16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3317
Okunma

Yıllar nasılda geçti habersiz, şarkıda ki gibi, habersiz geçti. Bir baktım yaş neyse yaşı geçelim, moralim bozuluyor. Kaç yıl oldu evleneli 26 yıl dile kolay ve üç tane güzeller güzeli evlat. Ben Anlamadan onlarda çabucak büyüdüler. Daha ne kadar oldu ki doğalı, daha dün küçücüktüler. Şimdi ise büyük kızım 24 yaşında güzel bir genç kız, ortanca 18 yaşında yine güzel bir genç kız ve 17 yaşında haylaz bir delikanlı. Ortanca kızım bu akşam ki yazı konum. Kızım yarın Üniversite sınavına giriyor yani YGS sınavına giriyor.
Daha sanki dün doğmuş gibi, ramazan bayramına bir hafta kala doğdu. Kucağıma aldığımda, çok mutlu olmuştum. Çok aksi ve inatçı bir bebekti. Beni sabah ezanına kadar çok oturttu, hem de hiçbir sıkıntısı olmadığı halde. Sabaha kadar birlikte müzik kanalı KRAL tv yi çok izledik. Başımı kanepeye koyduğum anda, başımı tutar kalk der ağlardı.
Bebekken bir gün sabahtan akşama kadar ayağımdan hiç indiremezdim. Sürekli ayağımda sallardım, ayağımdan indirdiğim anda ağlardı. Hiç uyumazdı tüm gün, ertesi günde hep uyurdu. Bende uyumadığı gün onunla ilgilenir uyuduğu günde işlerimi yapardım. Yemeğimi bile iki günlük yapardım. Yeter ki o ağlamasın derdim.
Ben çocuklarıma çok oyuncak alırdım. Oyuncak, çocukların kişiliklerini, hayal güçlerini gelişmesinde çok önemlidir. Oyuncak, çocuğun çocukluğunun kanıtıdır. Oyuncaklarını bazen toplamazlardı, kardeşiyle birlikte. Bende hep oyuncaklarını onlara toplatırdım. Bir gün oyuncaklarınızı toplayın diyorum toplamıyorlar. Bende bir torba aldım bütün oyuncaklarını topladım, atıyorum oyuncaklarınızı siz toplamıyorsunuz. Size artık oyuncak moyuncak yok dedim. Kapının önüne koydum. Sabah babası çöp diye bir torba oyuncağı çöpe atmıştı. Gizem sen oyuncaklarımızı attın der, unutmuyorlar.
Kızım Gizemin Miki Mause lu oyuncak çantası vardı. İçi oyuncak doluydu. Elinde çantası, omzunda da bir paspas (şu yuvarlak örme paspaslardan) arkadaşlarıyla sitede bir ağacın altına yayarlardı. Mutfak takımı, salon takımı, yatak odası takımı oyuncaklarını çıkartırdılar. Sindy bebekleri ile evcilik oynarlardı. Bazen birlikte oynardık, küçük fincanlarda bana çay koyar, oyuncak kek ikram ederdi. Birlikte çay içer yemek yerdik.
Bana eşiniz nasıl çocuklarınız nasıl diye sorular sorardı. Bende ona sizin eşiniz nasıllar, çocuklarınız nasıl, selam söyleyin derdim. Birlikte evcilik komşuculuk oynardık. Ne güzel günlerdi, onlarla bende çok eğlenirdim.
Bir gün iki kardeş kavga ediyorlardı, kavga etmeyin desem de beni dinlemiyorlardı. Bende sinirlendim, iki kardeşi tıpkı rehineler gibi sandalyeye sırt sırta atkıyla bağladım ve hadi şimdi kavga edin bakalım dedim. Şaşkın şaşkın yüzüme baktılar ‘’anne tamam kavga etmeyeceğiz ne olur çöz’’ diye ağlamışlardı. Ben yaklaşık 1 saat bağlı bırakmıştım, sonra da kendime ve onlara gülmüştüm. Onlar fenaysa ben fenaydım.
Bazen kavga edip bağrıştıklarında, ikisine de birbirilerinle konuşmama yasağı koyardım. Mesela akşama kadar birbirinizle konuşmayacaksınız derdim. Eteğime yapışıp yalvarırlardı, ne olur anne konuşalım diye. Kardeşi Berat la aralarında 16 ay var. İkiz gibi büyüdüler, üç kardeş çok fazla kavga etmezlerdi. Hala daha çok kavga etmezler, aksine bazen çok gülüyorlar diye, ben susun diye bağırırım.
