- 1575 Okunma
- 30 Yorum
- 0 Beğeni
YANDIN ANAM
Erzurum radardayım. Nöbet vardiyamıza epey zaman var. Radarcıların en kıdemli astsubayı, Ali abimiz emekli olmaya karar vermiş. Coşkulu bir vaziyette ikinci hayatından pasajlar veriyor.
“Aylık maaşım bu kadar. Evim var. Çocukların okulu bitirmesine bir yıl kaldı. Ankara’ya yerleşeceğim. Arkadaşlar darısı sizlere”
“Abi ikramiyenle ne yapacaksın”
Çok emin bir ses tonuyla:
“Hepinizin tanıdığı Muhsin albay benim emekli olacağımı biliyor. Geçen telefon etti.
Sakın paranı bir yere harcama, on ayda iki misline çıkaracağım.
“İki yılda dört katı olacak. Banker Yalçın’ın genel müdürüyüm. Orada değerlendireceğim.”
“Ağabey bir şey olmasında,”
“Yok ya, işin başında Muhsin albay var. Emekli olan bütün havacılar ikramiyelerini ona yatırmışlar. Hallerinden çok memnunlar. Şu an maaşımızın en az beş katını alıyorlar. Benim durmam hata, kesin orada değerlendireceğim.”
“Hayırlısı olsun. Yinede bir kere daha düşünsen”
Tüm konuşmalar ve telkinlerin fayda etmeyeceği belliydi. Emekli işlemlerini bitirmiş. Bizlerde veda yemeği ve hediyelerimizi verip Ali ağabeyimizi uğurlamıştık.
Yeni bir toplum oluşuyordu. Üretmeden tüketenler, evini arabasını yıllarca biriktirdiğini satıp, bankere yatırmak için kör karanlıkta kuyruklara girenler. Hep gündemi belirliyorlardı.
Adını çocuklarımıza verdiğimiz. Yeşilçam ünlülerde banker reklamlarında her an boy gösteriyor. Bankerlere para akışını hızlandırıyorlardı.
Yüz liraya aylık yüzde oniki faiz veriyor. Herkesinde iştahını kabartıyorlardı. Yaşamları değişmişti. Bankerciler bu işle ilgilenmeyenlere alaycı bakışlar fırlatıp, hadi siz daha ne duruyorsunuz? Diye devamlı uyarıda bulunuyorlardı.
Hayat tatlı olmuş. Yaşam seviyeleri yükselmişti. Daha nereye kadar gidecekti? Bu bir düş mü? Yoksa finali cehennem olan cennet reklamlarımıydı? Bir belirsizlik bir çıkmaz hiçte uzak değildi.
İller bankasında çaycılık yapan on dokuz yaşındaki kişiye herkes varını yoğunu veriyor. Sadece alacağı faizi düşünüyordu. Bu zata, makam sahibi kişiler hizmet ediyor. Adamın geçmişi ile hiç ilgilenmiyorlardı. Para her şeye kadirdir sözünü bir kez daha doğruluyorlardı.
Üç köftenin beş değil, on beş köftenin beş kuruş olduğu vaatlerdi. Yağma Hasan böreğiydi. Herkes alıcı kuşlar gibi leşin başındaydı
Çoğumuzun yaşadığı o meşum yıllardaki dram birçok aileyi yok etmiş. Büyük hüsranlar yaşanmıştı. Artık bankercilerin adı bankerzedelere çıkmış. Hepsinin de sesi soluğu kesilmişti. Çoğu da battığını gurur meselesi yapıp, en yakınından bile saklamıştı.
Nice ocakları batıran banker Yalçının hakkında Emin Çölaşan iki kitap yazmıştı. hâkime verdiği ifadesinde:
Onsekiz yaşında bir bankerdim. Hesap kitap belli olmasa bile yüz milyonlarla oynuyordum. Holding sahibi olmuştum. Param çoktu. Bütün pavyonlar, gazinolar, eskiden girmeye korktuğum lüks yerler bana açıktı. Artık kimse beni oralardan kovamazdı. Türkiye’nin en ünlü kadınları ile yatıyordum. Parayı bastırınca hepsi emrimdeydi.’’
Kurmaylarım eski bakanlardan, emekli albaylardan ve müsteşarlardan oluşuyordu. Koca adamlar
‘Masayı ters çevirin öyle kalsın’ desem, ‘Tensip buyurdunuz, zatı şahanelerine biz de öyle diyecektik’ diyorlardı. Dedem yaşındaki insanlar karşımda el pençe duruyor. Bir dediğimi iki etmiyorlardı.
Yalakalık diz boyuydu. Eşlerine, dostlarına beni tanıtmaktan büyük mutluluk duyarlardı.
Etrafımdaki herkes maskeliydi.
Her gün camide faiz haramdır, diyen imamlarında bende parası vardı.
