- 605 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VAKTİMİZ YOK UYUMAYA
Tesadüfen annesiyle pazara çıkan çocuklar öğretmenlerini çilek, limon ve karpuz satarken gördüklerinde, çocukların zihninde nasıl bir değişime uğramıştı öğretmenlik mesleği. Her zaman olduğu gibi onurlu ve toplum içerisinde ne iş yaptıkları anlaşılır olmuştur. Yani çocukların gözünde berrak. Ama yinede öğretmenini böylesine çaresizliğin eşiğine oturtmak ülkenin utancı, çocukların hüznü oldu çoğunlukla.
Bu gün baktığımızda Öğretmenin hayatında ve toplumun eğitime bakış açısında neler değişti. Çocuklarımızın yarınlarıyla ilgili çok farklı düşler kurarak götürüp okula teslim ediyoruz. Kıllarına zarar gelmesin diye gözümüzden sakındığımız, hiç kimsenin zarar vermemesi için özenle büyüttüğümüz çocuklarımız... Öğretmenlerin günlük yaşamımızla nasıl bir bağlantısı var öyle ya; Değer verdiğimiz, önünde saygıyla eğildiğimiz, insanlığın en önde olması gereken öğretmenin ekran karşısında yaşadıkları nedir? Açıklaması var mı? Bu yaşanılanları sorguluyor muyuz? ve kendimize soruyor muyuz? Düşlerimizin neresinde eğitim ve öğretmen ! Konuşmaya gelince mangalda kül bırakılmıyor. Bütün bu olanlara kılımız kıpırdıyor mu? Suskunlukta bir numara olduk çok şükür. Gelişiyoruz ya; huzurumuz kaçmasın, çocukların psikolojileri bozulmasın diye diye.... O kadar gelişiyoruz ki kazanmadığımız paralarla borçlanarak çocuklarımıza sonuna kadar harcayıp geleceklerinin ipotek altında olduğunu dahi göremiyoruz! Her ne hikmetse böyle durumlarda düşünemez oluyoruz. Ekran karşısında oturtup açıklamalıyız çocuklarımıza... Birgün de ders çalışmasınlar yaşanılan gerçekleri görüp yarınlarını öğrensinler. Belki not almazlar ama hiç olmazsa kalıcı olur. Bu da bir çeşit öğrenme bence. Ülkemizin gerçeğiyle yüzleşme alışkanlığına bir adım belki . Yerlerde dövülen, iliklerine kadar dayak yiyen, hastanelik olan öğretmenlerini durumunu evlerinde oturdukları koltuklardan seyrediyor olsunlar hiç değilse; Öğretmenlerle çocuklar arasında bütün sır perdeleri çözülmüş olsun ki olgunlaşsınlar. Şımarmaya ve uyumaya vaktimiz kalmadı diyorum. Eğitime inancı kalmamış gençler ordusu, şimdi artık geleceğine korkuyla bakan çocuklar yığınına dönüşmeden. Öğretmenlerimizin niçin dayak yediklerini korkusuzca çocuklarımıza anlatma cesaretini göstermeliyiz. Her görmesini geciktirdiğimiz bir gerçek oyalanmak aslında. Nasılsa ilerleme kaydediyor ülkemiz, hiç değilse gerçeklerden uzaklaşmadan olsun. Yoksa ellerinde hamburger, colalar , hergün harçlıksız okula gitmeyen, birbirinden geri kalmayan, oyun alanları olmayan öğretmeni dayak yiyen çocuklar. Nasıl bir umut? Nasıl bir gelecek ve ne güzel bir ülke değil mi? Değerli dostlarım. Umarım bu engebeli yolu hep birlikte aşarız..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.