- 1023 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ON İKİ buçuk EYLÜL (1)
Öğrencilik yılarımdan tanıdığım okulumuzun edebiyat hocası Sayın T.K la yıllar sonra bir akrabamın elektronik eşya pazarlama şirketinde tesadüfen,karşılaştım hocamın bu şirkete ne yaptığını sorduğumda pazarlama elemanı olarak çalıştığını öğrendim içim biraz burkuldu etkilendim, emekli olduğu halde, çalışıyor diye üzülmüştüm ki..
Durumun çok daha vahim olduğunu hocamla yaptığımız uzunca sohbete öğrendim.
Hocamın dört buçuk yıl süren benimde çok yabancısı olmadığım ancak yinede anlattığında kanımı donduran insanlık dışı, muameleye uğradığı bir hapis hayatı olmuş,
Dört buçuk yıl boyunca her gece ağır işkence görmüş coplanmış dayak yemiş,
Vücudunun çeşitli hassas bölgelerine elektrik verilmiş beton üzerinde yatırılıp yarı baygın yarı uyku,
Halindeyken üzerine kovayla soğuk su dökmüşler, vs…
Yazının bu bölümünü hanım kardeşlerimizde okuyacağı düşüncesiyle müstehcenlik içeren ruhsal ve fiziksel işkenceleri anlatmayacağım,
Kısacası….
Değerli edebiyat öğretmenimde on iki eylül mağdurlarındanmış öğrendiğimde çok şaşırdım…
Pekiii… Ne olmuştu da benim hayatım da tanıdığım en kibar en merhametli müthiş entelektüel, bilge insan ve üstelik anti militarist ( silah karşıtı) barışçı yurt sever bir öğretmen böylesine vahşi insan hakkı ihlaline uğramıştı,
Değerli edebiyat hocamın hikâyesi kısaca şöyle gelişir…
Bir derginin editörlüğünü yapan belli aralıklarla görüştüğü eski öğrencisi kendisini ziyarete gelir çay içer sohbet ederler zaten çok sevilen ve sayılan bir hoca olduğu için mezun olmuş öğrencileri, Zaman zaman kendisini ziyaret ettiği olurmuş her öğretmenin olduğu gibi,
Bu öğrencisinin kendisini ziyaretinden bir hafta sonra edebiyat hocamın evini bir gece yarısı askerler basmışlar hocamı ve kütüphanesindeki kitaplarını da, alıp apar topar İstanbul’un şimdiler de şehir merkezinde kalan, askeri kışlasına,götürmüşler yarı depo yarı spor salonuna benzer bir yere tartaklayarak ve hakaret ederek atmışlar İçeride bir kaç kadının da olduğu yaklaşık 40,50 kişi civarında insan varmış ve insanlar neden getirildiklerini şaşkınlığıyla bir birlerine endişe ve kaygı dolu bakışlarla bakıyorlarmış,
Durum bir süre sonra anlaşılmış,
Hocamı ziyarete gelen eski öğrencisi bir siyasi düşüncenin önderliğini yaptığı için
Lütfen inanın sadece siyasi düşüncesinden dolayı yani tam bağımsız Türkiye Ülküsü ile hareket eden ve düşünen insan olmaktan başka suçu olmayan bu insanı örgütsel bağı vardır şüphesiyle ağır işkenceli sorgudan geçirmişler son bir hafta on gün içinde kimlerle görüşmüşse adreslerini öğrenip,görüştüğünü söylediği herkesi apar topar oraya getirmişler buna mahallenin bakkalı kasabı da dâhil kim varsa hepsini toplayıp getirmişler,
Ancak… İnsanların masumiyeti öyle hemen anlaşılmamış, iki buçuk yıl yargılanma sürecini beklemişler,,,
Ne suçları varsa …!
