meselci'ye Mektuplar 23
Dolu dizgin yol gider misin meselci?
- Sanmam. Sen ruhen sakatsın. Zaafların var, tanımlayamadığın.
Ne zamandan beridir kendi kararlarını, birine danışmadan tek başına alıyorsun?
- Kimseyi dinlediğin yok. He dersin ama devamını getirmezsin kararlıyım dediğin sözlerinin.
Hangi vakit sevdiğini çok özlersin candaşım?
- Sevdiğin daim ihmal edersin. Güya romantik gözükürsün.
Hangi sessizlikte konuşmaktan kendini alıkoymazsın?
- Hiperaktifsin. Sessizliğe gömülme anların pek az.
Dünyayla en büyük derdin nedir?
- Öncelikle hiçbir şeyi takmazsın. Midene bakarsın. Toksan, aç kimdir bilmezsin.
Nedir seni heyecanlara sevk eden havadisler?
- Her olaya balıklama atlarsın. Yüzmeyi daha tam öğrenemediğini cümle alem farkında.
Sevgili meselci, bu aralar bin bir soru aklımı da kurcalıyor. Her birine verdiğim cevap ya kıt, ya da verdiğim yanıt beni tatmin etmiyor...
Yarım bıraktığım öykülerim, daha yazamadığım şiirlerim ve bir türlü başlayamadığım romanlarım var. Edebiyata dair kurduğum hayallerimin buhar olup uçmasından korkuyorum. Yavaş yürüyorum galiba. Birileri beni durduruyor. Yarışa girsem karıncalarla, hepsi geçer beni, sonda bitiririm maratonu. O derece kötü hissediyorum ayaklarımı. Düşüncelerimi sorarsan(ki soracaksın, çok meraklısın) berbat durumda. Fikirlerimi aynı paragrafta toplayamıyorum. Aynı çizgide birkaç dakika sabit kalamıyorum. Aynı pencerede aynı güneşimle rast gelemiyorum...
Tepe taklak haldeyim. Bazen öznelerim eksik, bazen yüklemlerim fazla. Nesnelerimle yabancılaşıyorum onları tanıdıkça. Zarflarımla uzaklaşıyorum zamanlarını öğrendikçe. Edatlarım ünlemlerimi dinlemiyor! Bağlaçlarım başlarına buyruk. Ben cümle kurdukça, üç(ya da uç) noktalarda kişiliğimi buluyorum...
İşimiz çok zor meselci...
Hayırlısı olsun ikimiz için...
Mehmet Selim ÇİÇEK
3 Nisan 2012,,,14.32,,,