- 1116 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir Gündelik Hayatta İş Yapar mı? (2)
-Yaralı Çay Bahçesi-
Esra: Bana bak Ömer! Benim lisede edebiyatım 5’ti sen ne diyosun, bal gibi de anladım işte,
"Her vazgeçiş yeni bir başlangıçtır" demişsin, demek bu kadar kolay senin için.
Ömer: Ya bak Esracım, o şiir yaa, şiir şiir!
Esra: Eeee tamam şiir, o şiiri baban yazmadı heralde, sen yazdın.
Ömer: Ya bak anlatamıyorum. Şiirde tek bir duyguyu yazmazsınki, çağrışımlarla ilerler şiir,
birden başka bir şey gelir aklına, birden okura başka bir şey söylemek istersin, ne biliyim yani
anlatamıyorum yaaa.
Esra: Senin ben çağrışımını yerim Ömer. Kimleri çağrıştırıyormuş şiir, senin aklında kim var, hangi kız?!
Ömer: Ya ne kızı ya allaşkına ben ne diyorum sen ne diyosun?
Esra: Söyle kimin için yazdın şiiri, baksana birden başka şeyler gelmiş aklına, biz ayrılmışız, senin aklın başka kızlarda.
Ömer: Ya ben sana şiirin doğasından bahsediyorum, sen başka kız diyosun kafayı yicem şimdi.
Esra: Ben sana şiirin doğasını göstercem Ömer, sen böyle devam et, bir gün ayrılcaz tam ayrılcaz, hem ben barışalım diye gelmesem
geleceğin de yoktu. Senin işine geldi di mi bu ayrılık? Yeni bir başlangıç yapıcaktın di mi? Ben sana engel olmıyım o zaman!
Ömer: Ya Esra.. Bi dakka dur.. Nereye? Kim verdi o şiiri sana ya söylesene! Ahmet di mi?..
-Gönül Kıraathanesi-
Ömer: Ahmet! Lan olum var ya senin var ya ben...
Ahmet: Oooo kardeşim hoşgeldin ya otur çay söyliyim. Ya kardeş baksana bu Sivasspor-Orduspor maçı üst biter mi ne diyosun?
Bi iddaa yapıyım diyorum bak kuponum şöyle...
Ömer: Lan başlatma iddaana, benim yazdığım şiiri Esra’ya sen verdin di mi?
Ahmet: Yaa şimdi ben öyle şeyleri söylemeyi pek sevmem Ömercim yani biliyosun beni yaptığım iyiliklerden bahsetmem. Bizimki sevdiğimiz iki arkadaşı tekrar bi araya getirme çabası işte. Teşekkür etmene gerek yok kardeşim biz arkadaşız ya.
Ömer: Teşekkür ederim Ahmet! Azıma sıçtın Ahmet! Bizi tekrar ayırdın Ahmet! O şiir olmasaydı biz zaten barışıyoduk Ahmet! Ya olum sen ne kadar gereksiz işler yapıyosun ya. Şiir yüzünden kavga ettik yine. Offff kafayı yicem şimdi.
Ahmet: Kardeş ne biliyim ben, şiir güzeldi aslında, olaya bak valla üzüldüm şimdi. Ama aklıma gelmişti o cümleye kızacağı. Keşke silseydim de verseydim.
Ömer: Abi niye veriyosun bana sormadan, hiç vermeseydin.
Ahmet: Ama kardeş bak o cümlede bi şey var. "Her vazgeçiş yeni bir başlangıçtır." Senin aklın hala Tülay’da di mi?
Ömer: Hay ben senin çözümlemene Ahmet. Lan ne anlarsın sen şiirden, bi de analiz yapıyo ya.
Ahmet: Aaaa kardeş kalbimi kırdın benim lisede edebiyatım 2’ydi.
Ömer: 2 ne lan, bu mu yani?
Ahmet: Olum öyle deme ya diğerleri hep 1’di. Hahahahaha... Sonra peder okuldan aldı kendi kamyonuna şoför yaptı ya bizi. Zalim peder ya.
...........
Yusuf: Selamunaleykum kardeşler. Lan Ömer kız yine mi terk etti seni?
Ömer: Olum bak Yusuf zaten sinirliyim, adam gibi oturcaksan otur şurda. Terk ettiği de yok tartıştık biraz.
