YANLIZLIK
Bir sonbahar akşamında sevmiştim seni. Gözlerinin içinde yalnızlığı görmüş ve bağlanmıştım sana . Senin dışarı belli etmemek için uğraştığın o yalnızlık o kadar belirgindi ki, bana kendimi hatırlatmıştı. Biz niye yalnızdık ve ne için bu acıya katlanıyorduk? Kim bizim için bu kadar değerliydi ki kalabalığın içinde bile yalnız kalmayı başarıyorduk? Hiçbir şey söylemeden oturdum karşına, benim sende gördüğüm yalnızlığı sen de bende gör diye. Benim sende çözemediğimi belki sen çözersin diye. Gözlerimin içine bakıp hafif bir tebessüm ile;”Sen de benim gibisin, gözlerinin içi yalnızlığını haykırıyor. Niye bu kadar ızdırap dolusun?” diye sordu. Ben de, “Sen kendi yalnızlığının cevabını biliyorsan benimkini de bulmak zor değil” dedim. Yine tebessümlü bir şekilde, “Ben bu hayat da hep yalnızdım, hayatımda bir kere sevdim o da beş sene önce bu cafede otururken başıma geldi. Birini gördüm ve aşık oldum. O kadar aşık oldum ki, her gün bu cafeye gelip belki bir daha görürüm diye saatlerce oturdum aynı yerde ve biliyor musun ben 5 sene hiç görmediğim O’nu yalnızlığıma gömdüm. Ve ne gariptir biliyor musun; benim o yalnızlığıma gömdüğüm kişi, aynı ben gibi yalnızmış, bunu şimdi anladım” dedi ve ekledi ; “Hadi benim yalnızlığımın nedeni belli sen niye bu kadar yalnızsın?”
“Ben de işlerin çok yoğun olduğu bir sonbahar akşamı bulaşıkçılığı bırakıp garsonluk yaparak servise yardım ettim. O gün, bir masada tek başına oturan güzel bir kız gördüm yanına gitmeye cesaret edemedim. Sonuçta ben bir bulaşıkçıydım ve tepkisi ne olurdu bilemezdim. Tam 5 sene bir şey diyemedim. O’nu her görüşümde mutfaktan çıkmayıp saklandım. Nereden bilirdim ki, o kızın da tıpkı benim gibi sevdiği insan uğruna yalnız kaldığını” diyerek gözlerine baktım. Kız, ağlamaklı “Biliyor musun benim sevgim yalnızlık oldu ve şimdi seninle bir ilişkiye başlarsak yanımızda olan yalnızlığa ihanet etmiş olmaz mıyız? diye sorduğunda; ben de “Ben seni, hep yalnızlığımla sevdim başka türlü dayanamam ben buna. Ben senin yalnızlığınla arkadaş oldum ve ben senin yalnızlığına vuruldum. Bırak yalnızlığımızı yaşayalım daha sonra kaybettiğimiz yalnızlığı aramayalım” dedim.
Kızın son gelişiydi o cafeye. Bir daha o masada göremedim O’nu. Çünkü O artık yalnızlığını cafe masalarında değil, ufak evimizde akşam eve gideceğim saati bekleyerek geçiriyor ve ben de O’na her akşam bir tutam kırmızı gülün yanında biraz da yalnızlık götürüyorum …. sevgili eşime bir yalnızlık hikayesi….. O kadar bağlanmışlar ki yalnızlığa terk edilmez olmuş onlar için ve aynı yalnızlığı ilişkilerinin en değerli hediyesi yapmışlar kendilerine.
Şimdi sorarım size kaçımızın böyle paylaşabileceği bir yalnızlığı var?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.