yıkılmayan umutlar
YIKILMAYAN UMUTLAR
Bir Pazar öğleniydi Ali ailesi ile beraber evde oturmuş sohbet ediyorlardı yarım saat sonra olacaklardan habersiz sohbet ediyorlardı. Yaklaşık bir ay sonra bayram vardı ve bayram için planlar yapılıyordu Ali bayramda arkadaşlarıyla kalmayı ailesi ise akrabalarına gitmek istiyorlardı Ali sürekli buna itiraz ediyor ve arkadaşlarında kalacağını söylüyordu ama kim bilebilirdi ki hiç biri olmayacağına.
Ve yarım saat sonra kimsenin beklemediği bir anda bir şey oldu yer sallanmaya, camlar oynamaya, sesler gelmeye başlamıştı bu bir depremdi evet bu depremdi her yeri, umutları yıkan bir depremdi. Ali’lerin evi tek katlıydı ve bundan faydalanarak hemen dışarı çıkmışlardı. Her yer yıkılıyordu ali’nin gözleri önünde her şey ama her şey yıkılmıştı ne yapacağını nereye kaçacağını bilmiyordu sadece bulunduğu yerde kalmıştı orada dikilip kalmışta hiçbir şey yapamıyordu.
Her şey 28 saniye içerisinde olup bitmişti o çok güvenilen evler 28 saniyeye bile dayanamadı. Ali sadece etrafına bakıyor her yer toz duman yıkılan evler,ağlayan çocuklar yakarış sesleri yükseliyordu.
Ali artık evsiz kalmıştı ne gideceği bir yer ne de yatabileceği bir yar kalmıştı. Ağlamaya başladı çünkü sahip olduğu her şey evi,odası,kitapları, hatta okulu okulu bile yılmışta tıpkı umutları gibi her şey ama her şey yıkılmıştı enkaz altında kalmıştı. Sanki az önce planlar yapan Ali değildi, yemek kokuları yükselen ev onların evi değildi.
Az önceki neşeli Ali’den eser yoktu şimdi sürekli ağlıyor ve etrafına bakınıyordu herkes de bir kaçışma bir korku vardı. Ali’de korkuyordu ve o toz duman içinde ailesini kaybetmişti bulamıyordu onları etrafa baktı yoktu onları aramaya başladı bir an ürperdi acaba onlar orada mı kalmışlardı? Aramaya başladı annesine babasına sesleniyordu ama bir cevap alamıyordu telefon ile aramak için telefonu eline aldı ama telefonlar çekmiyordu şebeke yoktu. Etrafına baktı biraz ileri gidince biri onu ellerinden çekip göğsüne bastırdı baktığında bu annesiydi ve yanında kardeşleri ve babası vardı Ali az da olsa sevinmişti ama o korkuyu içinden atamıyordu bir türlü deprem korkusunu.
Artık Ali sokakta kalmıştı çünkü evleri yıkılmıştı tabi evleri yıkılmamış olsa bile içeri giremeyeceklerdi çünkü çok korkmuşlardı. Onlar artık sokaktaydılar bir kenara çekilmiş sadece olanları seyrediyorlardı. Enkazda çalışmalar başlamıştı geç saatlere kadar çalıştılar. Bedenler teker çıkartılıyordu bunların çoğu cansız bedenlerdi.
Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı gece yaklaşıyordu ne yapacaklar gece yi nerede geçirecekti bu insanlar ne yapacaklardı. İnsanlar ekiplere yardım ediyordu belki belki buluruz belki burada diye ama nafile oradan da kimse çıkartılamıyor oradan da cansız bedenler çıkıyordu. Her tarafta ağlayan gözler vardı.
Ali çok üşüyordu çünkü dışarı çıktığında üzerinde bir paltolun bir kazaktan başka hiçbir şey yoktu gidip içinden çıkaracağı bir dolap yoktu.
Artık gece olmuştu ve iş makineleri bir süreliğine olsa bile durmuştu çünkü çok yorulmuşlardı. Ali ateşin etrafında oturmuş ailesiyle beraber ateşin etrafında ısınmaya çalışıyordu ama nafile çünkü çok soğuktu herkezde derin bir sessizlik vardı şehir hayalet şehre dönmüştü adeta derin sessizliği bozan çocuk ağlayışları vardı aslında herkes ağlıyordu sessizce ağlıyordu yok olmuştu her şey.