Gizemim küçükken çok saftı, kandırması çok kolaydı. O zamanlar küçük cadı diye bir dizi vardı. Dizede ki kız sihir yapardı. Bende bir gün battaniyenin altında elim de kumanda görmesin diye saklıyorum. ‘’Bak şimdi bende sihir yapağım. Okus pokus diyeceğim kanal değişecek’’ demiştim. Okus pokus diyorum, battaniyenin altından kumanda ile kanal değiştiriyorum. Gizem inandı alkışlıyor ‘’anne sen cadı mı oldun yaşasın annem cadı’’ diye evde bas bas bağırıyor. Dışarıya çıktığında da benim annem cadı diye arkadaşlarına anlattı. Öylede saf bir çocuktu.
İlkokula başladığı ilk gün merdivenlerden yuvarlanmıştı. Dudakları patlamış ve dikiş attırmıştık. Çok kötü bir gündü, aklıma geldikçe içim acır. Okula ilk başladığı gün onun heyecanıyla merdivenlerden inerken ayağı kaymış ve düşmüştü. Ağzı merdivenin kenarına çarpmış, dudakları patlamıştı. Okul hayatı iyiydi, beni pek üzmedi çalışkan uslu bir öğrenci oldu. Hep meraklı bir çocuktu, ondan çok ilginç bilgiler öğrendim.
Çok duygusal bir çocuk, balık burcu, tam bir sazan her şeye çok kolay inanır. Küçükken Erdeğe gittiğimizde denize girmeyeceğim diye inat ederdi, denize sokamazdık. Denize gideceğimiz zaman evde anneannesiyle kalırdı.Biz denize zorla sokarız diye bizimle gelmezdi. Bizde gezmeye gideceğimiz zaman, onun gelmesin diye denize gidiyoruz derdik. Onu kandırırdık, anneannesiyle bırakırdık. O da kanardı yavrum.
Benden bir şey saklamaz, 1 yıl boyunca çıktığı erkek arkadaşı vardı. Çocuğa aşık olmuştu, o kızımı üzünce o çocuğu dövmek isterdim. Onunla birlikte çocuğa söverdik. Gelip başını omzuma veya göğsüme koyar ağlardı. Bende ağlardım onunla birlikte, içim acırdı kızımı o halde görünce. Çok şükür şimdi o kadar çok üzülmüyor. Bir erkek beğendiğinde, ‘’eee anne güzel kızım, erkekler böyle güzel kızı bırakmıyor’’ diyor. Biraz çapkın sanki benim kızım ‘’sen az değilsin kızım’’ diyorum. Çocuklarımın kara sevdaya düşmesin, şimdiden birine bağlanmasınlar. Daha çok gençler aşık olacaklar olsunlar da. Aşık olsalar da mantık hep bir yerde olsun, terk etmesin.
Çocuklar çok çabuk büyüyor, bu benim hiç hoşuma gitmiyor. Keşke küçük kalsalar ve o anları daha çok yaşayabilsem. Çocuklarımı büyütürken bende çok eğlendim. Bende onlardan çok şey öğrendim ve büyüdüm. Çocuklarım peş peşe oldular. Tek başıma büyütmek çok zordu ama onlar her şeye değerler. Şükürler olsun çocuklarımla aramda ki ilişki çok güzel, benimle vakit geçirmekten keyif alıyorlar. Bana saygı duyuyorlar ve beni seviyorlar. Bende onları çok seviyorum hem de canımdan çok seviyorum. Bazen de ben onları sinir ediyorum, onlarda beni sinirlendiriyorlar. Kuşak çatışması değip geçiyorum.
İki yıldır dersane, okul, testler, sınavlar çok yoruldu. Yarın ise iki aşamalı üniversite sınavının ilk aşamasına girecek, çok heyecanlı. Ben, babası ve kardeşleri de hepimiz çok heyecanlıyız. Allaha yardımcı olsun diye dualar ettik. Kızım iki yıldır çalışıyor, bu yılsa daha da çok çalıştı. Allah emeklerini boşa çıkarmasın. Yarın ki sınavı inşallah çok güzel geçerde üzülmez. Allah emeklerinin karşılığını versin.
Kızıma Gizem’e ‘’benim için sen önemlisin, senin sağlığın önemli, sen benim kıymetlimsin.
Sınavın kötüde geçse hiç üzülme. Annemler masraf ettiler diye düşünme, bizim için para hiç önemli değil. Sen önemlisin para umurumda bile değil. Sen sakın kafana bunları takma’’ diye konuşmamı yaptım. Doğrusu da bu zaten.
Yarın sınava girecek bütün öğrencilere, Allah zihin açıklığı versin. Başarılar, Allah yardımcıları olsun, içinde benim canım kızım Gizem’imin de Allah yardımcısı olsun. AMİN
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
31.3.2012