Faşist cunta mahkemelerinden en erken berat eden,İki buçuk yıl sonra çıkmış, dile kolay insan hakları ihlaliyle geçen iki buçuk yıl yok yere…
Darbe teşebbüsü popüler gazetecilerden tanınan iş adamlarına, ünlü sanatçılardan Üst düzey bürokratlara kadar uzanan suikast planları vs gibi,
Haklarında bir yığın iddianame varken,
Oysa kendileri her türlü konfor içerisinde paşa paşa yatıyor olmalarına rağmen insan haklarından bahsediyor olmaları Ne tuhaf…
Benim çok değerli hocam evinde buldukları kitaplardan dolayı dört buçuk sene sonra çıkabilmiş hapisten,
Bir edebiyat öğretmenin evinde kitap olmasından daha doğal ne olabilir ki?
Kaldı ki o, kitaplar şimdilerde bütün kitapçılar da özgürce satılıyor,,,
Kuş kadar beyni olmayan demokrasi kültüründen yoksun sığ bir zihniyetin
Tek satırını bile okumadıkları kitaplar yüzünden insanları yıllarca mahkûm etmeleri ne acı şu an bile o, kitapları alıp okuduklarınıda sanmıyorum ya neyse,,,,
…
Değerli hocam yaşadığı travma’yı atlatabilmek için uzunca bir süre psikolojik tedavi görmüş, yetmezmiş gibi birde hukuk dışı uygulamayla sakıncalı memur fişlemesiyle damgalanıp öğretmenlikten atılmış,
Tabi başka mesleği olmadığı için uzunca bir süre AÇ kalmış çeşitli işlerde geçici,süre çalışmış pazarlarda hamallık yapmış sanırım toplumun öğretmene değer verme özeliğinden olsa gerek bazı pazarcı esnafı hocama pazar tezgâhında çalışması için teklif de bulunup iş vermişlerse de havalar soğuyunca hapis de uzun süre betonda yatırıldığından, dolayı bu kez de şiddetli böbrek ağrıları çekmiş pazar işini de sürdürememiş yapamamış,
Kahvede garsonluk, şoförlük vs. derken yıllar gelip geçmiş ve en son benimle karşılaştığında pazarlama işinde çalışıyordu…
Bir (kitap) bir (öğretmen) ve yitip giden milyonlarca insanın hayatı….
Ne büyük trajedi değil mi?
Trajedinin büyüklüğüne bir başka örnek de birkaç yıl önce tv de izlemiştim.
Sivil toplum örgütü olan insan hakları derneğinin basın açıklamasında yaklaşık
Üç milyon kişi, 12 Eylül ihtilal’inde işkence görmüş bir milyon altı yüz kişi
Ağır işkence görmüş bin yüz elli iki kişide işkence esnasında ölmüş ölenler arasında maalesef hocamın dergi editörü olan eski öğrencisi de var..
İnsan hakları raporunda ülkenin talan edilip yağmalanan ekonomisinden bastırılan susturulan sindirilen toplumun depresif hali açıklanmıyor
Benim zoruma giden bütün bu olup bitene rağmen cuntacıların biz bunları vatan millet, için yaptık demeleri…
Sevsinler sizin vatan millet anlayışınızı…
Hocama sormuştum cuntacıların yargılanmasını istermisiniz?
Cevap: her zamanki bilgelikte idi ne fark eder be gülüm onlarda emir kulu…..
Serhat BİNGÖL
02/04/2012
YORUMLAR
ne yazılır ki böyle bir gerçekliğe...
hep çıkarları doğrultusunda karar veren yöneticilerle yönetilirken ülkemiz insanı,
daha ne çarpıklıklar okuyacağız kim bilir ?
üzüntü duydum.
ama kaleminizin cesaret yazmasından da onur duydum.
sevgilerr...
