KENDİ KARANLIĞIMIZIN AYDINLIĞIN DA 2
Zamanı, mekanı ve kahramanları mitolojiyle Şiirleşen ,ancak öyküleri yaşanan zamanlarla güncelleşen,sanki aynı ressamın,aynı konuyu,aynı renk ve fırça darbeleriyle,farklı zaman diliminde çalıştığı ,başka bir deyişle, hamurunda aynı mayanın bulunduğu farklı iki cinsten,yaşam biçimleriyle efsaneleşecek,sevdalarını ayıpmış ,günahmış gibi saklayacak iki kahramandan, ve de ayıplı sevda adına yaşananlara zaman ve mekan prangası vurularak, unutulmak adlı gardiyana nasıl teslim edildiğinin öyküsünü anlatacağım ,beklide erkek kahramanın bilmeden sevda adına acıdan nasıl haz alındığına tanık olacaksınız zaman zaman .
Yada gerçeği düş, düşü gerçek gibi yaşamayı içlerine sindirmiş ,sonu belli bir oyunun baş rolünü paylaşmayı bile mutluluk saymış,mutluluğu ayıplı sevdasında ,ayıplı sevdasını şiirlerinde yaşamış,yitik zamanlardaki yavan yaşanmışlığın üryanlığını , “GERÇEK “ ’ in haykırmasına kulak tıkamış …x.. adlı Megaloman ’ın duyguda nasıl EGO’sunu doyurma saçmalıklarında bulunduğunun hikayesini okuyacaksınız.
Yitik zamanların sevdasını uykusuz gecelere,uykuya alıştıramadığı gözlerini düşlerinin gerçeğindeki kara gözlere tutsak vererek,umutsuzluğun umuduyla, ayıplı sevdayla,kendi düşünün kahramanı,hayat gerçeğindeki uçurumu görmeme Don-Kişot’ luğunda Dul-Sine arayan ..x..’ in yılmış yıkılmışlığındaki çaresizlik öyküsünü .bir bakıma mektup olarak,bir bakıma günlük kabul ettiği yazıları “KENDİ KARANLIĞIMIZIN AYDINLIĞI ” adlı bir kitapta toplayarak” Gönül Ego’ sunu” tatmine çalıştığını sandığım veya öyle gördüğüm,şair-yazarın yazdıklarından mektuplarından bölümler paylaşacagiz zaman zaman sizlerle. Hadi buyurun öyleyse..
Yıllanmış Fransız şarabı gibi ,Dostluğundaki çeşni ve tadın eksikliğindeki burukluğa ,yaşanan ortam ve havanın çekilmezliği de eklenince hüzün sağanaklarından kaçmakta mümkün olmuyor doğal olarak..
Hem bu anlamda hem de yoğunluğunu bildiğim.ve mecbur bırakmama adına yazmak istemedim bir süre ….lütfen duygu ve düşüncelerimi anlatmakta acze düştüğüm konularda her zaman ki arifliğine sığınıyor…seni seviyor,her şey gönlünce gerçekleşsin diyorum
“Umarım müjde gerçekleşir,çok sevinirim.Ve fakat mektuplarında bir çok duygu bir arada,içlerinde hüzün daha ağır,ben seni böyle algılamak istemiyorum,daha pozitif ve yaşanabilen ne varsa bunları kendimize verilmiş bir armağan sayarak mutlu hissetmeye çalışmalıyız.Görüşmek üzere.....” bu cümlelerin geldiğinden bir-kaç gün sonra sözü edilen müjdeler!..gerçekleşmiş ,ancak yokluğundaki buruk mutluluk yaşanmaya başlanmıştı.. ve ben yine her zaman ki gibi tavsiyelerini tecrübe hanesine yazarak diyorum ki; “ kesinlikle hayata ve insanlara pozitif bakıyorum.artık öyle olması gerektiğine de inanıyorum. Çünkü ,sandalla açık denize açılmanın zararını fırtınayla atlatmanın da bir şans olduğunu, üstelik batmak gibi bir şansızlığın da yaşanabileceğini şimdi daha iyi anlıyorum..” Ve bunun içindir ki, elimden geldiğince karamsar olmamaya çalışacağım..sana söz veriyorum.
sana bu zamana kadar seni zorda bırakacak ve özele ait soru sormadım biliyorsun,yinede sormayacağım..paylaşılması gerekenleri sen paylaşırsın diye düşünmekten başka seçenekte yok zaten .. ben bile “sensizliğin buz kestiği bir havada “ hayatın güzelliklerinden bahsederken ,sana ne oluyor demek geliyor icimden.bu karamsarlık niye.. yaşanan yılın stres ve sıkıntılı geçtiğinden söz ediyorsun..senin bunlardan bahsetmen bir yerlerimi acıtıyor..ve o uzak diyarlarda sana acı ve hüzün yaşatıldığı hissi ,paylaşılması gereken bir sorumluluk gibi geliyor sanki bana..geliyor ama…. kahrolsun.!.. demekten başka bir şey gelmiyor ki elimden..çaresizlik dedikleri de bu olsa gerek..çaresizliğe ve karamsarlığa ne kadar çare olur bilmiyorum ama şöyle de düşünmeni isterim..önünde yaşanacak güzel günler,paylaşılacak mutluluklar var.. sana bir şey söyleyeyim mi bunlara ve her şeye rağmen hayatın yaşanırlılığını ve yaşananların yaşanması gerekenler olduğunu ben senden öğrendim biliyor musun..sadece bunları değil..insanları doğru ve yanlışlarıyla,günah ve sevabıyla ..hayatı acı ve tatlısıyla sevip ,yaşamayı da senden öğrenmişken ..senin bahara gebe kalması gereken duygulardan uzak ve doğacak güneşli günlere endişeyle ve de karamsar bakmana anlam veremedim doğrusu..hayata bahar uyanışıyla bak göçmen kızı..bak ki umut çiçek açsın gönüllerde, seni sevenlerin olduğunu,sevdiklerinin olduğunu elbette unutmuyorsundur diye düşünmek istiyor hasretle öpüyorum seni….
KAŞİF KANİ ERTÜRK
YORUMLAR
Mektup denilince, gençliğimde kalan ve yerini asla başka bir haberleşme çeşidinin tutamayacağı bir güzellik aklıma gelir. Postacının yolunun gözlenmesi sevgiyi kuvvetlendiren bir heyecandı. Arada o mektupların açılıp okunması ve sevgiyle göğüse bastırılması, koklanması, satırlara düşen gözyaşları, altı çizilen sevgi sözcükleri... Bütün bunları nereden bilecek yeni gençlik? Nostalji yaşattığınız için teşekkürler. Yüreğinize sağlık.
KNİSK
Bellidirki her zorlukların ve umutsuzlukların,bir paylaşımla aşılacağı aşikardır.
Aydınlıklar sevgiler saygılar kardeşlikler,toplum ve bir ülkede vatandaş olmanın
yoluda her bireyin bir diğerinin hak ve hukukunu gözetip her türlü manevi ve milli
değerlerine saygılı olmalarından geçer.Bu ise kimsenin bir başkasına dayatmadan
rıza göstermeleri hem ülkelerin hemde toplumların kendi kendilerini aydınlatması
demektir.Zihinleri tefekküre teşfik eden ,bu güzel yazınızı kutlar saygılar sunarım
Osman AKSOY