Hem sen nerden biliyosun? Ulan nası bi mahalle burası ya!
Yusuf: Yolda Esra’ya rastladım da, dedim yenge Ömer’le barışmışsınız sevindim falan dedim. Suratıma sinirli sinirli bakıp bişey demeden yürüdü.
Ömer: Ya bu kız beni öldürcek arkadaş. Her şeyden nem kapıyo.
Ahmet: Olum sen de artık ciddi ciddi konuş şu kızla, belki evlenme teklifi bekliyodur.
Yusuf: Ya Ahmet, içeri girmeden senin kamyonu gördüm, arkasındaki yazı çok hoş olmuş. "Her vazgeçiş yeni bir başlangıçtır". Hahahahaha bu bi yerden tanıdık geliyo bana ama...
Ömer: Ohaaa yaaaa Ahmet, bunu da mı yaptın? Olum sen napmaya çalışıyosun lan.
Ahmet: Ya yok kardeş o gün okuduğumda hoşuma gitmişti de, ben de bi yazı arıyodum kamyonun arkasına yazdırcak. Onu yazdırdım, zaten pederden de azar işittim "Bu yazı ne? Bi bok anlamadım git sildir bunu" dedi. Güzel olum işte ya boşver gördükçe bugünleri hatırlarız.
Ömer: Ha evet bugünleri hatırlarız Ahmet! O kadar güzel günler yaşıyorumki haklısın! Neyse ben gidiyorum ya.
Ahmet: Kardeş bi dakka ya şu kuponu yapsaydık. Eskişehir-Gaziantep maçı nolur? Aloooo... Şşşşttt..
-Sevda Meyhanesi-
Ömer: İsmail baba boş yer yok nereye oturıyım ben? Bi bira içicektim.
İsmail: Ooo Ömercim gel, Orhan abimizin masasına alıyım seni, o da yalnız.
Ömer: Eyvallah abi..
İsmail: Orhan, bizim kardeşimiz Ömer bu, bi bira içicek yanına otursa rahatsızlık vermez di mi?
Orhan: Olur mu İsmailciğim ne demek buyursun tabiî ki.
İsmail: Ömercim bak Orhan abimiz de emekli edebiyat öğretmeni, Orhan abi bu Ömer bizim mahallenin çocuğu edebiyat okuyo üniversitede, çok güzel şiirleri var. Geçen bir şiirini okudu çocuklar. "Her başlangıçta bir şeyler yok olur" gibi bişeyler yazmış çok güzeldi.
Ömer: Yok abi o öyle değildi. Neyse... (Allah belasını versin o şiirin)
İsmail: Heee, hem de sevdiği kıza yazdı. Kız sonra barıştı bununla vallahi öyle güzel yazar bizim Ömer.
Ömer: Abi... Yok.. Biz... Neyse abi ben bi bira alıyım.
Orhan: Kız arkadaşın şiiri anlamadı tabii ki. Hatta orada bir kaç cümleyi yanlış anladı, alındı, Kavga ettiniz di mi?
Ömer: Hah evet Orhan abi aynen oldu. Şiiri resmen yanlış anladı ve bir cümleye takıldı. Sonunda derdimi anlayan biri çıktı karşıma. Oh bee.
Orhan: Peki neden sadece o cümleye takıldı bi düşünsene, demek ki diğer dizelerden hiçbir şey anlamadı.
Ömer: Hmmm.. Ben bilmiyorum ki... Yani işin açıkçası ben son zamanlarda sürrealist şiir üzerine yoğunlaştım, o şiir de öyleydi. Başına Esra için yazmıştım. Arkadaşlarım gördü onun için olduğunu, şiiri benden habersiz vermişler.
Orhan: Şimdi olayı nasıl düzelteceğini düşünüyorsun kara kara?
Ömer: Evet, Orhan abi nasıl işin içinden çıkıcam bilmiyorum. Anlamıyo beni ya, başka kız var senin aklında diyip duruyo.
