İŞTE HAYATIM İŞTE KÖY ÇOCUKLUĞUM
KÖY ÇOCUKLUĞUM
Üstü toprak, kerpiç bir damda doğdum
Ağaç oymalı, kement sarmalı, beşikte uyudum
Gâhî ana sütü, gâhî çiğ koyun, keçi sütü ile doydum
Buram, buram köy kokuyor, benim
________________________________Köy Çocukluğum.
Cılız, çelimsiz, sıska, kaburgaları sayılan, bir bebektim.
Babam gurbette idi, sanki kalmıştım köyümde yetim
Yediğini, kusan, halsiz, bitap çaresizdi bedenim
Adeta sarı toprağa benziyordu tenim
Kızarmış, derisi ile Güneş kokuyordu benim
__________________________________Köy Çocukluğum.
Beş yaşıma kadar, ana sütünden kesilmemişim,
Bir elimde lavaş saç ekmek ısırır, diğer yandan anamı emermişim.
Elenmiş, yakılmış, kırmızı toprakla kundaklandım, sarıldım
Günbe gün, düşe kalka, tökezleyerek, çocukluğuma adım attım
Bir çelimsiz, zoliğe, ince dala çıkmıştı, köydeki takma adım
Bir haldi, bir ahvaldi, mahzuna çekiyordu, benim
_____________________________________Köy Çocukluğum.
Evin bir oğluydum, ateşim yükseldi bir gün,
Öküz arabası hazırlandı, içine yün döşek yorgan atıldı.
Hastalığımı unutmuştum o gün, içimden şehri görmek vardı.
Kasabamız, köyden 150 km uzaktaydı
Öküz arabası mazı gıcırtısı içinde, şehri görme sevinci bir başka idi
İlk doktorla tanışmak, ilk iğneyi olmak, heyecanı yaşadı,
________________________________________Köy Çocukluğum
Bitmemişti hayat umudum, iki derslik bir Mektebe (okula) düştü bir gün yolum
Mavi işliğim, babamın Zonguldak’tan gönderdiği siyah cızla vat lastik ayakkabı
Omuzlarımdan askılı bacağımda siyah donum,
Boynumda içi yağlanmış ekmek torbası ile, toprak, tozlu ince yola koyuldum.
Bir başka heyecanlıydı, bir başka anlamlıydı, bir başka meraklıydı
___________________________________Mektepli Köy çocukluğum
Nenem tandır ekmek yapardı, kokusu adeta, tüm köyü sarardı
Köylünün geçimi, ekin ekip biçmek, umudu hayvancılık, koyun keçi davardı
Bir gün kaderimde çobanlık yapmak vardı
Aynı gün kuzularımdan en güzelini, kurda kaptırdım yüreğim o gün zardı
Hüsranla bitmişti çobanlığım, hüzünlü geçti, ağlamaklı
_____________________________________Çobanlı Köy çocukluğum
Yaşlılarımız, duvar diplerinde, tütün sarardı
Köyümün meydanına, her ay bir kervan uğrardı
Nalbant atlara nal çakar, kalaycılar, bakır kap tencere kalaylardı
Çerçiler, at sırtında, deve sırtında, incik boncuk yüzük küpe sakız satar
Elekçiler kalbur, elek yapar satardı, karşılığında buğday un toplardı
Kapardım kümesten yumurtayı, sakız, beyaz leblebi alırdım
Bir heyecan, bir koşuşturmacay’la geçti, pembe bulutlar üzerindeydi
yaşam umudum
İşte benim şiirleşen hayat hikâyem, işte ben işte
_______________________________________Köy çocukluğum
Dünün köy çocuğu bu günün şairi hayatını anlatıyor geçmişi yad ediyor
Anılarını tazeliyor, o anları hayallerinde düşlerinde beyin belleklerinde dünmüş gibi
bir kez daha yaşıyor
Dünün köy çocuğu bu gün Edebiyat defterinde şair olmuş kendini anlatıyor kendini yaşıyor
Ne güzel değilmi dostlar
Özeti selamlar saygılar
______Şair67_______
Ali Cemal AĞIRMAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.