Serhat BİNGÖL
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
yazınızı okudum. Benimde çevremde 12 Eylül mağdurları oldukça fazlaydı. Kendini intihar edenden iş bulamama. Yada başladığı işlerde başarılı olamama. Güven kaybı gibi izler taşıyor bir çoğuda zamanla toplum dışı bir fert haline geldile. Elbette insanlık dışı size yürekten katılıyorum. Artık çözümün ne olduğunuda anlamaz durumdayız . Ağzınıza sağlık. Umarım bu ülke bu günkü çıkmazlarını aşarda bizden sonrakiler umut ve barış içerisinde yaşarlar.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuzda belirttiğiniz gibi bir çok insanı sosyal hayatını derinden etkileyen acılar yaşandı malesef,
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
Serhat BİNGÖL
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
Serhat BİNGÖL
Kemal Bey,
Öncelikle sayfama hoş geldiniz,
Kaleme aldığım yazımı beğenip beğenmemek özgürlüğüne sahipsiniz tabiî ki,
Ancak, bir yazıyı bir düşünceyi beğenmek yâda beğenmemek farklı şeydir.
O yazıyı yâda düşünceyi sabote etmek farklı şeydir.
Kaleme aldığım yazımın bir bölümünü kopyalayarak küçük harflerle yorumunuza ilave etmeniz kendi fikrinizi dikkat çekici olması amacıyla büyük puntolarla yazmanız gerçektende dikkat çekiciydi.
Siz emekli ordu mensubu da olabilirsiniz, askere sempati duyan bir kişide hiç fark etmez sonuçta yazımın yorumunuza eklediğiniz o bölümü benim şahsi düşüncelerimden çok iddia makamının basına yansıyan ve mahkemede yargılanan muazzaf veya emekli ordu mensuplarının yargılanması için hazırlanmış iddia nağmedir. Eğer suçsuzlarsa zaten yüce Türk Mahkemeleri haklarında beraat kararı verir. Benim yazımda dikkatli okuduysanız bir ironiden bahsediyorum.
Yani tezattan bir dönem sudan sebeplerle insanların hukuk dışı yargılamaların ve yargılama süresine kadar olan zamanda yaşanan trajedileri aktarmıştım yazımda,
Şimdi kendileri yargılanıyor olmalarından dolayı yargılama sürecini eleştirmeleri sizcede Tuhaf değil mi?
Ben bunu belirtmek istemiştim sadece yoksa askeri kötülemek ya da övmek gibi bir misyonum yok kaldı ki, yakın dostlarımda bilir âcizane ben silah ve savaş karşıtı barış yanlısı Demokrasiyi ve insan haklarını savunan düşünce yapısında bir insanım yani askerle öyle veya böyle bir işim olmaz, Gerçi yinede kaderin bir cilvesi olsa gerek akrabalarımın içerisinde gerekse yazlık evimin bulunduğu sitede muazzaf ve emekli ordu mensuplarıyla bir arada yaşıyorum.
Yazımı daha fazla uzatmadan bağlamak istiyorum. Umarım İnsanların düşüncelerini özgürce söyleyebilecekleri gelişmiş demokratik bir ülkede barış içerisinde yaşarız.
Derdim bu….
Saygı selamlarımla,
Bütün bu yaşanan olayları çok fazla bilemesek de ,muhteşem anlatımla bir öğretmenin başına gelenler tüyleri ürperten nitelikteydi....Geçen haksızlıklara dayanmak ne mümkün...bu saaten sonra da gönlümüzden isyan etmek de hiç bir şeyi getiremeyecek...Allah öğretmenin yanında olsun dilerim..
Yazınızın gerçekten etkisi altında kalmamak mümkün değil....gönlünüze sağlık dost kalem ....saygılar...Allah kimseye bu acıları yaşatmasın....
Serhat BİNGÖL
Yazımda geçen olayların hepsi yaşanmış gerçek olaylardan aktarılmıştır.
Önemli bir kısmınıda hem yazının uzun olmaması okuyucuyu sıkmaması için,hemde çok daha acı olaylarla okuyucuyu üzmemek için kendimce oto sansür uyguladım.
