KÜÇÜK ALİ' NİN HAYAT İLE MÜCADELESİ
Bir katlı, iki odalı, kırık dökük bir evdi.Küçük bir sobayla ısınıyordu...Ali, o akşam, okuldan eve, geç gelmişti. Çünkü; tekerlekli sanadalye
ile gelmek onu çok zorluyordu... Aslında sakat olduğu için okulunda dışlanıyordu. Ama o tüm hakimiyetini koruyor, annesinin ona verdiği teselliyle hayata tutunmaya çalışıyordu, Ama her ne olursa olsun o tekerlekli sandalyeye mahkum bir çocuktu. Henüz 7 yaşındaydı. Hayatın zorluklarına karşı gelebilmek için kendine nasihat veriyordu. Yapmaması gereken birşeyi yetişkin bir insandan daha kolay kavrayabiliyordu.
Ali, evin zilini çaldı.Kapıyı annesi açmamıştı.Yaşlı bir kadın açmıştı kapıyı, Ali kim olduğunu soracaktı ki ,kadın, tekerlekli sanadalyenin iki kolundan tutarak , Ali’ yi içeri geçirdi. Salon çok kalabalıktı. Ve Ali küçük, kırık sanadalyenin üzerinde otumuş olan babasını gördü. Çok şaşırmıştı. Çünkü; babası eve geç saatte gelirdi. içki içerdi, ve kumar oynardı... Ali ne yapacağını bilemedi.O an annesine birşey olduğunu hissetmişti. Zaten o sakat haliyle elinden hiç birşey gelemeyeceğini düşündü. Ve o minik parmaklarıyla kulaklarına kapayıp babasına sordu; Baba niçin ağlıyorsun? Ne oluyor burada? Buradaki insanlar kimler? Annem nerede? baba...Babası hıçkıra hıçkıra ağlayışını bırakarak ve ali’nin o minik parmaklarını kulaklarından çekerek cevap verdi: ’Oğlum, annen büyük bir kaza geçirdi. Onu kaybettik. O şimdi cenette. Ama üzülme oğlum annen seni görüyor , istediğin herzaman konuşabilirsin annenle’...Ali, babasının söylediklerini dinledi,ve hıçkıra hıçkıra ağladı...
Ertesi gün, cenaze kaldırıldı. Ali annesi’nin mezarının başana oturup şöyle dedi; ’Sesin kulaklarımda çınlıyor,yüzün gözümde canlanıyor, Kokun burnumda tütüyor, annem...Lütfen, geri gellll’...Ali’yi annesinin cenazesinden sonra babası eve götürdü.Ve evlerinde bir sürü kadın vardı, hepside mutfağa kurulmuş helva yapıyorlardı. Ali evin içerisine sığamaz oldu, yüreği o kadar yükü taşıyamaz oldu. Babasına, onu evlerine yakın olan deniz kenarına götürmesini söyledi. Babası Aliyi tekerlekli sandalyesiyle deniz kenarına götürdü. Ali, mavi ve hırçın dalgalara bürünmüş denizi, etrafında uçuşan martıları babası ile beraber seyrediyordu. Açık hava Aliye çok iyi gelmişti. Ve birden babasına hayallerinden bahsetti. ’ Keşke sakat olmasaydım. Bir bisikletim olsaydı. Hergün sürseydim. Doyasıya eğlenseydim. Bisiklet sürmekten terleyip, üzerine buz gibi bir bardak su içebilseydim. Keşke okulda arkadaşlarımla birlikte futbol oynayabilseydim. Keşke ,babacım keşke, sadece keşkelerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Ve keşke hayallerim gerçek olsa...’ dedi. Ali akşam olana kadar babasıyla birlikte denizi seyrediyorlardı. Alinin bir süre sonra uykusu geldi. Ve babası Al’iyi eve götürdü.Babasının yardımıyla Ali yatağına uzandı ve gözlerini kapattığı anda uykuya daldı. Çok güzel bir rüya gördü. Ve rüyasında hayalleri gerçekleşiyordu.
Aradan 3 ay geçtikten sonra... Sabah’ın erken saatlerinde Babası Ali’nin yanına yaklaştı. Ali uyuyordu. Babası Ali’yi uyandırdı. Ve sımsıkı sardı. Ali ne olduğunu anlayamamıştı. Babasına sordu: ’Babacığım sabah, sabah ne oldu? Babası ’ oğlum bugünden itibaren tüm hayallerin gerçekleşiyor’ dedi... Ali; ’nasıl yani’? dedi. Babası; ’milli piyangodan para çıktı, oğlum...Bundan sonra yokluk içinde yaşayamayacağız, ayağın iyileşecek, yarın ameliyat yaptıracağız.’ dedi. Ertesi gün Ali ,babasıyla ameliyat olmak için hastahane’ye gitti... Ve Ali, ameliyatı oldu. Doktor Ameliyattan çıktı ve ameliyatın çok başarılı geçtiğini söyledi.
Bir hafta sonra Ali taburcu oldu. Evine gitti, artık yürüyordu, tekerlekli sandalye’ye ihtiyacı olmuyor, artık kendisini değersiz birisi olarak görmüyordu... Ali’yi evinde büyük bir sürpriz bekliyordu. Babası, Ali’ye ,onun hayal ettiğinden daha güzel bir bisiklet almıştı. ( Tabi babası Ali’nin yanında değildir.) birde bisikletin üzerinde bir not vardı. NOT: ’Canım oğlum...Bu bisiklet senin.Doya doya sürebilirsin. Hayallerinin peşinden gidebilirsin, artık. Seni çok seven baban...’ Ali kağıdı okuduktan sonra doya doya hayallerinni tadını çıkardı...
Herkesin hayalleri vardır. Aynı Ali’nin hayalleri gibi. Benimde hayallerim var.Kuş gibi kanat çırpmak, bulutlara ulaşmak ve dünyayı dolaşmak. Bende hayallerimin peşinden koşuyorum. Ulaşmak istiyorum. Ve çabalıyorum...