Orhan: Ömer, ben annem öldüğünde 14 yaşındaydım. O sıralarda edebiyata çok ilgiliyim, günde üç dört şiir kitabı okuyorum. Devamlı yazıyorum geceleri. Öyle ama başkaları da okuyunca utanıyorum, kimseye göstermek istemiyorum. Olur ya bir yerlerde görürlerse, anlamasınlar diye sürrealist şiirler yazıyorum annem için. Görüp okurlarsa benim halime üzülürler diye düşünüyorum, kimsenin de bana acımasını istemiyorum. Ama kendi yazdıklarımı da hiç beğenmiyorum. Bir şey eksik diyorum sürekli. Seneler sonra fark ettim, şiirlerimde hiç "Benim annem öldü." yazmamışım. Ben onbinlerce dize yazdım bunu anlatmak için. Ama "annem öldü" diyememişim. Sonra ben kısa bir şiir yazdım. Ve inat ettim herkese okuttum o şiiri, halam, teyzelerim, babam... Herkes ağladı okuyunca. Bazen gerçekten ne söylemek istiyorsan onu söylemelisin.
Ömer: Ben anlatmak istediğini çok iyi anladım Orhan abi. Şu an seninle burada konuştuğum için çok şanslıyım. Teşekkür ederim sana.
Orhan: Hadi bakalım şimdi git kurtar durumu. Vakit kaybetme. Hesap benden. İsmail baba bi baksana buraya!
Ömer: Çok sağolun, görüşürüz inşallah… İsmail baba, eyvallah abi çok sağol ya ne güzel bi iş yaptın da bu Orhan abi ile tanıştırdın beni.
İsmail: Hee sevdin di mi Orhan abimizi.
Ömer: Evet abi. Sürrealist şiirden vazgeçtim şu an. Yok ya bi daha asla bulaşmam.
İsmail: Sür… ne dedin, neden vazgeçtin oğlum anlamadım. Kızdan vazgeçme sakın. Peşini bırakma. Bak biz Nermin ablanla…
kıyıdaki adam
YORUMLAR
Böyle yazıları olan bir kalem, benim öykülerimin neyini beğenir demedimse ne olayım şu an.
Çok keyifli, çok güzel.
Önder Kızılkan
Önder Kızılkan
kurgular ve diyaloglar çok keyifli Önder, tam içimizden, kıyımızdan, kenarımızdan
ve çoğu zamanda bodoslama ortamızdan ablam...:)
Banu"nun da dediği gibi herkes herşeye hakim, bir Ömer ortada garibim..:)
çok keyifli yazıyorsun, okuması da bir o kadar keyifli oluyor...
sen banu"ya geveze diyorsun ya, sen nesin acaba çok merak ettim şimdi...
seviyorum ikinizide, gevezeliklerinizi ve ortaya koyduklarınızı da...
kutlarım canım...
Önder Kızılkan
Nassı bi mahalle burası yahu :))))
Herkes birbirinin işinden mesul... Kalk şimdi Ahmet'i döv, Esra'nın saçını çek, Orhan Baba'yı kucakla...
En dokunaklı kısım bana o geldi. Onca gülmenin kıyısında duran kocaman yüreği olan bir adama rastladım yine. Hem her şeye rağmen dimdik duran. Ben içki içmiyorum ama Önder Orhan Baba ile bi akşam benim bile içesim geldi .) Sen mahalledekilere söyleme ama bu bahsettiklerimden :))))
Bu başlığı görünce tüm işimi gücümü bırakıp damlıyorum buraya, arkası yarın gibi, devamında ne olacak soruları başlıyor. Sen bu başlığı bitirmezsen, bir dahaki yazının altında gelecekle alakalı tahminlerde bulunmaya başlayalım :)))
Kalemine büyük bir hastalıkla, tebriklerimi bırakıyorum...
.)
aslında insan öldü demekten bıkar da gizlenir bir süre sonra...anlasınlar demeden demek istediğimi der...:)ama gün gelir bu yol da dara düşer...insan yanar yanılır aldanır aldatır...düşer kalkar öğrenir nihayetinde...iş işten geçer ya da geçmez lakin elde muhakkak bir tortusu kalır yaşanmış olanın...
ve ben bu mahalleyi çok sevdim ya...
kutladım yine;)
Önder Kızılkan
sağolasın
Önder Kızılkan
O qué
Blogu olan bir arkadaşa söylemiştim konuyu o yazmazsa ben o konuyu işlemeyi düşünüyorum bi yazıyla, hadi vatana millete ve de deftere hayırlısı diyelim:D