meselci'ye Mektuplar 21
Hayat kısa meselci. Hem de çok kısa...
Sanıyoruz ki hiç ölmeyeceğiz. Sanıyoruz ki böyle devam edecek saltanatımız. Sanıyoruz ki başımıza bir bela uğramayacak günün birinde. Sanıyoruz ki güllük gülistanlık içinde geçecek günlerimiz. Sanıyoruz ki dokunmadığımız yılan, binlerce yıl sessiz sedasız yanı başımızda yaşayacak, uslu duracak...
Ama yanılıyoruz. Öyle sandığımız gibi değil hayat. Hayat zor, hayat çok kişilikli baş, hayat darmadağın yapı, hayat gecede ve gündüzde farklı portre... Derin uykudan uyanmak lazım...
Dikkati elden bırakmamak gerek. Değişmeyen şey yoktur. Her şey, her canlı değişim halinde. Ölmek herkesin kaderi. Ölmekten kaçamayız. Ölüm de nedir, diyemeyiz. Böbürlenmenin sonu hazindir, pişmanlıktır. Bana bir şey olmaz, demenin bedeli kurşun gibi ağırdır...
Ne oldum’a bakma, ne olacağım diye düşün hep meselci...
Asıl hayat, biraz sonradadır. Dört duvardan öte şiirdir dışarısı. Çember dışı ehemmiyet kokmaz. Konuştuğun her insan kafandan çizdiğin gibi değildir. Selam verdiğin kocaman bir yabancıdır...
Hayat kısa. Kısalığına uzun adımlarını katmayı unutma...
Yürekten öpüldün...
Mehmet Selim ÇİÇEK
27 Mart 2012,,,11.11,,,Mardin
meselci'ye Mektuplar 21 Yazısına Yorum Yap
"meselci'ye Mektuplar 21" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
5 Nisan 2012 Perşembe 04:23:09
ilk defa sizinle aynı doğrultuda düşüncelerimin etrafında buldum kendimi... gerçekten tebrik ederim sizi... ölümün her an gelip kapımızı çalacağının soğukluğunu-sıcaklığını- yüzümüze tekrar çarptığınız için...
Ayşegül TOKCAN tarafından 4/5/2012 4:23:53 AM zamanında düzenlenmiştir.