- 1068 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Asrımız - Aydınımız
Asrımız - Aydınımız
Efendim: İnsanımız cahil. Ne yazık ki bu Ülke ne denli büyük bir hazinenin üzerinde oturduğunun farkında bile değil …diye başlayan cümleleri tekrarlayan sözüm ona yüzlerce Aydınını dinleriz bu Ülkenin.
Uzun süredir bir şeyler üretememiş Aydınımız, birden karar verir ve o cahillikle suçladığı Ülkesinin içlerine, araştırmaya, yeni bilgiler bulmaya ve yayımlamayı düşündüğü yeni kitabına malzeme aramaya koyulur.
Muhtemel bir kasabanın ya Milli Kahramanını ya da Dini bir Mürşidini konu olarak seçer. Konu hakkında yeterli bilgileri topladıktan sonra ise “Bab-ı Alî” nin yolunu tutar. Geriye kalan tek şey ise; Basından birilerini çağırmak, Ülkesi ve Halkını, sanki kitabı için gereken bilgileri onlardan almamış gibi cahillikle suçlamaktır.
Oysa o’ Halk; yüzyıllardan beri Kahramanlarına Anıtlar, Veliler ve Mürşitlerine ise onlarca Türbe yaptırmış, gerektiğinde anmış, gerektiğinde de yasını tutmuştur.
Buna rağmen sözde Aydınımız, Halkından daha yeni öğrendiği bu bilgilerin altına kendi imzasını attığı yetmezmiş gibi çıkar Basının karşısına: “Efendim …der; ne yazık ki bu Ülke, ne denli büyük bir hazinenin üzerinde oturduğunun farkında bile değil…”
Metin Ceylan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.