Bir anlığa Ali uykuya dalıyor ve uyumaya çalışıyordu ama nafile artçı depremler sürekli devam ediyordu ve Ali’yi uykusundan uyandırıyordu
Bir süre sonra durmuş iş makineleri tekrar çalışmaya başlamıştı çevre illerden yeni kurtarma ekipleri gelmeye başlamıştı ve bunlar yorulan çalışanlara yardım ediyorlardı. Ali de bunlara yardım ediyor söyledikleri işleri canla başla yapıyordu. Bir enkaza yaklaşmıştı ve orada kimsenin olup olmadığına bakıyordu. İçerden bir kadın sesi gelmişti yardım isteyen bir kadın sesi Ali çok heyecanlanmıştı ve hemen ekiplere burada birilerinin olduğunu haber vermişti ekipler oraya geldiler ve aramaya başladılar enkazdan 5 kişilik bir aile çıkartılmıştı Ali’yi sevinç mi üzüntü mü ne olduğunu bilmediği bir duygu kaplamıştı.
Ali yorulmaya başlamıştı kenarda ailesi kardeşleri oturmuştu onlarda sadece olanları izliyor ve hiç durmadan ağlıyorlardı Ali onları o halde görünce hemen yanlarına gitti annesine sarılarak o da ağlamaya başlamıştı.
Bir müddet sonra yardım yemekleri gelmeye başladı. Ali acıktığını hissetti ve oda sıraya girdi yemeğini aldı ailesinin yanına yemeğe gitti. Yemeğini yedi ama doyamamıştı çünkü verdikleri yemek sadece bir tas çorbaydı. Tekrar sıraya girmeyi düşünüyor ama bir daha girerse yemek yemeyenler aç kalaçaktı onun için vazgeçti ve yerine tekrar oturdu. Gelen yardımların içinde battaniyeler de vardı.ve onlarda aldı battaniyelerden.
Yine hava kararmaya akşam olmaya başlamıştı Ali ailesiyle beraber arka bahçeye geçmişlerdi çünkü orası tenhaydı. Ali battaniyesine sarılmış derin derin düşünüyor. Uykusu geliyor ama uyuyamıyor yine bir artçı daha onun uyumasına izin vermiyor. Ali uyanıp bir daha uyuyamıyor. Bir an bir şey hatırlıyor okulunu okulunun yıkıldığını hatırlıyor okula gidemeyeceğini hatırlıyor ve tekrar ağlamaya başlıyor.
Depremin üzerinden bir hafta geçmişte bir karar vermeleri gerekiyordu ya çadırda yaşam ya da amcasının evine gidecekti ama Alinin okula gitmesi gerektiği için amcasına gerekiyor kardeşleriyle beraber amcasının gidecek ve okula orada devam edecekti. Ama tek başına gitmeleri gerekiyor çünkü annesi ve babası şehirde kalıp çalışacaklardı.
Ali annesi ve babasıyla vedalaşıyor çünkü gidiyor kardeşleriyle. Annesi ve babasına sıkı sıkıya sarılıyor ve ağlıyor çünkü uzun bir süre onları göremeyecekti.
Ali yola çıkıyor yol çok uzun 1 günlük yol. Yolda sürekle annesini babasını ,arkadaşlarını. deprem anını hatırlayıp ağlıyordu. Arkadaşları onları da göremeyecekti uzun bir süre. Ali bunları düşünürken uykuya dalıyor insanlar için kabus olan şeyi görüyor depremi depremi görüyor rüyasında ama bu sefer çok farklı görüyor evlerinin yıkıldığını ve göçük altında görüyor. Babasının, annesinin, ve kardeşlerinin göçük altında kaldığını görüyordu ve aniden kan ter içinde kalkıyordu çok korkmuştu etrafına baktığında herkesin uyuduğunu görüyor az da olsa rüya olduğu için seviniyor. Bu rüyadan sonra gideceği yere kadar yatamadı
Gideceği yere varmışlardı. Amcası ve yengesi onları arabayla karşılamaya gelmişlerdi. Ali amcasına sarılıp ağlamaya ve sürekli depremin olduğunu her yerin yıkıldığını söylüyordu amcası ise; onu teselli etmeğe çalışıyor ama nafile sürekli ağlıyor aslında bu ağlamasında haksız da değildi çünkü çok korkmuştu karşı çıkılmaz bir şey onları tarumar etmişti bu düşünceler onun peşini bir türlü bırakmıyordu.
