Atasözleriyle Yaşamak
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye başladı söze. Dahası bundan o kadar emindi ki konuşurken mangalda kül bırakmıyordu. Gördükleri yetmişti ona. Görünen köy kılavuz istemiyordu işte. Sormamıştı niye böyle davrandınız diye? Sormaya gerek de duymamıştı. Minareyi çalan kılıfını hazırlardı nasılsa. Ama bildiği bir şey vardı ki çok kırılmıştı, üzülmüştü. Bu dertten nasıl arınacaktı? Konuşmayı denemeliydi belki. Öyle ya derdini söylemeyen derman bulamazdı. Sonra vazgeçti, kimse onu ondan daha iyi anlayamazdı. Hekimden değil çekenden sorulmalıydı. Ateş düştüğü yeri yakardı. Üzüntüsü bir yana şaşkındı da. Tüm bu olanları kırk yıl düşünse aklına getirmezdi. Aklına gelmeyen başına gelmişti. Pişmiş tavuğun başına gelmemişti onun yaşadıkları.
Biraz sakinleştikten sonra düşünmeye başladı. Bu üzüntüyle yaşayamazdı. Allah bir kapıyı kapatırsa diğerini açardı mutlaka. Hem hala ayaktaydı. Allah dağına göre kar veriyordu. Hayatı üzgün geçirenlerden olmak istemiyordu. Kendine acımayı bir kenara bırakmalıydı. İyi insan olduğu için kötüler de hep onu buluyordu. Ama olsun, bu onun kişiliğinden bir şey silemezdi. Altın yere düşmeyle değer kaybetmezdi. Dağ ne kadar yüce de olsa yol onun üstünden aşardı. Yaşadıkları hayat tecrübesi hanesine bir çentik attıracaktı. Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmazdı. Onun başına gelenler herkesin başına gelebilirdi.
Belâ geliyorum demişti aslında . Ayak seslerini duymazdan gelmek kolayına gelmişti. Büyük sözü dinlememişti. Annesi onu kaç kere uyarmıştı halbuki . Olaylar olup bittikten sonra herkes ahkâm kesmeye başladı. Bekâra karı boşamak kolay olduğu gibi koyunu olmayanların da bıçakları keskindi. Araba devrilince yol gösteren çok oluyordu. El elin eşeğini türkü çağırarak arıyordu. Timsah gözyaşları dökenlere baktıkça, ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar diyesi geliyordu. Sıkıntıları yüzünden annesini de çok üzmüştü . Kurunun yanında yaş da yanıyordu doğal olarak. Oysa her koyun kendi bacağından asılmalıydı. Sevdiklerini de üzmüş olmak en büyük pişmanlığıydı.
Dibi görünmeyen sudan geçmeyecekti artık. Beterin beteri vardır diyerek yüreğini ferah tutmaya çalışıyordu . Zararın neresinden dönerse kârdı. Hatalarını tekrarlamamak niyetindeydi. Çünkü dersini almıştı. Bir musibet bin nasihatten yeğdi. Islanmışın yağmurdan korkusu da olmuyordu. Bal olan yerde sineğin de bulunacağını öğrenmişti .
Ona zarar verenler de nasılsa ektiklerini biçerlerdi bir gün. Etme bulma dünyasıydı ve eden mutlaka bulurdu. Kimsenin ahı kimse de kalmazdı. Mazlumların ahı çıkacaktı aheste de olsa. Ne oldum dememeli, ne olacağım demelilerdi. Umarım köpeksiz köy bulup değneksiz gezmezlerdi. İçi yine de rahattı. Çünkü köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağardı.
...........
Soloyin der ki :Atasözlerinden derlediğim bu yazımda teşbihte hata yapmamışımdır umarım.))
YORUMLAR
İYİ İNSANLAR İYİ ATLARA BİNDİLER GİTTİLER...
Gönül yaylasının çiçek bahçesinde yürek süzgecinden geçirdiğiniz, hayatın yol göstergelerini bir yıldız edasında serpiştirmişiniz.
