Aşkın Kanunu...
Aşkın Kanunu
Aşkın kanunu öğrencilik yıllarında bize öğretilen fizik, kimya ve matematik derslerine benzesede hayattaki uygulama tamamen tezat oluyor.
Aşk biraz fizik biraz matematik ve sanki birazda kimya gibi. Önce fizik kurallarına göre çekim gücünü yaşıyorsun, akabinde kimyan değişiyor şekilden şekile giriyorsun.
Sonrasında ise matemetik gibi önce toplanıyorsun, sonrasında eksiliyorsun, bir başka işlemde defalarca çarpılıp binbir parçaya bölünüyorsun. En zoruda bir türlü denklemi kuramıyorsun. Belkide öğrencilik yıllarında bu derslerden başarılı olsanda gerçekde
maalesef sınıfta kalıyorsun kocaman bir sıfır, sonuç hüsran, yenilgi, başarısızlık.
AŞK da
A nın ilk harfi gibi önce aşkını yaşamaya sonrasında anlamaya sonunda da ağlamaya başlıyorsun.
Ş de ise şiirselliği yaşıyorsun, şevki, şiddeti, şoku, sonrasında şuursuzca yaşamayı.
K de ise tamamen kayboluyorsun,önce keyfini çıkartıyorsun sonrasında kıvrılıyorsun, ardından kavramaya çalışıyorsun kurtarmak isterken kayboluyorsun.
Aşkını yitirdiğinde ise edebiyata dalıyorsun, onun için şiirler, yazılar hikayaler yazıyorsun. Sanki öğrencilik yıllarındaki gibi.
Aşk bambaşka bir duygu, elde tutamıyorsun, gözle görebiliyorsun çünkü sende olağanüstü değişikliği yaşıyorsun. Sanki sen gitmişsin yerine bir başka sen gelmiş oluyorsun.En çok da ayrılıktan sonra yaşanılanı, şen şakrak olan kişi derin acılar içinde sessizliğe gömülmesi gibi...