Ali bir müddet sonra okula başlamıştı okula gidecekti. Sabah okula gitmek için uyandı tabi uyuyamamıştı ki uyansın. Kardeşlerini ve onu okula amcası bırakacaktı Ali amcasını
Amca, gerek yok biz gideriz
Hayır oğlum olur mu öyle bir şey? ben sizi bırakırım
Ali amcasına tamam dedikten sonra yola koyuldular önce çocukları sonra da onu bıraktıktan sonra amcası geri döndü.
Ali okula girdiğinde az da olsa okulun onun okuluna benzediğini gördü sınıfına çıktı ve ilk sıra boş olduğu için oraya oturdu. Derslere hakim olamıyor hocaların ne söylediğini anlamıyordu bile sürekli düşünüyordu orayı düşünüyordu .
İlk dersin bitiminden sonra sınıf arkadaşları aliyle tanışmaya geldiler. Ama kimseyle konuşamıyor arkadaşlık edemiyordu çünkü onun arkadaşlarının Sevda’nın Cem’in yerini kimse tutmazdı
İlk gün sona ermişti eve gidecekti yeni amcasının evine. Dışarı çıktığında amcası onu kapıda bekliyordu amcasının yanına gitti amcası ona
Okul nasıl geçti bakalım?
İyiydi amca.
Hmm peki bakalım dedikten sonra arabaya binerek kardeşlerini almak için yola çıktılar ama bir an amca;
Ali kardeşlerinin çıkmasına daha çok var istersen önce bir yerde oturup bir şey içtikten sonra onları alalım?
Peki amca madem onların çıkmasına daha var bekleyelim
Ve beraber bir yere gidip oturdular bir şeyler içtiler ama Ali hiç mutlu değildi ve çok sıkılıyordu amcasına;
Amca artık kalkalım mı? Şimdi çıkmışlardı. Amcası saatine baktıktan sonra
Evet doğru şimdi çıkmışladır dedikten sora kalkıp çocukları almak için yola çıktılar
Okula gittiklerinde okul çoktan dağılmıştı ve tek başına eve gitmişlerdi. Ama yolu bilmiyorlardı ve muhtemelen kaybolmuşlardı. Ve onları aramaya başladılar ama bir türlü bulamıyorlardı. Bir müddet sonra bir yerde oturup sessizce ağladığını gördüler Ali hemen onlara sarılıp;
Bizi neden beklemediniz? Siz burayı bilmiyorsunuz neden tek başınıza çıkıyorsunuz
Sizi bekledik ama gelmediniz bir çocuk yanımıza geldi ve amcanın evini bildiğini söyledi bizi eve kadar bırakabileceğini söyledi. Bizde inanıp onunla geldi ama bizi buraya kadar getirdi ve cebinden bıçağı çıkararak “çıkarın paraları yoksa sizi öldürürüm” dedi bizde korkup paramızı verdik ve bizi çok dövdü.
Tamam geçti ağlamayın artık. Bunları derken amcası araya girerek
O çocuk sizin okuldan mı?
Evet diye cevap verir vermez amca onların ellerinden tutarak bir daha okulun yolunu tuttu ve müdürün yanına gittiler amca her şeyi müdüre anlatınca müdür çocuklara:
O çocuk bizim okuldan mı?
Evet hocam.
Peki tanıyor musunuz onları ?
Hayır hocam biz yeni olduğumuz için tanımıyoruz
Peki görseniz tanır mısınız ?
Evet hocam tanırız deyince müdür
Peki çocuklar yarın okula gelince bana çocuğu gösterirsiniz ben gerekeni yaparım.
Amca teşekkür ettikten sonra eve gitmek için yola koyuldular. Arabada çocuklar sürekli ağlıyordu ama Ali artık ağlamıyordu ve onları teselli etmeye çalıyorlardı.
