7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1775
Okunma
Buradayım işte. Tam da olmak istediğim yerde. Yalnızlığımın ortasında, bembeyaz bir sayfadayım. Kimse karalayamaz benden başka bu sayfayı. Kimse okuyamaz yazamadıklarımı. Ama olsun yazdıklarım herkese, yazamadıklarım bana kalır. İsteyen istediği cümleyi alır. Kimse hiç bir cümleyi almasa da yazdıklarım bana kalır…
Ben olmak istediğim yerdeyim. Bembeyaz bir sayfanın bana kendini teslim ettiği yerde… Yaz diyor bana içinden geldiğince. Belki yazamıyorum anlatmak istediğimi ama yine de buradayım işte… Bir anlayan çıkar belki beni diye.
Bu sayfada gördüğünüz her harf, beni anlatıyor işte. Yalnızlığımı, iç çekişimi, çaresizliğimi belki de. Çünkü belki de çaresizlikten yazıyorum gerçekten de, kimsesizlikten. Yani eğer beni dinleyecek bir dostum olsaydı, burada olmazdım, bu sayfaya bunları karalıyor olmazdım belki de… Neyse ki biliyorum, beni dinleyecek bir kişi bile olmasa da yanımda, bu yazıyı en azından bir kişi okuyacaktır ümidi var içimde.
Buradayım işte. Tamda olmak istediğimi andığım yerde. Ama biraz düşününce aslında şuan olmak istediğim yerin bir dostun omuzu olduğunu anlıyorum. Aslında şuan yapmak istediğimin bu sayfayı karalamak değil de, bir dosta sıkıca sarılmak olduğunu düşünüyorum ve bunu düşündükçe yalnızlığıma daha da üzülüp, kendime acıyorum…
Buradayım işte. Hiç de olmak istemediğim yerde. Kimsesizliğin başladığı yerde…
Yok mu beni bu istemediğim yerden alıp götürecek kimse…?