- 753 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BALÇIK-3
Baygınlığımın ne kadar sürdüğüne dair en ufak bir fikrim yoktu.Bu konuda fikir yürütmeyede hiçte niyetli değildim zaten. Çünkü gizlendiğim hasırın altından gizli gizli izlediğim ZURİ nin görüntüsü ve varlığı yeterince düşüncelerimi çalacak korkuyu çoktan içime salmıştı.
Tanrıca ORKA nın cansız gövdesinde duran ZURİ nin pençesindeki, yarı gövdesi çoktan mideye indirilmiş kabile yerlisini görene kadar, yaşama ihtimalimin yüzdelik diliminin zayıf taraflarını hesaplıyordum.
Hayatta kalmak ince bir çizgiye bağlıyken, o çizgi şimdi daha da kalınlaşmış ve beni rahtlatmıştı. Sarı Kanat’ ın sözlerini hatırladım birden. " Unutma hiçbir ZURİ karnını doyurduktan sonra asla avlanmaz.
Yavru zamanları hariç." derdi her zaman. Bu zamanlar yavrulamadıklarına göre şansım artarken yinede karşımda duran ZURİ nin karnını doyurmuş olması için uzaktan uzağa ORKA’ ya büyücüden öğrendiğim ayin sözlerini okuyordum beni belki duyar diye.
Bir taraftan içimdeki sözleri okurken gözlerim yerinden çıkaçakmış gibi karşımdaki karın doyurma sahnesini izliyordum. Ve birgün ben de böyle bir ziyafetin yemeği olacakmıydım acaba diye düşünmeden yapamadım. Korkum katlandıkça katlanmış nefesimi dahi neredeyse durdurmuştu.
ZURİ iki başıyla iki ayrı yöne baktıktan sonra zaferini kutlarcasına iki kanadını boşluğa gerdi. İki üç defa çırptıktan sonra o çift başıyla, yarım kalan gövde büyük bir parça daha aldı.
Testere şeklindeki sivri gagası bu işlerden fazlasıyla ustaydı ve tüylerinin altında kalan kaslı iki boyun bu işi daha da kolaylaştırıyordu. Şimdi yarım kalan gövdeden sadece iki ayak parçası kalmıştı, keskin ve iri pençelerin içinde.
Aynı anda kalkan iki baş kordineli olarak iki ayrı yöne ayırdıkları et parçasını kendi arasında parçalayarak paylaşmıştı. İki gaga hareketinden sonra ortak tek bir mideye inen ZURİ nin doyma hissi beni rahatlatmaya devam ediyordu.
Bir o kadar korkum kalp çarpıntılarımı arttırsa da yaşamak zorundaydım büyücü için ve MONA için. En önemliside gezegendeki geri kalan tüm canlılar için.
MONA, kabilemdekilere kendimi ispat ettiğimde bambudan yapacağım kulübede nesilimizi sürdürmeme yardımcı olacak, Sarı Kanat ’ ın ortanca ama en güzel kızıydı.
Belki ona ulaşıp büyücünün dediği görevimi yapınca değil kabiledekiler bu gezegendeki tüm varlıklar kendimi ispat ettiğimi görecek ve MONA için bambudan bir kulübe inşa etmeme izin vereceklerdi.
Düşüncelerimi ZURİ nin kulaklarımı sağır eden sesi bölmüştü. Son kalan parçaları çoktan bitirmişti. Aklıma kabilenin yaşlı bilgelerinin sözleri gelmişti yine. ZURİ ler hakkında pek çok şey söylerlerdi her seferinde.
Uçan Göz, onların kutsal ağacı kesen kabileyi yok etmek için tanrılar tarafından gönderildiğini söylerdi. Yürüyen Düş ise Kızıl Gezegen’in yanında dönen KAJURO gezegeninden gelen yok edici kavim olan HİRA’ların yardımcıları olarak geldiklerini söylerdi. Ve daha birkaç rivayet. Ben hangisine inanmam gerektiğini bilmesemde dinlerdim tüm bilgeleri.
Yürüyen Düşün sözleri daha inandırıcı gelmişti. Nedeni ise üç Kızıl Gecesi öncesi saklandığım mağarada HİRA ’ ların uzaktan ne yaptığını görmüştüm. Gördüklerim şu an karşımda duran ZURİ nin yaptığından daha çok ürkütüçüydü.
Bunları düşünürken şu an ki korkum hafiflemişti sanki. Sanki en azından karşımda HİRA’ lardan biri yoktu. İkiside öldürücüydü.Ama ZURİ ler karın doyurmak için avlanırken, HİRA lar doğasındaki yok etme arzusuyla hareket ediyorlardı. Onlar için karın doyurmak ikinci belki de en son plandaydı.
Her zaman garipsediğim tek şey ise bu kadar bir irine benzeyen iki canlı biz ve HİRA lar bu kadar nasıl farklı olabilirlerdi.
ZURİ aniden benim izlediğim bambu duvarlı kulübeye; dört gözü, iki kafasıyla bakarken, teslimiyet içinde göz kapaklarımı kapatıp, ayin sözlerimi tekrarlarına başladım...
YORUMLAR
İnannılmaz bir hayal gücü...Gecikrek okudum ama zaten ilk bölümü beğenmiştim..Bol ışıklı günler...
DİLEK YILDIZI
varlığındaki IŞIK yeter bana...
sevgi ve saygımlasın her zaman...
demekki hiralar insan karınlarını dourmak için avlanmıyorlar vahşet için avlanıyorlar ilginç bir hikaye bakalım neler olacak
kendine iyi bak
sevdiler selamalr saygılar
DİLEK YILDIZI
umarım saçmalamadan devam ederim devamını :-)
kendine iyi bak aziz dost kalem...
sevgi ve saygımla....
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
SELAM SEVGİLER SAYGILAR SANA
Bir süredir sessizce izliyorum sizi değerli yazarım. Söylemek istediğim birşey var, hayal gücünüz müthiş! Olay örgünüzün akıcılığına hayran kaldım.
Azimle yazmaya devam. Siz farketmeseniz de her öykünüz bir öncekinden daha büyük emek ürünü ve başarılı. Israrla söylemeye devam edeceğim ama; imla :)
Bu heyecanlı öykünün devamı gelecek umarım.
Saygılar.
DİLEK YILDIZI
Öncelikle bu güzel yorumun beni fazlasıyla onurlandırdı.İDOL' um (bunu kesinlikle abartmıyorum) olan bir kalem sahibinden bu güzel sözleri duymak helede... tarifsiz bir onurdur benim için...
Azimle yazmaktan çok yazmaktan keyf alıyorum sadece. Yazmak son zamanlarda en sevdiğim uğraşlardan biri haline geldi. Edebi değeri olmasa da yazmak iyi geliyor bana.
Tüm yazılarını okurken ilham almıyorum dersem yalan olur.Birgün senin kadar güzel yazılar çıkarmak hayalim olmuştur hep.
İmla... :-) herkesin haklı olduğu gibi sende bu konuda haklısın...umarım onuda bir gün başarırım.
Öykünün devamını getirmeye niyetliyim ama ne kadar başarılı olabilirim bilemem. Rast gele yazıyorum çünkü.
yürekten saygılarımla....
DİLEK YILDIZI
en uzağa gitmek için öylesine açıldım... :-)
teşekkürler...