Eve gittiler yemekten sonra Ali çalışmaya gitti. Çalışmaya başladı ama bir türlü çalışamıyordu biraz sonra uyumak için hazırlandı ama yine her zamanki gibi uyamıyor sürekli kabus görüyordu. Kabuslarla sabah oldu ve okula gitmek için kaktı önce kardeşlerinin okuluna gidip o çocuğu bulacak, sonra kendi okuluna gidecekti.
Okulda çocuğu bulup gereken dersi verdikten sonra okula gitti ilk ders geç kaldığı için kantine oturmaya gitmişti. İçecek bir şeyler aldı ve yerine oturdu. Bir müddet sonra yanına bir kız yaklaştı ve Ali’ye
Oturabilir miyim?
Tabi ki buyurun
Kız oturdu sohbet etmeye başladılar ama birbirlerine isimlerine söylemediler.
Ben bu okulda yeniyim ve rica etsem bana yardımcı olur musunuz?
Üzgünüm bende yeniyim ve bu yüzden size yardım edemeyeceğim.
Nereden geldiniz buraya?
Ben deprem bölgesinden geliyorum ve yakında düzelirse geri döneceğim Ali bunları dedikten sonra kız ağlamaya başladı Ali;
Neyiniz var ? neden ağlıyorsunuz?
Bende oradan geliyorum der hıçkıra hıçkıra
Ali çok hüzünlenir ve kıza;
Lütfen ağlamayın
Nasıl ağlamam ki çok korktum.
Ali ayağa kalkar ve kızın yanına gider kızı sakinleştirmeye çalışır kız bir müddet sonra kalkıp gider. Ali arkasından gitmek ister ama vazgeçer ve yine yerine oturur. Kızın ne adını ne de sınıfını öğrenmiştir ama bu düşünceleri yüzünden kendine kızar ve nasıl oluyurda bunları düşünüyorsun der kendi kendine.ve kalkıp sınıfa gider biraz sonra kapıdan o gelir kantinde tanıştığı ama bir türlü adını öğrenemediği kız gelir Ali’ye
- Yanınız boş galiba oturabilir miyim? Der. Çünkü Ali’nin yanındaki arkadaşı o gün gelmemişti Ali çok sevinir ve kekeleyerek
- Evet boş deye karşılık verir.Ali çok heyecanlanmıştır
- Az önce kantinde yanınızdan kalktım özür dilerim ama çok kötü oldum ve elimi yüzümü yıkamak için kalktı.
- Yo sorun değil sizi üzdüğüm için özür dileri
- Hayır sizinle bir alakası yok çok kötüyüm depremden çok korktum ve bana böyle oluyur asıl sizi üzdüğüm için ben özür dilerim.
- Yo hayır özür dilmenize gerek yok bende çok korktum ve aynılarını bende yaşıyorum
- Peki aileniz nerede burada mı
- Annem ve babam orada çalışmak için kaldılar ben ve kardeşlerim ise buraya eldik peki ya sizin?
- Benim bütün ailem orada kaldı ben tek başıma okumak için buraya geldim peki nerede kalıyorsunuz?
- Ben amcamlara kaldım siz?
- Ben de dayım gilde kalıyorum
Ve sınıfa hoca gelir Ali ve kıza neden ilk ders derse girmediğini sorunca
İkisi beraber
“İlk ders geç geldik hocam” derler ve birbirine bakarak gülüştüler
Ali dersin bitmesini dört gözle bekler çünkü halen kızın adını öğrenememiştir ve adını soracaktır ders biter hoca dışarı çıkar çıkmaz kıza dönerek;
Bu kadar konuştuk ama isminizi bilmiyorum
Ben Sedef ya sizin
Bende Ali diyerek birbirlerinin isimleri öğrenilir.
Gün biter beraber okuldan çıkarlar vedalaştıktan sonra Ali onu bekleyen amcasının yanına gider Ali uzun süredir bu kadar mutlu olmamıştır amcası bunu sezmiştir ki Ali’ye
Ali bugün çok mutlusun hayırdır ?
