- 1204 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARAYERDELİK / MARUZ KALMAK
Bursa Elif-der tarafından düzenlenen 31 mart 2012 cumartesi gecesi Atasoy Müftüoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı ‘küresel çağda var olmak’ isimli konferansı dinleme imkanı buldum.Uzunca zamandır kendimce takip etmekteyim ‘bu çağın vicdanı’ olarak değerlendirdiğim Atasoy beyi. Denemelerini,söyleşilerini büyük bir heyecanla ve de titizlikle takip etmekteyim.
Analitik düşünmenin, büyük düşünmenin,fotoğrafın tamamına bakabilmenin, parça-bütün ilişkisi kurabilmenin, itirazlarda bulunabilmenin, hayır diyebilmenin, başkaları tarafından düşünmeye mecbur bırakılmamamızın gereğini, nesne değil,aktif özneler olarak yaşama,hayata katkılar sunmamız gerektiğinin,vicdani olmanın yanında imani sorumluluğumuz da olduğunu ısrarla vurgulayan biri benim zihnimde Atasoy Müftüoğlu.
Parmak ayı gösterirken elbette ki parmağa değil ay’a bakmalıyız. Hakikate ulaşmada,anlam arayışımız da, bu serüvenimizde bir vesile olur diye umut ediyorum ‘ırmağın içli sesini.’
Arayerdelik’den bahsetti konuşmasında, tarihimizin Batılılar tarafından yapıldığı / yazıldığı günlerden beri biz tarihte tatildeyiz. Avrupa Uygarlığı Aydınlanma’dan beri kendini dinden bağımsız sayınca, bizde kendimizi beklide ona yakın kılmak için , kendi değerlerimizden aklımızı bağımsız kıldık..Ama sonucunda öyle bir tabloyla karşılaştık ki tam bir ara yerdelik yada maruz kalmak…Ne Batılı olabildik nede Doğulu..Maruz kalmak; bizden kaynaklandığı gibi,kendimizi aşan bir durumdur aynı zamanda. Belki de.tükenmiş çaresizlik . Bir tercihin,bir sürecin sonucu belki de.
Maruz kalmak üretememektir; bilgiyi,kültürü,hayata dair, medeniyet diline ait ,içsel herhangi bir şey üretememek,.varlığını başkalarına borçlu olmaktır..Elbette ki bunun kaçınılmaz sonucu da üretemediğiniz için başkaları tarafından üretilen her şeyi hem de fütursuzca tüketmek….
Atasoy Müftüoğlu’na göre günümüzün İslam dünyası tarih yapan değil,tarihi yapılan/ yazılan bundan dolayıdır ki;bunun sonuçlarına da katlanan, insanlık aileisinin alt kültür grupları muamelesi gören bir dünyadır. Bu bir zillet durumudur. Evrensel atalettir.Bundan kurtulmanın yolu şimdi ve hemen her bir müslümanın sorumluluk bilinciyle donanması ve zihinse çabaya katkı sunmasıdır.Zihinsel dönüşümün ön koşulu zihinsel çabadır. Sayısal çoğunluklar yerine niteliğin gücüne kulak vermek ve de onu çoğaltmaktır..Çünkü kendimizi istatistiksel malzeme gibi gören bir barbarlıkla karşı karşıyayız.Rakamların dönüştürücü gücünün olmadığına inanıp, hayatımızın her alanında niteliği hakim kılmalıyız.Büyük soruları/ sorunları bulup onlara cevap bulmalıyız.
Sözü gene Atasoy Müftüoğlu’na bırakalım: ‘kendi yetersizliğimizi konuşmak yerine hep dış etkiler üzerinde durmak gelişen olayları komplolarla/entrikalarla açıklamaya çalışmak kolayca bir yoldur.Hayatın hangi alanına yönelik olursa olsun o alanda zayıf ve yetersiz olduğumuz için sömürülüyoruz.’
Bu bizim hikayemiz..İki günümüzün bir olmadığı, her güne yeni bir zindelikle, yeni bir ufukla yeni bir dinginlikle uyanmamız umuduyla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.