- 939 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Tüylü Yılan
Dedektif Chloe eski bir evin merdivenlerinden çıkarak aralık duran kapıdan içeriye girdi. Evin içinde cinayet masasından ve olay yerinden aşina olduğu yüzler vardı. Onlarla selamlaştıktan sonra, neler olup bittiğini anlamak için cesedin bulunduğu odaya geçti. Duvara yaslanmış ve bacakları açık biçimde bulunan çıplak adama baktı.
Dedektif Adolf’a seslendi
“Evet... Neler buldunuz?”
“Görünürde hiçbir şey yok, ne bir parmak izi, ne bir işaret ve delil.”
Dedektif Chloe yüzü poşetli adama baktı.
“Hadi başlıyoruz arkadaşlar...” dedi; “Bize bir ipucu lazım... biri şu adamın yüzündeki lanet buharlanmış poşeti çeksin haydi beyler kıpırdayın.” diyerek ekibi coşturmaya çalıştı.
Chloe ve cinayet masası polisleri evin her yanını, duvarları, kapıları, halı üzerinde nelerin olabileceğini, yatak içlerini tek bir iz bulmak için saatlerce araştırdılar. İşlerini bitirip adamı ceset torbasına koydular.
Chloe cinayet masasındaki şefe dönüp
“Çıkacak olan sonuçları masamda görmek istiyorum.” dedi.
Çantasındaki fotoğraf makinesini eline aldı ve cesedin resimlerini çekti.
Odadan çıktığında kapıda bekleyen Adolf’un kendisine tuhaf tuhaf baktığını gördü.
“İyi misin?” diye sordu Adolf.
“Cinayet.” dedi parmaklarını şıklatarak ve hemen ardından objektifi Adolf’a doğrultup deklanşöre bastığında flaş patladı.
***
Chloe sabah kahvesini yudumlayarak bitirdi. Fincanın içine baktı. “Gördüğüm ceset torbalarından başka bir şey yok. Ne sıkıcı...” dedi.
Yakası açık siyah elbisesine baktı.
“Cenazeye mi gidiyorsun Chloe” diye kendi kendine sorup ayna karşısında üstüne tuttuğu elbiseyi yatağın üzerine fırlattı. Dolaptan çıkardığı yırtık kotu ayağına geçirdi. Kül mavisi tişörtü aynanın karşısında giyindi. Saçlarını arkaya toplayarak kendini izledi.’ Dağınık kalsın’’ dedi.
Yüzünü aynaya yapıştırdı. Kulağına seslenir gibi fısıldadı.
“Zarif ve ince uzun parmakların var. Güzel de sayılırsın. Bu iğrenç ceset torbalarının arasında ne işin var. Belki de yazar, ressam veya Marlene Dietrich gibi bir artist.”
Evden çıkarken telefonu çaldı.
‘’Selam Chloe, ben Komiser Morris uyandırdım mı seni?”
“Hayır uyanmıştım. Bayan dedektifler erkenden uyanır ayrıca bilmiyor musun ?”
“Tabi tabi biliriz seni.” dedi alaycı bir tonlamayla. “Dosyayı ofisine yolladık.”
“Yarım saat sonra ofisteyim. Bir şey buldunuz mu?”
“O senin işin...”
“Geliyorum.” dedikten sonra telefonu kapadı ve arkasından şefe bir dizi küfür etti.
Chloe ofisine geçti. Belindeki silahı çıkartıp masanın üstüne bıraktı. Oda aydınlıktı. Jaluzileri indirdi. Komik desenli kupayla çay istedi ve dosyayı açarak okumaya başladı.
Meksikalı Eduardo Alejo İngiltere vatandaşı
Yaş 35
Londra Müzesinde koruma görevlisi
Not: İntihar şüphesi
Dedektif Chloe dosyayı kapatıp masanın kenarına bıraktı. Telefonu kaldırıp tuşlara bastı.
“Bay Morris, bu nedir şimdi, bulmaca mı? Koca olay yerinin bir şey bulamadığını mı söylüyorsunuz?”
“Kusursuz bir cinayet .” dedi karşıdaki ses “Veya mastürbasyon yaparken kafasına poşet geçirip bir boğulma orgazm ilişkisinin zevkinde geberen bir manyak.”
Chloe bir dikişte kupadaki çayı bitirdi. Çantasından çıkardığı fotoğrafları alarak koridorun sonundaki odaya geçti.
“Bayan Coraline, bu fotoğrafları büyütebilir miyiz? Her bir karedeki en ufak leke izlerini görebilmeliyim.”
Bir saat sonra fotoğraflar büyütülmüş halde Chloe’nin odasındaydı. Gözlerini açıp ışıklı panodaki fotoğrafa baktı. Küçük el defterine karalamalar yazdı.
-Avuç içi tek bir iz yok
-Yüzü bütün tek bir iz yok
-Ölü anatomide cinayet delili sayılabilecek tek bir iz yok.
Sıkılmıştı.
“Gerçekten kusursuz bir cinayet veya intihar olabilir ama torbadaki havayı soluyacak olan hangi manyak gidip bir de havagazını açar?”
Chloe önündeki yetmiş fotoğrafın son karesini inceledi. Gözü bir şeye takıldı. Büyüteci alıp daha bir yakından baktı. Ense saçlarının arasındaki minik yazıyı gördü.
“Bu da ne?”
Arama motoruna adamın derisinde yazan sözcüğü yazdı.
“Kukulkan.”
Kukulkan Meksika’da bir piramit adı veya Sakallı Yılan anlamına geliyordu.
Chloe gülmeye başladı.
“Adam Meksikalı İngiliz vatandaşı pekâlâ sembolik şeyleri sevebilir.”
Bir kez daha Sakallı Yılan fotoğrafına baktı. Maya Uygarlığına aitti.
“İlginç, yoksa tesadüf mü? Adam müzede koruma görevlisi, belki de Sakallı Yılan müzeden kaçtı ve adamı öldürdü.’’
Chloe saatine baktı.
Ofisinden çıkıp morga gitti. Cesedin ensesindeki yazının çok yeni yapılmış bir döğme olduğunu gördü.
Morg görevlisi Chloe sormadan dudaklarını bükerek söyledi “Belki de öldüğü gün yapıldı ama kesinlikle sol elle yapılmış. Muhtemelen de ölmeden hemen önce. Herhangi bir zorlama görünmüyor.”
...
YORUMLAR
lacivertiğnedenlik
uzun bir aradan sonra fırtına gibi bir dönüş..
vallahi.
sizi okumayı seviyorum..
sevgilerimle..
SEVİLAY DİLBER tarafından 3/29/2012 6:40:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
Çok teşekkürler ,seviyorum seni