YİNE YOLLARDAYIZ ORDU BÖLÜM 3

• 1 Nisan 2012 Pazar 21:12:18

Sabah telefon sesi ile uyandık.
Saat altı,telefondan müzik çalıyordu ,gülümsedim ne güzeldi.
Çabuk toparlanıp yemek salonuna geçtik.Açık büfe kahvaltı yok yok
Karnımızı doyurup yola koyulduk.gece yağan yağmurdan eser yok Güzeldi yolculuk neşe dolu
İlk durağımız Çorum’du, biraz dolaştık tabi ki leblebi memleketi herkes aldı bir şeyler. Çarşısını gezerken gördüğüm kuyumcu dükkanlarına hayran olmamak imkansız öyle çok Altın vardı ki,
Anlatılmaz görmek lazım,
Evet gerek model olarak gerek ziynetle öyle değişik ve güzeller ki,
Eşim bir vitrinin önünde resim çekildi gidince çocuklara göstereyim diye.
Yollar yolculuklar çok güzel geçiyor. Bazen şarkılar la bazen sohbetlerle ,ve Samsundayız.bu güzel sahil şehrini hep merak etmişimdir. İki saat zamanımız var neresi gezilir’ ki. sadece çok büyük bir parkında dolaştım burada Ata’mın güzel büyük bir heykeli var,
Samsun deniz kenarında olan güzel bir şehrimiz camisini gördük ayak üstü bir şeyler yedik parkta dolaşırken.
Rus pazarı varmış orayı dolaştık , burada yabancılar gelip satış yapıyormuş ama Türklerde alışmış karışık Pazar olmuş.
Bu büyük parkı Samsunlular doldurmuş çok sıcak çünkü millet ne yapsın dolmuş buralara. Fıskıye lerin serinliği ayrı güzeldi.
Buradan ayrılmadan tuvalet sorduk nerdedir diye.
İşte beni şaşırtan ve mutlu eden de buy du.onun için yazıyorum
Kocaman bir havuz içinde dağı andıran büyük bir kaya ve işte tuvalet dediler inanın şok oldum havuz içinde tuvalet. Nasıl gidip görülmez. Muhteşemdi tertemiz misler gibi kokuyor. işte bakın yapan neler yapıyor dışı havuz ve dağ işi ise en çok lazım olan ihtiyaç.yapanı yaptıranı kutladık.
Bu güzel şehirde daha fazla gezip camileri ziyaret etmeyi çok istedim nasip. Yinede şükür bu kadar gördük ya.
Giderken etrafını görüp geçiyoruz yol uzun
Doğal güzellikleri seyrederek yol alacağız,

Samsundan çıkınca artık Karadeniz sahilindeyiz.
Deniz o kadar güzel’ ki koyu mavi, ve sakin, sessiz , durgun , insana huzur veriyor. Hele koyları oya gibi, enizin hemen yanında ağaçlar ve aralarında muhteşem villalar,insana yaşama sevinci veriyor.
Çarşambadan sonra fındık bahçeleri, çam ağaçları açık yeşil tonunda tarifsiz güzel bu yöreyi anlatmak zor biraz.
En çok dikkatimi çekense şehirler kasabalar hiç bitmiyor biri biterken diğeri başlıyor.
Yolun sol tarafı deniz aralarında düz bahçeler var. Denizle yol arasında.Sol tarafı da dağlık,ve aralıklarla villalar var.
Birkaç dönüm bahçe içinde çok güzel ev, yine bahçe yine ev ,ne köy bitiyor ,ne şehir birbirilerine birleşmiş gibiler.
Hele Perşembe ye doğru dağlara tırmandıkça.
Aşağıdaki manzara Deniz dibinde evler oto yolun bir tarafında dağlar,köy mü desem kasabamı desem,anlayamadım.
Oya gibi birbirine bağlanmış.
Dedim ya buraları anlatmanın imkanı yok. Rabbim öyle bir güzellik vermiş ki, tarifsiz. hava karamaya başladı yorgunluk çökmek üzere
Ama dağların zerafeti denizin güzelliği bize hiç te zor gelmedi.
Tabiatın bu güzelliği insanı başka düş alemine sürüklüyor.
Evet uzaktan Ordu görün dü,dağlar da ucu bucağı yok ve ışık seli gibi öyle güzel bir manzara ki bu loş ışıkların altında .
Burası çok güzel ay burası başka güzel derken Ordunun içindeki otelimizdeyiz. Denize nazır Turistik otel. Dışarı çıktık hem dolaşalım hem de yemek yiyelim dedik ,
Hava bulutlu yemeğin ardından sahilde bir kafe’ye oturduk ,
Bir yandan şimşekler çakıp gök gürlüyor yağmur yağacak demeye kalmadı bir bastırdı ki. Ne yağmur ne yağmur garsonlar servisi kesti bardaktan boşanırcasına. bir ara hafifler gibi olunca bizde otele geçtik.Bu satırları otel odasında yazıyorum eşim uyudu benim hiç uykum yok.yorgunum oysa .Sabah kısmet olursa orduyu gezeceğiz
Artık yatıp dinlenmeliyim,doğanın ve şehirlerin tüm güzellikleri bizi bekliyor.