BİR GAVURDAĞLI'NIN AMERİKAN MACERALARI-13
Yaklaşık on onbeş dakika yol yürüdükten sonra Richard amcanın söylediği yere geldik.Richard amca durunca şöylece bir etrafına bakındı.
-Talip şimdi sana bazı otlar göstereceğim,bunlar topluca bulunmazlar,az sonra birbirimizden uzaklaşabiliriz.Sana gösterecğim otları iyi tanı.Birbirimizi göremeyecek derecde uzaklaşırsak ıslık çalalım oldu mu?sanırım ıslık çalmyayı biliyorsundur,dedi
-Ayıp ettin Richard amca çocukluğumda köyde inek güderken çok ıslık çaldım ben.İstersen bülbül gibi öterim,istersen aslan gibi kükrerim,dedim
-Aferin evlat,dedi Richard amca.
-Sen zaten sıradışı bir adam benziyorsun.
-Neye dayanarak böyle söylüyorsun, dedim
-Baksana onca olay gelmiş başına,yarın da ne geleceği belli değil.Tanımadığın bir adam için ölümüne her şeyi göze alıyorsun,bu yetmez mi? dedi.
-Bunu herkes yapar Richard amca,dedim.
-Hayır evlat bu devirde bunu yapan çok nadir çıkar.Bir ara sizin İstanbul da sokak ortasında bir adamı bıçakladılar da kimse gidip ne oluyor orda dememişti.Adam göz göre göre ölmüştü.Bunu televizyonda izlediğimde çok üzülmüştüm.İnsanlık acaba öldümü diye.Sende bana diyebilirsin sizin buralarda böyle şeyler olmuyor mu ?diye,cevap vereyim elbette oluyor.Zulmetin milliyeti olmadığı gibi,iyiliğin de milliyeti olmaz evlat.Sen bir Türksün ve gelmiş Teksas’ta bir Amerikalıya yardım etmeye çalışıyorsun.İşte olay budur.O yüzden sıradışısın diyorum sana.
-Teveccühün Richard amca,biz insanlık görevimizi yapıyoruz.
-Neyse konuyu uzatmayalım,gel bak işte şu çalının kenarında duran otu görüyor musun?bunda biraz çokça vardır sen sadece bu ottan topla.Ben bir iki değişik ot daha toplayacağım,dedi.Otu elime aldım,bir iyice inceledim.ucu iğneli yapraklı bir ottu.
-Tamam Richard amca sen merak etme ben bundan toplarım,dedim.Richard amca bu arada biraz uzaklaşmış otları toplamaya başlamıştı bile.Az sonra çalılıkların arasından kaybolup gitti.Yaklaşık on beş dakika geçmişti ki,sanırım yeterli olmuştur diye düşünüp Richard amcayı bulmak için bir ıslık çalayım dedim.İlk başta bir iki ıslık çaldım karşılığında cevap alamayınca bu defa arka arkaya ıslıklar çalmaya başladım.yüz ikiyüz metrelik bir alanda duymaması imkansızdı.Tiz bir ıslık sesi ortalığı inletmesine rağmen ses seda yoktu.Birden aklıma bir fikir geldi.Sakın dedim,sakın..Richard amca bize böyle bir oyun oynayıp kaçmış olmasın.Eyvahlar olsun,nasılda tuzağına düştüm şu ihtiyar adamın diye hayıflanmaya,heyecanlanmaya başladım.Heyacanla ıslık çalmalarımı devam ettirirken bir o yana bir bu yana deliler gibi koşturuyordum.Az evvel benimle konuşurken bana "sen sıra dışı bir adamsın " derken dalga mı geçmişti yoksa?Asıl sıradışı olan kendisimiy di,gençsiniz ama,tecrübeniz yok,yeme çabuk geliyorsunuz mu demek istemiş ti acaba?Tüm bunları düşünürken az ilerdeki kayalıklardan bir kaya parçasının aşağı doğru yuvarlandığını gördüm.Acaba neler oluyor du?korkum daha da artmaya başlamıştı.Yavaş yavaş kaya parçasının düştüğü yere ilerledim.Tam kayalığın başında büyükçe bir bodur ağaç vardı.Hafifçe ağacın etrafını dolaşırken birden ne göreyim !
(Devamı Gelecek...)