İşte böyleydi efendim. Yirmi iki ay on beş gün bir sürü kokuşmuş bürokrat ile geçti bankerliğim. Hepsinden tiksinip iğreniyordum.
.
’’ Ben umut vaat etmedim. Ticaret yaptım. Faizleri yüksek alırken çok iyi almazken kötümüydüm?
Şimdide zarar ettim. Battım. Ticaret bu. Belli ki yargılayanında parası ondaydı.
Çoğu yurt dışına kaçtı. Bir tek suçlu Yalçın gözüktü.
Yirmi beş yıl ceza aldı. Neden yalnız o ? Bu gün bile bu soruya cevap bulamıyorum.
“Bir hadisinde peygamberimiz ticarette riski kullanın kazancın onda dokuzu
Risktedir, demiş. Ama bu risk mi? Fırsatçılık mı?
Açgözlülük, cehalet mi? Herkes kendini savunacak bir durum içindeydi.
Bu vurguna seyirci kalan devlet babada suçlu değil miydi?
.
Ankara’da üç aylık kursum var. Bir hafta sonu bize çok emeği geçen Ali ağabeyimi ziyarete gittim. Yenimahalle de bir kahvehanede buluştuk.
O devasa adam gitmiş. Yerine sadece nefes alan yaşam gücünü yitirmiş, üzerinde tonlarca ağırlığı olan biriyle karşılaştım. Çaylarımızı yudumlarken kısık sesiyle:
“Ben yandım evlat: Yaşayan bir ölüyüm. Yıllarım boşa gitti. Her şeyimi kaybettim. Eski komutanıma çok güvenmiştim. Sen, sen ol kimseye güvenme”
Derken: Yılgın, bitkin, çaresiz ve öfke doluydu.
Hırs ve para düşkünlüğü, belki de bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir. (ARİSTOLES)
YORUMLAR
Yılların emeğini bir anda yitirmek kolay değil...Nice insanlar mağdur oldu..Tarih tekerrürden ibaret derler ya...Benzeri bir durumda İmar bankasında yaşandı...Mal canın yongası varını yoğunu bir yere bağlamak da ne kadar doğru oda ayrı bir soru işareti...sevgili abim çok güzel ders verecek nitelikte tertemiz duru bir yazı okudum...Bence nesir yazmada oldukça iyisiniz keyifle okunuyor ve her konuda yazabiliyorsunuz..bence yazmaya devam edin saygılarımdasınız
. Sen, sen ol kimseye güvenme”
öncelikle insan olarak ders alınacak bir yazı,hayat yalnızlarla ne kadar tat verir insan birilerine güvenmek,sırtını dayamak istiyor ama ne yazık ki günümüzde böyle güven verecek insanlar çok azaldı.düşenin dosttu olmaz ata sözü bu yazı dizelerinde bir kez daha doğrulanıyor,Allah çıkarcılara fırsat vermesin.emeğinize yüreğinize usta kaleminize sağlık değerli üstadım.başarılarınız daimi olsun.saygılarımla.
İnan ki o beyfendinin yaşladığı perişanlığı ruhumda hissettim. Askeriye gibi biryerde yıllarını geçir, tüm zorluklara katlan, hayatta kalmayı başar kahpe kurşuna yenil...Ne acı bir şey...Allah böylelerimizin yardımcısı olsun.
Üzücü ama yine ders niteliğinde bir yazı.İnşallh bunları koltuğuma yaslanarak sarı sayfaları çevire çevire okumak da nasip olur...
Sevgiler saygılar kıymetli şahsına.
CANIM YÜREĞİ GÜZEL KARDEŞİM ABLASININ BİTANESİ BU ARALAR EVDE OLMADIĞIM İÇİN NETE FAZLA GİREMİYORUM AMA YAZINI GÖRDÜM SAKLADIM Bİ FIRSATINI BULUR OKURUM DİYE OKUDUM YİNE ŞÜKÜR ABLAM CANIMSIN YİNE GÜZEL BİR YAZI YAZMIŞSIN HAKLISIN NE VELER NE OCAKLAR SMNDÜ BU BANKERLERİN UGRUNA HAZIR PARA KAZANMAK UGRUNA DEĞİLMİ SEVGİLERİMİ BIRAKTIM GÜZEL YÜREĞİNE SECAATTİNLE SENİN KULAKLARINI ÇOK ÇINLATTIK KEMERDE :)))))BEN ANKARADAYIM HALA BİR AY OLDU :)
ben o bankerlere para kaptıranlara hiç acımadım üzülmedimde emeksiz para kazanmak istediler hemde çok fazla hırs yüzünden herşeylerini kaybettiler bence bankerlerin suçu da yoktu sistem güzel işliyordu ama biri ortaya biir laf attı battı diye herkes panik yaptı ve halk batırdı bankerleri paralarını hemen çekmek isteyince bence iyi oldu hiç üzülmüyorum
ayrıca sizin yazılarınızıda özlemişim komutanım
saygılar selamlar
Bu dünyada bizim insanımız kadar hırsının ve saflığının kurbanı olmuş başka bir millet var mıdır bilmiyorum .Ama ,onca yıl sonra şimdi o bankerler yeniden türese inanın yine kuyruk olurlar kapılarında .