Yok bir şeyim amcacım
Var sende bir şey ama hadi hayırlısı
Gerçekten yok amcacım bir şey der. Ali bunları söylerken her zaman gülümser haldeydi gözlerinde 5 aydır doğmayan ışık vardır sünüp giden ışık Sedef ile birlikte tekrar aydınlanmıştır
Arabaya bineler ve kardeşlerini almak için yola çıkarlar biraz okulun önünde bekledikten sonra çocuklar dışarı çıkar ve koşarak Ali’ye sarılırlar Ali çocuklara;
- Okulunuz nasıl geçti bakalım size karışan çocuğa ne oldu
- Hayır ağabeycim kimse karışmadı o çocukta gelip bizden özür dileyerek paramızı geri verdi hatta gün içinde yanımıza gelerek bir şeye ihtiyacımızın olup olmadığını bile sordu.
Hep birlikte gülüştükten sonra evin yolunu tuttular yolda sürekli Sedefi düşünüyordu. Eve gittiğinde annesi ile babası gelmişti.onlara öyle bir sarıldı ki sanki yıllardır görmemişti ikisini de. Çok özlemişti onları uzunca sohbetler ettikten sonra Ali odasına yatmak için gitmişti. Odada sürekli sedefi düşünüyordu ve çok mutluydu.
Sabah olmuştu amcası onu kaldırmıştı uzun zamandır böyle güzel bir uyku yatmamıştı hiç kabus görmemişti hatta rüyasında Sedefi bile görmüştü.
Sınıfa gittiğinde Sedef halen gelmemişti. Yerine oturup Sedefi beklemeye başladı bir süre sonra Sedef geldi ve yine yerine yani Ali’nin yanına oturmuştu.
Günaydın Ali nasılsın
Sağol sedef sen nasılsın
Teşekkür ederim sağ ol ali
Hoca geldi ve derse başlamışlardı. Ali Sedef’in ilgisini üzerine çekebilmek için hocanın sorduğu bütün soruları cevaplıyordu. Hatta arada şakalar bile yapıyordu. Uzun zamandır yapmadığı şey şaka yapmak…
Bu şekilde 1 ay geçmişti. Ali ile Sedef birbirlerine daha çok yakınlaşmış daha samimi olmuşlardı hatta arada Sedef Ali’lere gidip ders bile çalışıyordu. Yine bir sabah Ali okula gidiyordu artık okula tek başına gitmeye başlamıştı bu yüzden sabahları Sedefi görüyordu ve birlikte okula geliyorlardı ve bugünde sedefi görmüştü birlikte okula gidiyorlardı. Ali bugün Sedef’e beslediği bütün duyguları açıklayacaktı her şeyi anlatacaktı ama nasıl söyleyeceğini bilmiyor nereden nasıl başlayacağını
bilmiyordu okula gittiler ve her zamanki yerlerine oturdular. Sedef Ali’de bir tuhaflık olduğunu sezmiş olacak ki Ali’ye
Ali bugün senin neyin var? Sanki bana bir şey söyleyecekmişsin gibi duruyorsun
Yok hayır yok bir şeyim. Aslında evet var sana söyleyeceğim çok önemli bir şeyim var ve nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum
Ne oldu?
Şey… çıkışta söylesem şimdi hoca gelir
Tamam
Hoca geldi ve derse başladılar. Ali derse adapte olamıyor ve sürekli çıkışta Sedef’e ne söyleyeceğini düşünüyordu. Okul bitmiştir ve beraber çıkmışlardır ama dışarıda Sedef’in dayısı gelmiştir
Ali benim gitmem gerekiyor söyleyeceğini yarın söylesen olur mu?
Evet tamam olur der
Ali’nin beklemediği bir şey olmuştu biraz morali bozulur ama yarın söyleyeceğini düşünerek eve doğru gider sürekli Sedefi düşünür Ali.
Ali ondan sonraki gün çok hastadır ve okula gidemez bunu duyan Sedef derslerden sonra Ali’yi ziyarete gelir hem ziyaret hem de vedalaşma çünkü sedef geri dönüyor okuluna orada devam edecektir Ali’ye
Ali ban gidiyorum
Nereye ?
Memlekete
Neden?
