YALNIZ MUTLULUK.
YALNIZ MUTLULUK
BAZEN İNSAN KENDİNİ YALNIZ HİSSEDER YA.
BU KENDİNİ YALNIZ HİSSETMEK DEĞİLDİR ASLINDA,
YALNIZ KALMANIN TA KENDİSİDİR DİBİNE KADAR.
HEP KALABALIKLARDA YAŞAMAYA ALIŞAN İNSAN,
SONRASINDA KÖR BİR KUYUDA GİBİ HİSSEDER YA.
BU KÖR BİR KUYUDA GİBİ HİSSETMEK DEĞİLDİR ASLINDA.
KÖR BİR KUYUNUN İÇİNDE OLMAKTIR DİBİNE KADAR.
BEKLEMEYE BAŞLARSIN BİRİLERİNİ, GELSİNLER DİYE.
BEKLEMEYE BAŞLARSIN ONLARI Kİ,
O KÖR KUYUDAN SENİ ÇEKİP ÇIKARSINLAR DİYE.
ASLINDA NE BİR GELENİN OLACAKTIR, NE DE GİDENİN İŞTE.
BEKLERKEN ALIŞMAYA BAŞLARSIN, O KAHREDİCİ SESSİZLİĞE.
ÖNCELERİ, ÜZERİNE ÜZERİNE GELEN ODANIN DÖRT DUVARI,
BAŞLARLAR SANA YARENLİK ETMEYE.
SONRASINDA GÖZÜN DUVARDA ASILI SİYAH BEYAZ RESME TAKILIR
İŞTE O AN, FOTOĞRAFTAKİ GALATA KULESİNİN SOKAĞINDA,
KENDİNE BİR KALDIRIM TAŞI SEÇERSİN.
ARTIK,SIKILDIĞINDA KENDİNİ DIŞARI ATMANA GEREK KALMAZ.
YÜRÜRSÜN O SİYAH BEYAZ FOTOĞRAFTAN İÇERİ
VE GİDER OTURURSUN O KALDIRIM TAŞINA.
ORADA NEFESLENİR, ORADA NEŞELENİRSİN.
O ARNAVUT KALDIRIMLARINDA KOŞUŞTURAN UFAKLIKLARDAN
ÇIKARIRSIN, SENDEN UZAKTA OLAN ÇOCUKLARININ ÖZLEMİNİ.
BİR SİGARA YAKAR VE YÜRÜRSÜN SOKAĞIN SONUNA DOĞRU.
İTİP KULENİN KAPISINI, ÇIKARSIN MERDİVENLERDEN EN TEPEYE.
SEYREDERSİN İSTANBUL’U, BAŞINI SAĞA-SOLA ÇEVİREREK.
HALİÇ’İ GÖRÜRSÜN,BİRAZ YUKARIDA PİER LOTİ’Yİ.
SOLUNDA KIZ KULESİ,ÜSKÜDAR,MARMARA VE ADALAR.
EĞER ÇOK ÖZLEDİYSEN KANATLANIP UÇARSIN HAZERFAN AHMET ÇELEBİ GİBİ İLK GÖZ AĞRINA; BURGAZADA’YA.
SENİ İSKELEDE DÖRT AYAKLI VEFALI DOSTUN PAŞA KARŞILAR.
FAYTONLARIN ARASINDA RAHMETLİ VELİ DAYI İLE DELİ HALANIN
SİNKAFLARINA GÜLERSİN ESKİ GÜNLERDEKİ GİBİ.
ÇARŞIDAN GEÇİP, BAKKAL AHMET AMCA’YA BİR SELAM VERİRSİN.
SEN ONU GÖREMESEN DE O SENİ GÖRÜYORDUR YUKARILARDAN.
ADIMLARSIN GEZİNTİ CADDESİ’NDEN SAHİL BOYUNCA.
CAMİNİN YOKUŞUNU TIRMANIR VE YÜRÜRSÜN GÖNÜLLÜ’YÜ.
PARADİSO’YU, KİLİSEYİ GEÇİP,GELİRSİN AYA NİKOLA TEPESİNE.
ÇOCUKLUĞUNUN TOP SAHASI, ŞİMDİLERİN ÇAY BAHÇESİNE.
VE SALARSIN KENDİNİ KALPAZANKAYA’YA,MARTA KOYUNU GEÇİP.
RAHMETLİ ERDOĞAN AĞBİ’NİN KIR GAZİNOSUNDA KURARSIN ÇİLİNGİR SOFRANI.
HEM DE SAİT FAİK’İN HEYKELİNİN TAM KARŞISINA.
ÜSTADIN EN GÜZEL HİKAYELERİNİ YAZDIĞI MEKANDA İÇERSİN RAKINI.
BELKİ BOYACI ARTİN USTA’YLA MARİ TEYZEYİ DE GÖRÜRSÜN ARKA MASALARDA O ŞEN KAHKALARIYLA.
YASSIADA’YLA SİVRİADA’NIN ARASINDAN SEYREDERSİN GÜNEŞİN BATIŞINI.
RAKIN BİTMEK ÜZERE, KALAN MEZELERİ DE PAŞA SİLİP SÜPÜRMÜŞ ZATEN.
DÖNÜŞ VAKTİ YAKLAŞMIŞ,ÇOCUKLUK VE GENÇLİĞİNİN ADASINDA MİSAFİRSİN ARTIK.
KANATLANIRSIN TEKRAR BİR MARTI MİSALİ, UÇAR VE DÖNERSİN İSTANBUL’A.
KONARSIN YİNE GALATA’YA VE YÜRÜRSÜN GERİYE DOĞRU.
KENDİNE AYIRDIĞIN KALDIRIM TAŞINDAN, ATARSIN ADIMINI İÇERİ.
VE GİRERSİN TEKRAR DÖRT DUVAR ODANA.
NE YALNIZLIĞI ARKADAŞ?
BÖYLE YALNIZLIK DOSTLAR BAŞINA . . .
Ari TURAN 28/02/2012....Maslak
YORUMLAR
ARİ BEY,
yazınızı okurken gördüm, belki Eyüp Beyin yazısınında etkisi vardır, içinde olduğunuz felaketin (Yalnızlık ve tek başınalık hissinin ağırlğı) boyutu öylesine net ki, İnsan kendisini gerçek anlamda, bir yerde sıkıştırılmış ve de nefessiz kalmış gibi hissediyor. Bu duyguyu bu kadar net aktarmak güçlü bir kaleme işarettir. Lütfen yazın ve paylaşın yüreğinizdeki herşeyi, göreceksiniz ne çok artak yanları olanların var olduğunu ve işte o zaman yalnız değilmişim diyeceksiniz....... selam ve saygılar.
PUFYSUFY
HEP SEVGİYLE KALIN . . .
Sevgili kardeşim,
Ne güzel yazmışsın yanlızlık denen en büyük cezayı.
İnsanların bazen yanında kadınlar olur, çocuklar olur, arkadaşlar olur, ama yalnızlğı yinede vardır.
Eline sağlık,teşekkürler Ari