- 1327 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Geyik Masalı
BİR GEYİK MASALI
Kız bebek güneşli bir bahar gününde doğdu…
Kapısına pembe çiçek çelenkleri asılan odanın içi akraba kadınların neşeli mırıldanmalarıyla doluydu, öyle ki içeri girip çıkan hemşirenin söylediği hiçbir şey anlaşılmadı ve de önemsenmedi…Bolca pembe giysi yığının ardında elinde mavi bir tulumla öylece duran genç kadının tereddüdünü de anlayan olmadı zaten…
-Ah şekerim aileye yakın değilsiniz belli bebeğin kız olacağını bilmiyordunuz herhalde …
-Biliyordum da şeyyy farklı bir renk olsun diye düşündüm.
Farklı bir renk olgusu pembelere adapte olmuş kadınların orlon kayganlığındaki dünyalarında pek bilindik bir şey değildi…
-Eh dedi kayınvalide ikiniciye saklarız belki erkek olur.
-Anne ne ikincisi !
Gelin asabiydi, yeni doğum yapmıştı, yorgundu ve ikinci bebek fikrinden çok kayınvalidesine gıcıktı.
Bebek ise ikinci mi diye düşündü…Ne yani bu yeterli değil miydi kendisi gelmişti işte…Yetmez miydi ?...
-Hiçbir zaman hiç kimse için yeterli olmayacaksın çocuğum…Upuzun sarı saçlı, derin mavi gözlü genç kadın yatağın hemen başında oturuyor ve bebekten başka hiç kimse onu görmüyordu.
-Seni görmüyorlar mı ?
-Hayır görmüyorlar…
-Neden ? Ben içerdeyken ve öncesinde hep gördüm seni…Herkes görüyordu…
-Ama orası gerçeklerin dünyası çocuğum burası ise idelerin karmaşasından doğan sanal bir dünya!..Buraya doğduğunda tüm gerçekliğini yitirir ve kargaşanın galaksisine uyum sağlarsın taaa ki yeniden aramıza gelene kadar.
-Peki seni bir daha hiç göremeyecek miyim ?...Ya da hep sadece ben mi göreceğim ?...
-Hayır göremeyeceksin çünkü beni ve gerçeklerin dünyasını unutacaksın. Göremeyeceksin ama sonra , daha sonra beni duyabileceksin o da yeterince duyarlılığın gelişirse…
-Bir ismin olursa daha iyi algılayabilirim seni…
-Bana içses diyebilirsin…
5 Yıl Sonra -
Bengisu gel bakalım sana güzel bir haberimiz var !
-Bana bir kardeş mi yapmaya karar verdiniz sonunda ?
Anne ve baba şaşkın bakışırlar
-Kardeş mi istiyorsun ?
-Fena olmazdı oyun oynardık….
-Kıskanmaz mıydın ?
-Yooo kıskanmam ama belki o beni kıskanır…
Özgüvenin eksikliğinin normal, varlığının ise kendi çapında bir sıkıntı oluşturduğu bu toplumda yine kendi fasit dairesinden ötesine yabancı kalmış anne ile “kıskanmak en doğal davranış biçimidir” jargonu ile büyütülmüş olan baba yine şaşkın bakıştılar…
-Ehem yok hayır haberimiz bu değildi…Yakında anaokuluna başlayacaksın, orada arkadaşların olacak ne güzel değil mi ?
-Güzel mi değil mi gidip görünce karar veririm diyen küçük kız yine annesi ve babasını fena halde endişelendirerek yapmakta olduğu resme döndü.
1 Hafta Sonra Psikolog ile
-Demek bir kardeş istiyorsun Bengisu ?
-Evet iyi olurdu.
-Neden arkadaşların yok mu ?
-Var tabii Elif var, Günce var, Okan var, Selim var, Leyla…
-Tamam anladım Bengisu arkadaşların var…O zaman evde sıkılmıyorsundur ?
-Hayır sıkılmam oyun oynarım, resim yaparım, annem masal okur, zaten anaokuluna gidecekmişim…
-Kardeşin olmasa da olabilir değil mi ?
-Olabilir.
-Yani üzülmezsin.
-Üzülmem.
-Sen de üzülme ama…
-Ne
Psikolog öyle şaşırmıştı ki ellerini nereye koyacağını bilemedi bir an ve simsiyah saçlı koyu mavi gözlü bu tuhaf yaratığın yaptığı resmin üzerine kuşburnu çayını döküverdi…Beyaz kağıdın üzerine bir kan damlası gibi yayılan çayı elindeki peçete ile silen Bengisu ilk kez gülümsedi…
-Bunu dicektim üzülme …Resmi yine yaparım sana…Sen de o duvardaki panoya asarsın olur mu ?...
Pencerenin önündeki kanepe de oturan şelale saçlı, tül elbisesi masalsı kadının kahkahası bir şampanya kadehinin diğerine çarpması gibi tiz ve keyifliydi.