Okullar açıldı orada devam edeceğim. Ali bu habere çok üzülmüştür ama belli etmez
Tamam sana iyi yolculuklar
Sağol Ali. Ha Ali gitmeden önce bana söyleyeceğin şeyi duymak isterim
Yo önemli bir şey değildi zaten boşver diyerek geçiştiriri bunu söyleyince Sedef’in de biraz morali bozulur ama bozuntuya vermez
Sedef gidiyordu Ali ona gitme demek istiyordu ama sanki boğazı düğümlenmişti ağzından sadece ardından “Kendine İyi Bak” sözleri çıkabilmişti. Sedef’in ise “Allahaısmarladık” lafı ikisi de çok üzgündü ama Sedef’in dönmesi gerekiyordu.
Ali çok üzülmüştür ve 1 hafta boyunca yataktan çıkamamıştır. Akşamları aynı kabuzları görmeye başlamıştır uzun süredir takip etmediği deprem ile ilgili haberleri takip eder daha çok üzülmeye başlamıştır. Bunu gören amcası çok üzülür ve Ali’ye isterse bu hafta sonu annesi ile babasını ziyaret edebileceklerini söylemişlerdi. Ali bu habere az da olsa sevinmişti çünkü annesini mahallesini görecekti. Hem belki Sedef’ini de görürdü.
Hafta sonu yola çıktılar. Annesi ve babasını gördüğünde çok sevinmişti ve mahallesine gitmek istemişti babası buna karşı çıkmışlardı ama Ali’nin ısrarları üzerine dayanamayıp kabul etmişlerdi.
Ali mahallesine gittiğinde gördüğü manzara çok feci idi. Sanki o mahalle daha önceki mahalle değildi. Ali gördüğü bu manzara karşısında daha fazla dayanamamış ve ağlamıştı uzun süre gemcesine rağmen halen artçı depremler sürüyordu. Ali gece orada kalmıştı ve sürekli depremler olduğu için uykusundan korkarak uyanıyordu hiç uyuyamamıştı.
Sabah yola çıkacaklardı çünkü okul vardı. Ailesiyle vedalaştıktan sonra şehrine son bir göz attı o göz Sedefi arıyordu ama nafile görememişti Sedef’i.
Ali eve döndüğü gece hiç uyumamış hatta kabuslar görüyordu durup durmadan ağlıyor veya bağırıyordu hatta okulda huzursuzluk çıkartıyor arkadaşları ve hocalarıyla tartışıyordu bu halini gören amcası psikiyatriste gideceklerini söylemişti çünkü Ali çok kötü olmuştu hem şehrini özlemiş hem de Sedef ‘i.
Ondan sonraki gün doktora gitmişlerdi Ali doktora olup biten her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı Sedef’i dahi anlatmıştı doktur Ali’ye
Ali’cim artık her şey geçti okuluna bak sedef’i belki döndüğünde görürsün şeklinde Ali’yi rahatlatmak için bir şeyler söylemişti. Ali az da olsa rahatlamıştı doktur bunların yanında birde ilaç vermişti onları kullanması gerekiyordu.
Ali o ilaçları kullanmaya başlamıştı ama ilaçların yan etkileri çok kötü ve sürekli rahatsız ediyordu. Bu ilaçların yanında Ali’nin çok sevdiği bir ilaç vardı uyku hapı bunu aldığında derin bir uykuya yatıyor hiç kabus görmeden yatıyordu
Ali çoğu zorluklarla karşılaşıyordu bazen sınavlar bazen ise arkadaşları ona sıkıntı veriyordu sürekli onlarla tartışıyordu
Deprem şehri yavaş yavaş üzerindeki yükü atmaya toparlanmaya başlıyordu göç edenler geri dönmeye başlamıştı. Ali’de gitmek istiyordu ama halen gidebilecekleri bir evleri olmadığı için kalacaktı hiç olmasa bir evleri olana kadar.
Ali evini ailesini arkadaşlarını özlemişti arada onlarla konuşuyordu ama yetmiyordu olarla oturup uzun uzun konuşmak istiyordu.artık amcasının evinde de sıkıntı çekiyor orada kendisini bir fazlalıkmış gibi görüyordu. Bir gün amcasına
Amca size çok sıkıntı veriyoruz değimli? Demişti. Bunu duyan amcası çok kızmış
Ben bunu duymamış olayım ve sende bir daha söyleme o nasıl söz öyle? Sizde bizim çocuklarımızsınız
Ali bu cevap karşısında azda olsa tatmin olmuştu ama yinede sıkılıyor kendisini iyi hissetmiyordu.
