu dünyada, ciğerleri bu havayı teneffüs etmeye yetmeyecek kadar zayıf biri olarak boğulacak gibiyim.
İyi gün güzelliklerini paylaşabilmeyi meziyet sanıp adını dostluk koyanlar, sıkıştığım an kuyruklarını kıstırdıkları gibi var güçleriyle kaçarken, bacaklarındaki gücü kuvvet sayan bencil ve sahte dostlarım. Zayıflıklarını, korkaklıklarını, basiretsizlik ve güçsüzlüklerini bastırmak için iftiralarının arkalarına sığınan sözde dostlarım, hani şimdi nerdesiniz? Sizinle bugünlere kalmamak, kalırsam da dayanak olun diye dost olmuştum, niye kaçtınız? Tamam, kaçın, bir şey dediğim yok, insanlığınız bu kadarmış. Ama siz düşseydiniz, sizin gibi davranmayacağımı biliyorsunuz değil mi? Allah insanlara ayakları ve elleri, düştüklerinde kalksınlar ve yürüsünler diye vermiş. Şükür, elimde sağ ayağımda. İnsanlar düşürerek değil, düşerek ve kalkarak güçlenir kuvvetlenir.
İyi ki varsınız, iyi ki sağlıklısınız. Varlığınızla insanlığın önemini bir kez daha anladığım için, acı dolu yüreğim yinede size şükran dolu. İnsanlığımdan sizin gibi kaçacak kadar güçlü bacaklarım olmasa da, yerden kalkacak kadar mecalim yine var. Boyum sizden çok ama çok kısada olsa, yüreğim yinede sizi sığdıracak kadar büyük sevgiyle dolu.
Söz verip sözünden dönmeyi cesaret, sıkıştığında kaçmayı kuvvet bilenler, dünya küçük ömür kısa. Bir gün dünyanın da sonunu bulduğunuzda kaçacak bir yeriniz kalmayacak. Ardınıza dönüp baktığınızda insanlığınızdan ve sevgisizliğinizden ne kadar uzaklaştığınızı anlayacak ve ona yetişmek için ne ömrünüzün ne de gücünüzün kalmadığını göreceksiniz. İşte o an, kimin ne kadar korkak, zayıf, güçsüz ve sahtekâr olduğunu fark edeceksiniz. Ama ben, sizi o halde gördüğümde inanın şu andan çok ama çok daha fazla üzüleceğim. Çünkü üzülmenize dayanamayacak kadar yufka yürekliyim.
Bu hafta yazdıklarımın pek anlaşılır olmadığını biliyorum. Ama dünyada böyle değil mi sizce? Elimden geldiğince sözüne sadık, güvenilir, dürüst ve hoş görülü bir insanım. Hayır övünmüyorum. Çünkü ben insanım, olması gerektiği gibi yaşıyorum. Ama dünya öyle bir hal aldı ki, bilenler için bu vasıflar ulvi meziyetler sayılır oldu. Bilmeyenler ise, ”Bir insan bu kadar iyi olamaz! Kesin bunun altında bir bityeniği var.” Diyerek sizi aklınıza gelmeyecek şeylerle itham ediyorlar. Kirlenmiş boğucu havada nefes almakta zorluk çekiyor olsam da, insanlığımla güçlüyüm yaşıyorum, direniyorum. Kalkacak kadar mecalim var demiştim, değil mi? Bakın yazdıkça kalkıyorum ayağı. Anlamak, anlamaya çalışmak veya anlamadığınızı kabul ederek hoş görmek. Evet, bu duyguları oldukça yoğun yaşadığım bir haftada efkârımı sizinle paylaşarak rahatlamak istedim. E, dost işte böyle günlerde belli olur dostlarım.
“BİR GÜN GÜNEŞİNİZİ KAYBEDERSENİZ EĞER, GÖZLERİNİZİ YUMMAYIN. ÇÜNKÜ YILDIZLARI DA GÖREMEZSİNİZ.”
Bir çiçeğin tohumunda büyüttüğüm, sevgimle saygımla beslediğim ve hayallerime ışık olsun diye gökyüzüne saldığım güneşim bir balon gibi sönüp gitti. Olsun, insanlığım yıldız, yüreğim ay bana. Saygılarımla efendim.
YORUMLAR
üstad insan olmak zor zenaat...şayet her birey insan olmuş olsa idi kötülükleri değil de iyilikleri teneffüs ediyor olurduk...sen sitemkar halinle dahi o kadar duygu yüklü ve de yüreklisin ki...artıların seni düştüğün yerden kaldırmaya yeterde artar bile...tıpkı beni anlatmışsın yazını okurken hüzünlendim varsın hüzün olsun elbet birgün bu hüznün yerini mutluluk alacak ümidimizi yitirmeyelim...varol...saygı ile