- 807 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşler... Düştüler...
Düşler..Düştüler. O kıymetli vazolar gibi bin parçaya ayrıldılar. Tekrar birleşip vazo olamayacağı gerçeğidir can yakıcı olan. Umudun bitmesi... İşte bu o vazo parçalarının kalbini kesmesidir.
Camdan dışarı bakan adam söylemeye devam etti...
Oysa hepimiz bu yolun başında öyle istekliydik ki. Hepimizde zaferi arzulayan bir komutanın miğferini giyerken duyduğu heyecan vardı. Birer kahramandık hepimiz. Kahraman adaylarıydık kendi kurduğumuz dünyaların.
Bir an durdu. Zaferi arzulayan komutanların gururlu bir şekilde başlarını kaldırması gibi kaldırdı kafasını. Camdan dışarı bakmıyordu. Camda kendini seyrediyordu.
Aynada gördüklerimiz Fatihlerdi. Sıradan kimseler değillerdi onlar. Gördüklerimizin gözlerinde ateş vardı. Kılıçlar kuşanırdık ruhlarımıza. Haklı bir savaşa çıkıp zalimlerinin tahtlarını yıkacaktık. Yola çıkıp mazlumun gözünün yaşını silecek, açın karnını doyuracaktık. Ama....
Başını eğdi adam. Gözleri dolar gibi oldu.Dışarda hava kararmıştı. Hafiften yağmur başlamıştı.
Ama çadırından çıkan bir komutan gibi çıktığımızda kapandığımız yerlerden karşımızda inançlı bir ordu görmedik. Dünyaya yabancılaşmış, birbirine yabancılaşmış, kendine yabancılaşmış milyonlar gördük. Küçük dertlerle dertlenen, küçük amaçlar peşinden yürüyen, ölümü unutmuş milyonlar. Ölüm olan bir dünyada kutsal bir amaç uğruna savaşılmaydı. O savaşta ölünmeliydi. Ama insanlarda o heyecanı, o inancı göremedik. Sonra kendimize baktık. Elimizdeki kılıcın tahtadan olduğunu anladık. İçimizdeki heyecanın çocukça bir heyecan, yapmak istediklerimizin bir hayalkurgu olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Yorgunuz...
Gözleri iyiden iyi dolmuştu. Yüzünü odaya döndü. Düşünceli bir şekilde baktı etrafa. Yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Aynaya takıldı gözleri. Aynada gördüğü yaşlı gözlere takıldı gözleri. Tekrar konuşmaya başladı..
Sen.. Sen de onlar gibi olacaksın. Başka çaren yok. Yoksa bu kahramancılık oyununda delirip gideceksin. Hayal ettiğin ama yapamadığın her şey seni yiyip bitiriyor. Görmüyor musun? Yitiyorsun. Beraber hayal kurduğunuz kişiler nerdeler? Onlar çoktan vazgeçtiler. Delirmemeyi tercih ettiler. Sende öyle yapacaksın. Üzülme belki bir gün değişir her şey. Belki biri çıkar. Bizden biri. Ama bizim gibi değil. Vazgeçmemiş. Bizim gibi aynaya bakıp ’vazgeçeceksin’ yerine ’başaracaksın’ demiş biri. İşte öyle biri çıkarda değişirse birşeyler bizde döneriz özümüze.
Başını öne eğdi..
Belki de ölürüz sessiz, sedasız savaşından kaçmış komutanın utancı, pişmanlığı içinde... Allah bizi affetsin. Bu acı, bu yanma, Cehennem ateşinin vereceği acıdan daha acı cehennem ateşinin yakıcılığından daha yakıcı. Ona; Allah’a yaraşır bir kul olamamak. Peygamberimize yaraşır bir ümmet olamamak. Ve büyük bir aptallık bizimkisi. Bizi harekete geçirmeyen imanın, bizi sırattan geçireceğine inanmak. Çok büyük bir ’kendini kandırma’ bu.
Yüzüne bir iki kez su çarptı. Saat ilerlemişti. Yatağına gitti ve uzandı. Yorganının altına girdi. Ağladı... Güneşin doğmasıyla beraber savaşacak gücü bulmak için Allah’a yalvardı. Çünkü insanın bir savaşı olmalıydı. Öncelikle kendiyle. Umudunu kaybetmek savaşı da kaybetmekti. Allah’a sığındı. Kaybetmeyecek olana. Her zaman Galip olana...
Ahmet BAYRAM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.