Okul bitmişti. Ali ve ailesine başlarını sokabilecekleri bir deprem konutu verilmişti artık dönüyordu ve çok mutluydu. Önce amcası sonrada yengesiyle vedalaştıktan sonra yola çıkmışlardı.
Ali çok mutluydu hem ailesine hem de arkadaşlarına kavuşacaktı. Bir ara gözlerini kapatmıştı ve açtığında şehrine varmışlardı Ali çok mutlu olmuştu. Onları karşılamaya babası gelmişti birlikte eve gitmek için yola koyuldular.
Yolda sürekli şehri izledi ama şehir eski şehir değildi adeta sanki başka bir yerdeydiler çoğu bina yıkılmıştı ve yerlerine yenisi yapılmadığı için boş kalmıştı. Ali annesini de gördükten hemen sonra mahallesine indi yeni mahallesine. İçinde bir umut vardı belki arkadaşlarım hatta belki Sedef’te bu mahalledeydi.
Çıkıp mahalleyi gezdi ve arkadaşlarını gördü çok mutlu oldu hemen yanlarına koşup kucaklaşıp hasret giderdiler çünkü 1 yıla yakındır birbirlerini görmemişlerdi ve hasret giderdiler. Ama Sedef oralarda yoktu beklide buradaydı çünkü burası çok kalabalıktı kimse kimseyi göremiyordu.
Artık okul açılmıştı Ali okula gittiğinde bütün arkadaşlarına kavuşacağını sanıyordu ama gittiğinde sınıfta eski okulundan sadece 5 kişi gördüğü arkadaşlarıydı bunlar Refika, Elif, , Serkan ve Mehmet ti öbür arkadaşlarının kimisi şehir dışında kimisi başka okullarda kimisi ise göçük altında kalmıştı bunlar haber alamadığı arkadaşlarıydı oysa ki bunları çok severdi en iyi arkadaşlarıydı onlar artık yoktu onlarla koşup eğlenemeyecekti
Artık ali için her şey bitmişti hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyordu kendi kendine. Ama ondan sonraki gün okula gittiğinde biri ordaydı hayatının feneri, o çok aradığı onun için üzüldüğü biri oradaydı bu Sedef ti evet gerçektende bu Sedef’ti. Ali inanamamıştı bu gördüklerine. Ali Sedef’i gördüğünde çok şet söyleyecekti ama ağsından sadece “merhaba” lafı çıkabilmişti. Biraz geçtikten sonra Ali artık her şeyi söylemişti onu nasıl sevdiğini bir türlü söyleyemediğini söylemişti Sedef’e.Sedef ise;
Ali ben senin numaranı alamadığım seni bir daha görmeyeceğim için çok üzülmüştüm bende seni seviyordum sana söylemek istiyordum ama cesaret edemiyordum. Ya beni sevmiyorsa ya sadece bunları ben düşünüyorsam diye içimden geçirmiştim ama Allah’a şükür ki şimdi sen karşımdasın.
Ali inanılmaz mutluydu düşlediği şey gerçek olmuştu Sedef’ini görmüştü ve sedefte onu seviyordu.
Ali’nin kalbindeki kırıklığı,umutsuzluğu ve çaresizliği az da olsa yok edecekti ve onu mutlu edecekti ve bunu başardı da. Ali ile Sedef bir ömür boyu beraber mutlu yaşadılar. Okulunu bitirdikten sonra evlendiler.
Ali’nin tüm umutlarının yıkıldığı anda karşısına sedef çıkmıştı birbirlerinin umut kaynağı olmuşlardı. Depremde yıkılmayan sadece umutları vardı ve bunu asla kaybetmediler. Mutlulukları bir ömür boyu sürdü
SON
YORUMLAR
Bazen son diye baktıklarımız başka bir hayatın başlangıçları olabiliyor.Ümitsizliğe kapılmanın gerek olmadığına güzel örneklendirmeydi.Tebrikler