Yoksa yaşanmışlıkların diğer boyutları daha da trajik,
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
serapertence
evet son cümle herşeyin sebebi çok güzel bir yazı okudum arkadaşım. Bende eve veda diye bir film izlemiştim 12 eylülü anlatıyordu çok etkilenmiştim. Darbelerde ne yazık ki kurunun yanında yaşda yanıyordu. tebrikler
selam ve saygılar
Serhat BİNGÖL
Sizinde dikkatinizi çektiği gibi hocamın söylediği son söz gerçekten çok önemliydi ülkemizde yaşanan bunca trajediyi yıllar sonra aydınlar gezeteciler ve yürekli siyasetciler ortaya çıkardılarki meğer ihtilal yapan sözde kahramanlar aslında büyük abilerinin emirlerini yerine getirmişler,
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
Yazınızı ilgi ile okudum.Hüzünlendim haliyle bir insanın düşüncesinden dolayı yok yere suçlanması ne kadar acı...
Malesef ki malesef hep yaşanan durumlar...!
akıcı uslup ile çok güzel kaleme alınmış satırlar.
tam puan ve hocanıza asil yüreği için teşekkürler...
Serhat BİNGÖL
Bu yazıda yaşanan olaylar gibi yüzlerce binlerce trajedi yaşandı ülkemizde,
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
Vah vah diye hocamızın daha çok üzülmesini sağlayacak kişilikte biri değilim.
Helal olsun. Ne mutlu kendisine, bir öğretmene de zaten gerekirse sırtında mal taşıyıp evine ekmeğini götürmek yakışırdı.
İşte bizim anlayışımız, at gözlükleriyle dünyaya bakışımız. Onların adına sizden özür dilesek yaşamınızın ne kadarını geri getirebiliriz ki öğretmenim ?
Teşekkürler Serhat Bey.
Serhat BİNGÖL
Farklı bir bakış açısıyla değerlendirdiğiniz gerçek yaşamdan alınmış bu yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Evet benim değerli hocam,sizinde belirttiğiniz gibi onurlu ve ilkeli bir insan ancak yinede bir fikir insanın düşüncelerinden dolayı yada okuduğu kitaplardan dolayı vahşice bir muameleye tabi tutulması çok acı,
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Saygı sevgilerimle,
keziban buldu
Davidoff
Çünkü öğretmenler sahiden bizler için çok değerli olması gerekir. Yazık ki anlayamıyoruz.
Serhat BİNGÖL
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Umarım bir daha ülkemiz böylesine demokrasi dışı uygulamalarla karşılaşmaz,
Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşarız.
Kaleme aldığım yazımı lütfedip okuduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle,
degerli hocam ben bu yaziyi okumustum da bu kadar detayli degildi...tebrik ederim bu kadar detayli bir yaziyi yazdiginiz icin, ne desem az, kim iyi yada kimler køtü, kimse yogurdum eksi demiyor,basa gelen ben iyiyim diyecek tabiki...iskence kismi beni bitirdi zaten...yazacaklarimi unutturdu, ama sinirlendigimden, hocaniza cok üzüldüm,,,saygilarimi iletin uzun yazamiyorum donuyor pc...elinize saglik tam on puani hakkedecek bir yaziydi...iyi geceler saygi ve sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Kıymetli şiir dostum,
Evet malesef bir dönemin demokrasi dışı uygulamalarına tanık oldu milletimiz,kaleme aldığım muhatabını iyi tanıdığım,yaşanmış bu hayat hikayesinin bu ülkede yüzbinlercesini görmek mümkün,önemli olan barışcı insanlarında diğer insanlar kadar cesur olabilmeleri ancak o zaman insan hakları ve demokrasi yerleşir ve gelişir benim umudum hep vardır.
Bu ülke insanından,
Sizin bir yazınızda da bu konudan küçük bir alıntı eklemiştim doğru hatırladınız,
Lütfedip yazımı okuyup yorum yazdığınız için,size çok teşekkür ederim.
Değerli yürekli dost,
Saygı sevgilerimle,