Çankırı öküzü
Ellerim şimdi hasret sana,
Yanağının sıcaklığı var hala dudaklarımda,
Gözlerimde zamansız bir bahar,
Ruhum sensiz bir denizde hala seni arar….
Çocukluğum ceset kokan bir mahallede,
Kadınlar yine kapı önlerinde,
Kimi sakız çiğniyor kimi çekirdek çıtlatıyor.
Cemile anne işte göründü kızıl oluğun yanından,
Toplamış yine mezarlık otlarını,
Sarmış fukaralıktan kamburu çıkmış sırtına,
İneklere damda bakıyormuş artık,
Sütü bol, eti yağlı lop oluyormuş.
Mustafa olsa hani,
Toplasa yine, salacakmış yaylıma,
Yokmuş öküz çobanı Mustafa aylardır,
Kaçmış diyorlar ayaz vurgunu bir gecede,
Bizim bekçinin karısı Nameyle.
Sıcacıktır şimdi Mustafa,
Feslik an kokulu Name’nin güneş görmemiş koynunda.
Beyazdı teni Namenin,güneşten kaçardı,
Onun geçtiği sokaklarda günlerce feslikan kokardı,
Gözleri bir başkaydı peygamber görse o gözleri,
Allah’ıma yoldan çıkardı….
Çakır Ali bir öküz almış dün Ilgaz’dan,
Damda bakıyormuş,
Öküzü görenler üç günlük yola kaçıyormuş,
Bizim öküz bakmakla kalmayıp birde aaaaaaaa diyormuş,
Muhtar keselim Ali’nin karısı vermem dermiş,
Ben bu öküze okuma öğreteceğim diye yeminler ediyormuş.
Sonunda sorun çözülmüş,
Amerikalılar öküzü inceleyip cinsini belirleyecekmiş.
Bizim öküz literatüre girip,memleket gelişecekmiş.
Koca yıllar geçti aradan,
Ne öküz nesli tükendi,nede memleket ilerledi.
Amerika harika bir gen buldu..
Bizim büyük baş hayvanlar üzerinde ısrarla denedi,
Alfabenin ilk üç harfinden sonrasını bir türlü öğretemedi.
Cemile anne yoruldu ot taşıdığı mezarlığa taşındı,
Orda kendine yeni bir yaşam kurdu….
Mustafa Name’yi aldı kayboldu,
Ne olduysa feslikana oldu,memlektten kayboldu.
Memleketse eridi küçüldü,birileri hep gitti.
Ve sen!!!!!
Engin denizler gibi gözlerin, bense içinde bir sal, paramparça gecelerde ararım seni sabaha kadar.