Ey Gönül-10
Ey gönül, ey bağrı yanıklar, ey dost acısı çekenler, padişah mühlet veriyor ama ihmal etmiyor, yaraları sarmak için geceleri sesleniyor, duyan yok mu diyor, geldim ama sen yoktun diyor. Biz ise kendi gürültümüzden O’nu duyamaz olduk. Haydi kendi ışığını kapat da gecen aydınlık olsun...
Ey gönül, O "Ay’ı nur, güneşi de ışıklı kıldık" dedi. Nur mu üstün, ışık mı üstün diye düşünüp yorulma. Bakanı bil ve anla ki bakan üstün. Güzelim sen kendini bilirsen senden bakanı da bilirsin, biri de, ikiyi de tanırsın. Bu bakış olmasaydı ne nur olurdu ne de ışık...
Ey gönül, görünen birdir ama algı ikidir... Kelime birdir ama anlam ikidir... Sen de teksin ama içindeki ses ikidir. Ey güzel, ey varlık diyarının halifesi, bütün ikileri bir yapmayı başaranlar için zülkarneynin tahtına oturma müjdesi geldi...
Ey gönül, "Dünya oyun ve oyuncaktan ibarettir" denildi ya. Napalım biz de vakit gelene kadar bu oyunu oynamaya devam ederiz. Ancak dikkatli olmak lazım, rol kişiliğinin dışına çıkanları, gerçek kimliğini yansıtanları seyirciler yuhalıyor, zındık adını takıyor...
Ey gönül, yediyi geç de kaf dağına gel, sonra da seyret kendini. Önce anı bul, sonra da an’dan ansızlığa geç... Önce yakını bul ve yakın ol, sonra da yakını da geç ve seni bul. Sonra senden de geç, sensizliğe gel. Sonra da uyan rüyadan. Unutma bütün görüntüler rüya alemidir...
Sen, ben, O demekten geçene yok
Hesabun, fi hesabun, fi hesap
(N.Mısri)
Ey balık, gölden denize yol var demedim mi? Oyalanma gölde, okyanusa gel demedim mi. Ne olduğunu görmeye göz gerek, aklın göz olsun demedim mi, bilmek görmenin kendisidir demedim mi? Ey sen kendi aklına güvenen, Konaklar çok ama tek olan sensin demedim mi? Gökyüzünde çadır çok, padişah hepsinde ama aslolan birdir, o da sensin demedim mi. Kendi konağını yıkmadıkça otağa yol yok demedim mi...
Ey damla, ey çiğ tanesi! Susuz topraklar seni yok eder denmedi mi? Ne dolanırsın çöllerde, sana nalınlarını çıkarda tura gel denmedi mi? Denizi damlaya taşıyan damladaki kavuşma özlemidir özlemini büyüt denmedi mi!....
Hak ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak,
Ol nüshada bu adem bir nokta imiş ancak
Ol noktada gizli nice bin derya
Bu alem o deryadan bir katre imiş ancak
Ademliğini her kim bildiyse odur adem
Yoksa görünen bu suret bir gölge imiş ancak.
(N.Mısri)
Nur’un biri nokta, diğeri daire! Nur’un biri gündüz, diğeri gece! Nurun biri can, diğeri canan. Görme eylemi oldukça sen varsın. Sen oldukça da O yok. En iyisi sen yok ol da O kalsın. Geride ne gören ne görünen Yalnız tek HAKİKAT kalsın…
Ey gönül, artık testinin ağzını kapatmak, sözün inceldiği yerden uzaklaşmak gerek…
Almuti
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.