gülnur ateşoğlu


Ne Miladi
Ne Hicri
Senin olmadığın anlarda benim takvimimin adı yokluk takvimi.Ne günün ,ne ayın,ne gecen ne gündüzün geçmek bilmez.Bekler dururum gelsin diye,tarihlerden GÜL’ÜN BAYRAMINI.

Yoluna kurban olacak çifter çifter adaklarım var.Koyunları yavruladı,meleşir durur gönülbahçemde.
Ahhh...bir gelse kavuşma zamanı.İşaretimi bekliyor mahallenin davulcusu,zurnacısı darbukacısı.

Sen o zaman gör,
oyunları
oyunhavalarını.

Oyunhavası demişken
Ben tek sende sevdim,Boğazdan geçerken son ses dinlediğimiz FİDAYDADA ANKARALIM FİDAYDALARI.

Gerçi ,çalgımı duyar kulağı,çengimi görür gözü hasret çekenin.
Bir bitse şu yokluk takviminin sayfaları .Ahdım var.Arifeden kınası yakılmış ellerimle, çerez dağıtacağım hiç tanımadığım çocuklara.Peşlerinden koşupta ihtiyar ninelerin ,ceplerine harçlık koyacağım gençliğimden birkaç gün çalıp.Harcasınlar doya doya.
Yeterki gelsin tarihlerden GÜL’ÜN BAYRAMI
Geldiğin gün sigarın yak, dizlerimin dibinde tüttür efkarlı efkarlı.

Boğulsamda dumanında boğulayım.Nasılolsa ben seni CİĞERİME çekeceğim.