- 803 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Yandan Doğar İnsanlar, Bir Yandan Toprağın Altına Girer
Ekrem Bora dün sonsuz mekânına göçtü. Hastane çıkışında bir arkadaşı, “Ekrem bize 1 Nisan şakası yaptı” dese de şaka değil ölüm, hayatın tek ve en önemli gerçeği. Sabah internette gördüğüm “Unutulmayanlar” adlı eski bir filminin afişi ise topraktan gelen insanın ruhunun sonsuz yaşayacağını, bedeninin ise yeniden toprağa döneceğinin bir hatırlatması oldu. Son 10-20 yıl içinde yaşamış en şöhretli insanların, başbakanların, politikacıların, sanatçıların, yazar ve şairlerin isimleri bile anılmıyor biliyorsunuz. Çok ünlü, çok tanınmış da olsa tüm insanlar birer birer çıkıyor, bir taraftan da sürekli toprağın altına giriyorlar; dünya hayatı bu şekilde sürüyor.
İnsan nasıl yaşamış olursa olsun, yaşlanır, hastalanır, belli bir süre sonra da ölür ve parçalanıp gider. Ev ne kadar gösterişli olursa olsun zamanla eskir, yıpranır. En son model otomobil, çürür, parçalanır, modası geçer, kullanılmaz hale gelir. Makam -mevki, kariyer her an insanın elinden gidebilir. Kişi çok ünlü de olsa bir süre sonra unutulur.
Biraz düşündüğümüzde dünyanın bu kadar çılgınlık ve hırs yapılacak bir yer olmadığını görürüz. Deliler gibi bağlanmaya değecek dünyevi/maddi hiçbir şeyin olmadığını görürüz. En güzel, en sevdiğimiz şeye Allah aşkıyla baktığımızda, O’nun güzel tecellilerini görürüz. En lezzetli olanın, en sürekli olanın, en fazla haz verenin O olduğunu, O’nun dışında hepsinin boş olduğunu görürüz.
Bu gerçeğin düşünülmesi, ara sıra insanların bunu birbirlerine hatırlatması çok önemli. Hatırlatılmadığında insan çok rahat gaflete kapılabilir. Ölüm hatırlatılmadığı için, genellikle sağlıklı ve diri kimseleri gördükleri için insanlar ölüm ve ahiret düşüncesinden kaçarlar. Dünya hayatının günlük uğraşları, kimi zaman geçim derdi, kimi zaman aldığı haz nedeniyle kişi ölümü unutur. Dünyaya bağlandıkça ölüm, ahiret ve kendisini bekleyen gerçek yaşamı düşünmekten uzaklaşır.
Peygamberimiz (sav), ölümü çokça düşünenlerin akıllı insanlar olduklarını şu sözlerle ifade eder:
“Ölümü en çok zikreden ve kendilerine gelmezden önce onun için en iyi hazırlığı yapanlar; işte akıllılar bunlardır.” (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan)
Yaşamın tek kesin gerçeği olan ölümü düşünmemek, insanı yıkıma sürükleyen akılsızca bir davranıştır. Akılcı bakan insan ise dünya hayatının gerçeğini görür, Allah’a yakınlaşır.
YORUMLAR
İnsan nasıl yaşamış olursa olsun, yaşlanır, hastalanır, belli bir süre sonra da ölür ve parçalanıp gider. Ev ne kadar gösterişli olursa olsun zamanla eskir, yıpranır. En son model otomobil, çürür, parçalanır, modası geçer, kullanılmaz hale gelir. Makam -mevki, kariyer her an insanın elinden gidebilir. Kişi çok ünlü de olsa bir süre sonra unutulur.
en çok hoşuma giden tarafı ve ne olursan ol sonun yokoluştur güzel bir yazı hayatın gerçekleri tebrikler....