Nitekim ondan sonra da yaşandı bu trajediler ...ve hala yaşanmakta ...bu konuda Gines Rekorlar kitabına girmeyi çoktan haketttik aslında .:((
Bu işin devlet ayağına gelince ;yasalarla ,vatandaşını değil böyle dolandırıcıları koruyan bir devlet anlayışı oldukça ,daha çokk dramlar yaşanır bu ülkede ...
Aziz Nesin yaşasaydı ...derdi ki size : Hey komutanım biraz da mizah ekle şuna ki ,gözüm arkada kalmasın .kalemimi size bıraktım ....
Eline,koluna sağlık değerli arkadaşım.
Banker Kastelli onların babalarıydı.
Jet Fadıl'ın kuracağı Proton otomobil fabrikası için TV de o nun da görüşüne baş vurmuşlardı.
Hiç unutmam,tecrübelerime dayanarak söylüyorum,söylediklerinin hepsi hayal ürünü.
Topladığı paraların üstüne bir bardak su içsinler demişti.Dediği de olmuştu.
Güçlü kaleminizi kutluyorum.
Sağlıcakla kalınız...
“Ben yandım evlat: Yaşayan bir ölüyüm. Yıllarım boşa gitti. Her şeyimi kaybettim. Eski komutanıma çok güvenmiştim. Sen, sen ol kimseye güvenme”
CANIM ABİM YNE SÜRÜKLEYECİ BİR KONUYU DİLE GETİRMİŞSSİN YÜREĞİNE SAĞLIK ABİM EVET BU DEVİRDE HANİ DERLERYA BABANA BİLE GÜVENME AYNEN OLMUŞ YERİNDE BİR SÖZ ARTIK GÜVEN MESELERİ BLE PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI CANIM KUTLARIM SİNOPTAN SONSUZ SAYGIM VE SEVGİMLE ALLAHA EMANET OL
Tacettein Komutanım, o yılları çok iyi hatırlıyorum. Bankalar yetmezmiş gibi bankerler mantar gibi türemişti. Yüksek faizi duyan vatandaş, yastık altında neyi var neyi yoksa kaptığı gibi bankerlere koşmuşlardı.
Ben burada devleti pek suçlayamayacağım, çünkü, Allah, biz kullarına akıl vermiş fikir vermiş. O kadar faizi bu adamlar nasıl verecek, ya param batarsa diye düşünmeden yatırıp, sonra da devleti suçlamak biraz garip gelmişti bana. Kısaca, haydan gelenler huya gitti. Faize vereceklerine yatırım yapsalardı.
Güzel bir yazıydı tebrikler. Selam ve saygılarımla.
Merhaba Tacettin abim,
Hikayen bana bir hikayeyi anımsattı. Rahmetli babamın öğretmen okulundan ölümüne kadar yakın bir arkadaşı vardı. İkisi de vefat etti Allah rahmet eylesin. Amcam gibiydi. O böyle heveslendşi hatta o z<amanlar Banker Kastalli revaçta ve babadan kalan evini kardeşine satmışltı. Gelen parayı da babamın telkinlerine rağmen Banker Kastalliye yatırdı. Sonra banker kastelli sattı ve evin parası da toz oldu karıştı. Babam söylemişti fakat o dinlememişti. Bu anıyı hiç unutmam. Onun için ben bu tür getirilere asla güvenmem. İşin ucubda mutlaka bir çapanoğlu vardır. Çom kişimnin ocağı söndü. Belki o bankerlerde de suç yoktu. O zemini hazırlayan yasaların, bankacışığı denetleyen kuyrulların suçuydu. Umut her zaman fakirin kemirdiği ekmek olmuştur. Bu böyle gelir, böyle gider. Zaman değişir, bu kural değişmez. Teşekkürler abim.Sevgiler, saygılar
O gün banker Kastelli'ye ya da banker Yalçın'a koşanlar,
nasıl battıklarını unutup, Jetpa'ya, Yimbaş'a, Kombassan'a ,
Deniz Feneri'ne koşmadılar mı?
Çalışmadan üretmeden kolay kazanç sağlamanın peşinde koşmadımı bu halk.
Bugün de Cennetten arsa, ev vaatedenlere paralarını, altınlarını yatırmıyorlar(kaptırmıyorlar) mı?
Allah insana, başka hiçbir canlıya nasip olmayan bir şey vermiş. AKIL.
"Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağar" buyurmuş.
Herkes Allahın verdiği aklı kullansa, bu sahtekarlar dolandıracak kimse bulabilir mi?
Umarım yazınız birçok kimese bir şeyler öğretiyordur.
Saygılarımla.
Merhaba komutanım
Emin ÇÖLAŞANIN kıtabını bende okumuştum o yıllarıda biliyorum.yananları üzüntüyle izledim dinledim.
konuyu bugüne taşımanızsa taktire değer bellimi olur bir fırsatcı daha çıkabilir
hiç olmazsa uayrınız yerini bulur diyorum
arada yillar geçmesine rağmen Ali komutanıma çok üzüldüm
kalemıne sağlık saygı ve selamlarımla
bütün anılarınız gibi bu hatıra da ibret verici derslerle dolu..mutluluğu çook parada, mal sahibi olmakta sananların uğradığı hüsrandır bu yaşanmışlık...insan az ile kaaat etmesini öğrendikçe ve bunu yaşamına tatbik ettikçe mutluluğun koridoruna girebiliyor..yine damardan bir hikayeciğinizi okuma bahtiyarlığını yaşıyorum..tebrik ve saygılarımla sayın komutanım..ayrıca böylesine kandırılmış insanlar olmasa sanırım biz de aynı hataların pençesine düşebiliriz..bu nedenledir ki o insanlar aslında bizler için çok büyük bir ders ve ibret vesilesidir..iyi işler, iyi neticeler verir..sağlıcakla kalınız..
YALÇIN NEREYE KOŞUYOR, DERKEN ESKİŞEHİR CEZAEVİNE KOŞTU... ANLAYAMADIĞIM, BU OĞLAN BATTI GÜYA. CEZASI KESİNLEŞTİKTEN SONRA ESKİŞEHİR'İN ALIŞVERİŞ MINTIKALARINDA "AVİZE MAĞAZALARI" İLE "KÜRK VE DERİ KONFEKSİYON MAĞAZALARI" AÇTI VE BU MİLLET ONA "HELAL OLSUN, BECERİKLİ OĞLAN," DİYE ALKIŞ TUTARAK O DÜKKANLARDAN ALIŞVERİŞ YAPTI. SAYGIYLA...
''Bizi aldatan bizden değildir'' Diyor sevgili Peygamberimiz. Sadece şunu düşünüyorum İnsan kendine reva görmediği değeri, neden maddeye yükler, bunun sebebi nedir? Daha iyi yaşamak (eğlenmek gezmek yemek içmek her ne ise) KARAKTERLİ olmaktan daha mı kıymetli.!
Acıtan bir yazıydı çok üzüldüm.
Sevgimde saygımda her daim.
Değerli abiciğim.
O yılları çok iyi hatırlıyorum...Özellikle iki artist vardı siyah beyaz ekranlarımızda benim hatırladığım: Cüneyt Arkın ve İzzet Günay...Banker Kastelli'nin reklamını yaptılar aylarca...İlk zamanlarda Banker Kastelliden iyi para kazanan bir iki kişi de oldu...Aynı yıllarda bir de internasyonal rulet diye bir olay vardı...Belirli bir yere on lira yatırıyorsun...Oradan sana üç zarf geliyor...Bu üç zarfı tanıdığın üç kişiye yolluyorsun...Onlar da onar lira yolluyorlar o işin idarecilerine ve onların her birine de üçer zarf gekiyor...Böylece bir piramit oluşuyor filan...Hatırlarsın...Yıllar sonra Barbaros Şaranoğluı diye biri bunu ''Saadet Zinciri '' diye yine gündeme soktuydu.
Bu millete her şeyi anlatabildik de oturduk yerden para kazanılamayacağını, ya da kazanılsa bile bunun her kese nesip olamayacağını anlatamadık.
Daha dün özellikle kadınları dolandıren bir kuyumcu olayının haberi vardı televizyonda. Yahu bu millet beş lirayı yüz dolar yapan ameriakn icadı makinaya bile inanıyor...Artık ne diyim...
Ama en doğrusunu Aristoteles demiş: ''Hırs ve para düşkünlüğü, belki de bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir.
Selam ve saygılarımla.
Ben o yıllarda İzmir'deydim. Hakikaten önceleri çok hoşa giden bu durum, ilerleyen zamanlarda kabusa dönüştüğüne şahit olduk. evini yurdunu satıp,banker yatıranları da gördük..Hatta bu yüzden ailesini terk edenler,aileleri terkedenler..herkese rezil oldum diyerek, memleketini terk edip, kendini kaybedenler bile vardı.
Sevgili taco konuyu okadar güzel hazırlayıp sunmuşun ki...sana yakışan bir yazı ...kutluyorum , selam ve sevgilerimi sunuyorum...