- 694 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇSEL YOLCULUK
Bekleyiş sabırla, belki imtihan olunarak, insan kendi eliyle mi çiziyordu kaderini? Yoksa bir şeyler mi sevkediyordu bir şeyleri yapmamı? Bu kocaman bir bilmece birçok insan için.
Hakikati anlamaya çalışmak günah mı ki? Yoksa hakikat kendiliğinden buradayım mı diyorda ben mi görmüyorum? Bu bir ilim meselese mi? Yoksa insanın manevi halveti ile mi ilgili?
Kocaman ve isli duvarlar arasında bir tas çorbaya talim ediyordu? HaliNden kimse haberdar değildi. Kimi zamanlar aç kalıyor bir lokma yemiyordu,sadece su içiyordu. Sorularla basbasa. Bu sorular halinin içinde bulunduğu durumu sorgular için değil, sadece hata yapmamak için denklemleri tek tek çözümleme çabası…
Sessizlik koca bir sessizlik, beklediği sesten yoksun ve hakir bekleyiş, acıda lezzet Mevla nın kendisini hatırladığına dair bir işaret; bekleyiş, Mevla nın kendisi ile hasbihaline mukabele etmek…
Suretine vakıf olmazken siretiyle hemhal olmuş bir varlık, meccanen bir sohbet; kimse bilmesin tabiyetine hayran olduğu, anlayamadığı ama lezzet duyduğu bir halvet…
Günlerden hangi gün bilinmez zaten zaman ve mekan sarmasık bir sarmal gibi dış çehresini sarmış ama zahirde bir boşluk, anlayamadığı ve anlamaya çalıştığında parçalanan bir istekle burun buruna gelmek…
Zan işte kendi dünyasından baktığında oluyor sandığı ama asıl olan sandığı gibi mi gerçekte, belki farklı ilerliyor işleyen vuku bulan olaylar ama yanılgıya düşmekte sırf kendi zannına teslim olduğundan…
Ve teslimiyet sadece O na güven duyma; bir bebeğin ana kucağında kokusuyla kendisini bırakması gibi, içine işleyen huzur ve sukunet, emniyet hissi gibi bişey…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.