- 1635 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİYLE BULUŞTURAN BİR MEKTUP
Bizim apartman görevlisi ....... hanım pırıl pırıl tertemiz bir yüz ifadesiyle haftada bir gün binamızı temizlemeye gelir.
Bağzen sohbet eder geçmişten girer çoluk çocuktan çıkarız. .....hanımla yaptığım konuşmalarda son zamanlarda içinde bir burukluk taşıdığını, ve son zamanlarda gereğinden fazla üzüntülü olduğu görünce ne zaman sorsam diye kolllamaya başladım.
Annelerin en can alıcı noktaları çocukları olduğu için, ordan başlamanın daha iyi sonuç vereceğini düşündüm. "çocukların nasıl ne durumdalar diye " konuşmayı başladık Gözleri doldu. Buruk, ağlamaklı bir şekilde kızının kaçtığını söyledi.
Bir müddet anlatılanların hepsini dinlemeye çalıştım. Kızı sevdiğine kaçmış . Ama anne kaçılmış noktasına takılmış. Niye kaçmış diye tekrar tekrar konuşmasını sürdürdü.
Bir kaç hafta aynı konu üzerinde sohbet ettikten sonra annenin inanılmaz bir kin ve artık 21 yaşındaki sevdiğine kaçan kızını görmek istemediğini. Baba da evde kızının yüzünden rahatsız olduğunu ve evin bütün yaşamının alt üst olduğunu . Dert sahibi olduklarını anlatarak kızına olan sitemini dile getirdi durdu tekrar tekrar.
-"Ben onu gözünün içine bakarak büyüttüm . O bizi çevremize rezil etti" . Öfkesini kontrol edemiyordu bir türlü.
Düşündün taşındım. Buna bir hal çare bulmak lazım bu böyle olmaz dedim.
- Kadın "olmaz da olmaz ben onu defterden sildim" diyorda başka bir şey demiyor. Hele babası büsbütün silmiş defterden. Yüzünü görmek istemediğini tekrar edip durdu...
- Sonra bir de kucağında iki aylık çocuk olduğunu söylemez mi?
Bu sefer ben daha çok telaşlandım. Sanki benim torunum. İnsan nasıl olurda küçük bebekli kızını reddeder. Aklım havsalam almadı.
Sevdiğine kaçan bir anne kucağında iki aylık çocukla gurbet ellerde sahipsiz ve ailesine açılamıyor. Hiç kimseye de bu sorunu anlatamıyor ve paylaşamıyor da.
_ Ben; neden se anne den çok kaçan kız tarafını anlamaya ve nasıl etsem de ailesiyle iletişim kurdurmanın yollarını bulsam diye zihminde evirip çevirmeye başladım.
Bir gün yine sitemle anlatırken daynamadım eve aldım ve konuştum. Annelik üzerine uzun uzun sohbet ettik. Sevginin sonsuzluğunu ve evladına olan duygularını doğru bir şekilde hissettirilmesi gerektiğini anlattım. Bunun için yapılacak bir tek şey var o da mektup yazmak olduğunu belirttim.
"bir mektup yazıp sana okuttukcam . Sen de bunu onayladıktan sonra. Kızına göndereceksin. Artık kızına kin ve nefreti bir kenara bırakmalısın. Bu mektubu mutlaka göndermeliyiz diye belirttim. Yüz yüze anlatamadıklarını güzel bir duyguyla ifade edebiliriz, diye de ekledim.
Kadın umutsuz bir şekilde peki olur. Sen bilirsin bir deneyelim bakalım. İçten içtende ilişkinin düzelmesinide istiyor ama belli etmiyor. Kızıyla barışmayı gurur meselesi haline getirmiş. Ön adımı atarsa gururu çiğnenecek diye düşünüyor.
Annenin gözünde hep küçük kalan çocuklarımızın hayat akıp giderken nasılda yüreklerine dokunmadan elimizin altından kaçırıyoruz. Yaşamın akışı içerisinde zaman durmuyor. Büyüyorlar yakalamamız zor elbet. Daha yoğun duygular içerisinde mektubu tamamladım. Yine bir araya geldik. Ben sesli bir şekilde mektubu okuyunca bu başladı ağlamaya. Hislerine tercuman olduğumu ve içinden geçen duyguları kızıyla paylaşmaya çekindiğini söyledi.
Tamam dedim. Bu mektubu göndereceksin. Sonra gerekirse bir mektup daha göndereceğimizi söyledim. Mektubu kendisine verdim. Bir süre hiç sormadım.
Aradan iki hafta geçmedi ki karşılaştığımızda. O öfkeli katın gitmiş yerine neşeli, keyifli, sanki iyileşmiş olarak karşımda duruyor... Ne oldu ?..hanım bir haber var mı?
Başladı katıla katıla gülmeye "Keziban hanım. Mektup eline gider gitmez kızım bizi telefonla aradı. Özellikle babasıyla görüştü. Torunumuzla telefonda sesleştik . Bayramda bizi görmeye gelecekmiş. Babanın keyfine diyecek yok . Adam sevinçten kabına sığamaz oldu.Evde bir neşedir gidiyor. Torunuma eşya hazırladım göndermek için Kızım mektuptan çok duygulanmış." O Mektubun üzerine evden kaçan kız ve ailesini hiç aramayan kız duygularını dile getirerek ailesiyle sürekli telefonlaşmaya başlamış.
Çok sevindim. O kadar mutlu oldum ki; sanki ben evladıma ve torunuma kavuşmuştum. Bir kez daha anladım ki. Gençlerin tercihlerini anlamak ve üzerlerinden her ne olursa olsun sevgimizi hissettirmenin bir yolunu bulmalıyız. Sevgi ve iyi bir iletişim eninde sonunda bazı sorunları en asgariye indirebilecek kadar iyi geliyor.
Sonra her karşılaştığımızda daha güzel ve neşeli haberlerle konuşmaya başladık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.