Atölyede Bir Gün
-Üzerindekileri çıkarır mısın…
-Ne anlamadım ?
-Giysilerini çıkar!...
-Ne kadarını ?
-Hepsini ben nü çalışırım…
-Ama söylememişlerdi ben şaşırdım şimdi…
-Model değil misin ?
-Sosyoloji okuyorum harçlık için modellik yapıyorum ama hiç nü poz vermedim.
-Anladım. Biraz ara vereceğim, bir kahveye ihtiyacım var sende al ve düşün bu arada yapabilir misin diye…Zor değil bana sorarsan modelim olmadığında bende soyunup kendi vücudumu kullandım…Zor değil, korkacak bir şey de değil…Yine de düşün.
Model kahvesini içerken heykeltıraşın kaslı kolunu daha da ortaya çıkaran iki yüzlü kadın dövmesini inceledi…
-İlginç bir dövme anlamı nedir ?
-Hekate …Mitolojideki büyücü tanrıça…Ama bana göre insanın içindeki diğer BEN i anlatıyor…
Telefon sesi sessizliği yırtan bir bıçak gibi sokuluverdi aralarına…
-Bengisu eve ne zaman geleceksin bak baban merak ediyor seni ?
-Bu gece bir ara uğrarım anne ama kalamam atölyede işim çok biliyorsun sergiye yetişmem gerek.
-Bengisu bunu her zaman yapıyorsun!...Tıp Fakültesini bıraktın Akademiye gittin bir şey demedik, uçak uçuracağım diye hepimizi korkudan perişan ettin sustuk, İtalyalara mastıra gittin baban tansiyon hastası oldu, evi ayırdın, bizi üzecek her şeyi yaptın…Artık yeter gece eve geliyor ve de kalıyorsun o kadar…
Çattadanak telefon kapandı…
-Çok kızdı dedi İçses…Beni dinlediğine pişman olmadın mı hala ?
-Olmadım canım ve olmayacağım da şimdi söyle bu ürkek modelle ne yapacağım ben…
-Ayakları hiç yerden kesilmemişse şimdiye kadar o elbiseleri asla üzerinden çıkarmaz !..
-Model bulmak zor biliyorsun…Zaman da çok dar…
-Eeee
-Hadi ama İçses sensin bir şeyler söyle !...
-Ayağını yerden kes olsun bitsin.
Havaalanında
-Aman tanrım bu bu…
-Dur sakin ol ben iyi bir pilotum yıllarca ders aldım, uçuşlar yaptım brövem var…
-Kız istemeye gitmiyoruz meziyetlerini övmene gerek yok diye kıkırdadı içses…
-Panik yaparsa havada…
-Yapmaz
-Nereden biliyorsun ?
-Onun içsesi kim zannediyorsun ?...
Korkularımdan kurtulmak çok zamanımı alabilirdi, çok uzun süre kıstırılmış, denetlenmiş, engellenmiş yaşayabilirdim…Ufacık bir kasabada doğdum, ufacık dünyaları olan ufacık insanların arasında ufacık düşlerimle yaşayıp gidebilirdim…Tam kendim olamadan bir başkası olmaya çabalar, ne kendim ne başkası olamadan yok olup gidebilirdim…Oysa şimdi bütün elbiselerimden kurtulmuş cama vuran yağmur damlalarının tınısında içsesimin bana söylediği hiç duyulmamış aryaları dinliyorum…Nasıl da dingin ruhum bir ilkbahar rüzgarı gibi…Nasıl da kolay oldu bedenimi baskılayan her şeyi atıvermek, olanca çıplaklığımla sundum kendimi çamura, mermere, toza, suya ellere…Her şeyi yapabilecek kadar güçlü, hiçbir şeyi yıkmadan etrafında dans edebilecek kadar zarif ve duyarlıyım…
-Böyle mi hissettin diye sordu Psikiyatr genç kıza …
-Evet poz verirken bunları hissettim ve o Majör depresyon mu nedir ruhumu kaplayan karanlık yok oldu.
-Beni dinleseler psikiyatrlar aç kalır diye kıkırdadı içses…
Sergide
-Sayende mi demeliyim sergi çok beğenildi…
-Sayende canım…Sen ve ben biriz
-Sevdim bunu görün bana artık o zaman…Görün ve soyun seninde heykelini yapayım…
-Seni seni…
-Bengisu hiç normal bir heykel yapmayacak mı hanım ?...Hep çıplak kadınlar, adamlar…Eşi dostu çağırıp şöyle göğsümü gere gere övünemiyorum.
-Ben ne zaman evlenecek onu merak ediyorum…
-Ha bak o da var…
YORUMLAR
Güzel bir masal okudum kaleminizden...Hani Yunus'un dediği gibi ''Bir ben vardır bende benden içeri''....İç sesimiz son nefese kadar bizimle birlikte...Onu duyarız hep...düşündürdü gerçekten.Sonuna kadar okumam için iç sesim ikaz etti diyebilirim...:))Saygılarım sonsuz...