'Ne demiş atalar, nur içinde yatalar..." fenerinin aydınlattığı güzel bir kanaviçe işlemişiniz. Köprüler ve ilmekler hakikaten zarif.
Zarif gönlün, kibar kalemin ve coşkun üslubun sahibine selam ve saygıyla...
Aynı zamanda tebrikle...
Guzel yazinizi gec okuyabildim kutluyorum. Atasozleri binlerce yildir damitilmis bir dusunce urunleridir. Ders verir nitelikte tercrube ve birikimleri gosterir. Yuksek bir kulturu ve yasanmisligi gosteririr. Birde sizin yazinizdaki gibi dogru amlam cercevesinde kullani,lirsa boyle hos bir yazi ortya cikar kutluyorum.
Bu yazıyı yazmak hem kolay hem de zordu benim için.
Kolaydı;çünkü halihazırda söylenmiş yüzlerce cümle vardı.
Zordu;çünkü konuya en uygun olanları süzgecimden geçirip seçmem gerekiyordu.Ama yazarken çok eğlendim,yorumlardan da anladığım kadarıyla okuyanlara da keyif vermişim.
Eee soloyin başka ne ister ki!
Site sakinlerine benden selam olsun.))
TUYSAL
Bu yazınızı bulmak için epey uğraştım Edebiyat Defteri'nde. İyi bir yazı.
Bal bal demekle ağız tatlı olmazmıs , sevmek gönülden olmadıktan sonra ne yapsanız boş ... İnsan elbette önce kendisine bakmalı ama büyüklerimizi birazda olsa dinlemede fayda var diye düşünüyorum ..
Ayrıca zararın neresınden dönerseniz kardır bence de ve bir deliyle yola çıkıp başınıza bela getireceginize bence ona taş atmadan yolunuza devam etmelisiniz ...Beş parmağın beşi bir olmazmış , bir kapı kapanınca başka bir kapı açılırmış :))))))
Ve en önemlisi de her şeye rağmen icinizden o sevgi ve vericilik hiç eksik olmasın , ne demiş yine atalarımız ;
Hasta ol benim için öleyim senin icin :)))
Seni bu güzel ve anlam yüklü yazından dolayı kutluyorum soloyin , sevgilerimle ..........
Guldane Dal tarafından 1/22/2008 5:38:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Atasözlerine şöyle bir baktım da...Genel de insana, "hadi dostum ayağa kalk,bu kadarcık bir olayla yıkılacak adam değilsin sen" der gibiler.İnsanı olumlu motive ediyorlar yani.Tecrübenin insana olaylara bakışında bir genişlik getirmesinden yola çıkarsak doğru galiba.Teşekkürler soloyin.
Eğer o başlığı koymasaydanız bir hoş sada'da adeta gezinti yapar gibi ve her gün karşılaştığımız atasözlerinin realitesini kavrarmıydım diye sesli düşündüm.
Öyle keyifler aldımki yazıdan....anlatılması olanaklı değil...
Kendime Günün Yazısı seçtim.
Kalemine, emeğine ve düşünsel gücüne sağlık yazarın..
SEVGİYLE..
Önce kelimeler vardı. Darağacına çekilmiş boş ihtimaller kurgusundan kurtulmuş, biten isyanımın arkasından kovalarken, asaletiyle hercümerç olup, aydınlık ikliminde seyyah olup gezerken… Katılaşmış ve katkılanmış her türden imgenin ve simgenin karşısında, itaatkar bir köle gibi duran yapayalnız.
Önce kelimeler vardı yolumuzu aydınlatan...
Sonra kelimelere ruh kazandıran...
Yazara selam
bizim atalarımız çok hata yapmış olacaklar ki hep laf üretmişler(hepside çok doğru hani)
-şimdi sıra bizde yeni sözler bulmalıyır ki yaptığımız hataları gelecek nesillere ispatlıyalım(tabi gelecek nesil türk kalırsa:(((
yine de herşeyine kurban olayım bu ülkenin...
dostum..inanılmaz bir yazıydı..herkesin okumasını tavsiye ederim...çok şey katıyor insana:))