BİR FOTOĞRAF
Sessiz bir geceydi.
Öylece salonda otururken, yıllardır bir kere bile bakmadığı fotoğraf albümüne gözü ilişti.
Unutulmuş fotoğraflar arasından çekip çıkardığı bir fotoğraf çok tanıdık gelmişti ona.
Kenarları yırtık, üstü yıpranmış o fotoğraf, belki de hiçbir zaman geri dönemeyeceği bir anıydı onun için.
Durdu..., yırtıp atmak istedi ya da yakmak.
Ama, anısının büyüklüğü bu eylemlerin karşısında ağır basmıştı bir kere, yapamadı.
Baktı...baktı... o en güzel yıllarının bir hediyesiydi.
Gözlerinden bir damla yaş süzüldü..., üzgün değildi, kızgın da değil.
Bir an için içi sızladı.
Başını kaldırdı, pencereye doğru yürüdü, evlerin ışıkları halen yanıyordu, bir süre gözetledi.
Gülüşmeler, şakalaşmalar, kavgalar, bağırışlar, çağrışlar, aşklar...
Başını öne eğdi, odadaki sessizliğe ruhunu bıraktı,
Düşüncelerinden akıp giden o kadar ses ve gürültüyü, bir an olsun durdurmak istedi.
Yapamadı, belki de yapmak istemedi.
O anda odanın içindeki sessizlik onu hiç olmadığı kadar ürküttü.
Uçsuz bucaksız düşünceler sanki onun yalnızlığına ortak olmak ister gibiydi,
Durdu, fotoğrafa göz ucuyla tekrar baktı,
Gözleri, kocaman bir denizin içinde boğuluyordu.
Farkındaydı, giden yılları geri getiremezdi.
Bir an olsun çekip gitmek, kaçmak istedi.
Neden kaçıyordu?
Kaçmak bir çare değildi, hiçbir zaman olamazdı da.
Kanepeye geçti başını geriye yasladı ve yorulan gözlerini kapadı.
‘Neydi bu hayatta yanlış olan...’
‘Neydi bu kadar içini sızlatan...’
‘Neydi bu yalnızlığının sebebi...’
O an farketti,
Oysa ki hepsinin sebebi kendinde gizliydi, çünkü ‘yapayalnız’dı.
YORUMLAR
Yalnızlık,
Hüzünlerin ve şiirlerin vazgeçilmez ögesi...Çok duygulu ve samimi dizeler dökülmüş yüreğinizden...Pişmanlıklarımızın ve gel-git-lerimizin çaresizliğinde,boğulurken biz insanlar hep aynı hatayı yapıyoruz değil mi,iş işten geçtikten sonra...Neden...diye sorarak...
Tebrikler
Dostçakalınız
damlay
İNSANIN YALNIZ BAŞINALIĞI VE İÇ HESAPLAŞMALARI, KEŞKELERİN DE ORTAYA ÇIKTIĞI ANLAR...─ Yalnızlık,yıldızlar altında,küflü, paslı bir pusulanın peşine takılmış giden gemideki gemicidir ve o gemicinin ölümünde kayan yıldızdır…Yıldızlarınki, yalnızlıkların en beteridir! En beter yalnızlık,kalabalığın ortasında, yalnız olduğunu bilmeden yaşanandır! Yalnız olduğunu bilmeden yaşamanın,yalnızlığın en kötüsü olduğunu kimse bilmiyor; bir ben biliyorum, bunun için bütün okulları bitirdim… Hangi yöne gitsem sır ve yine aynı sorular yüreğimde amakta: ‘bump!’ ‘bump!’ ‘bump!’ ‘ben kimim?’ ‘neredeyim?’ ‘neredenim?’
‘bump!’ ‘bump!’ ‘bump!’ ‘yüreğim kimin?’ ‘kiminleyim?’
sevgiyle...