5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1373
Okunma
Aydın Salantur ,namı diğer Gıcık Aydın . Dergide o gülümseyen suratını görünce çok duygulandım.Çok yakışmış dergiye.
Akıl edenlere sonsuz teşekkür ederim,sağ olunuz, o bir ekoldü..
Gülümseyen yüzünü görünce bende gülümsedim..Bağırdım oğluma,
-Serdar bak annem bu kim ?
-Aaaa ben tanıyorum, ne idi adı ya, hani senin arkadaşın..
-Aydın yavrum, Aydın !
Tebessüm ettik oğlumla ve anlattım Aydın’ ı;
Arkadaşlarım korkarlardı, ama ben onun canını yakmadığım için , oda bana yakın davranırdı.
Boyu kısa idi, ayaklarını sürüterek öne öne yürürdü .Kafası normal insanlara göre çok küçüktü .O nedenle adını Gıcık Aydın takmışlardı, kimiside Bıcık Aydın derdi. Çok sevimli idi , sürekli burnu akardı , sigarayı çok severdi, annesi çok temiz giydirirdi , zaten yoksul da değillerdi..
Anneciğim anlatmıştı, şanı Amerika’lara gitmiş ve ordan bilim adamları gelmiş, başını incelemek için ve inanılmaz da bir para sunmuşlar. Aileside vermemiş. İyiki de vermemişler , o Gümüşhane’nin mihenk taşı idi !
Canım benim,canımm..
Hay be kaç yıl geri gittim..
Erzurum Nene hatun Kız İlk Öğretmen Okulun da okuyorum.Tatillerde Gümüşhane’ deyim..
Benim öğretmen olacağımı öğretmişler Aydın ağabeye..
Her çarşıya indiğimde, Alibeyler’in orada çıkardı bir yerden ve koluma girerdi, eline bir gazete , dergi ne bulurlarsa tutuştururlardı , üstelikte ters verirlerdi.
O başlardı bağırarak okumaya.
-Atatüt Atatüt..
Alkışlardı insanlar, o daha bir coşardı, çıkardı kolumdan, ellerini , kollarını sallar, ter içinde kalır dı. Daha yüksek bir yere koyarlar bağırtırlar dı..
-Tamam derdim, dinlemezdi. Çoştururlar dı, o daha bir bağırırdı.Sonra yorulur, önce bana, sonra orda bulunanlara selam verirdi..
Anlardı esnaf Aydın’la, Nazire’nin buluştuğunu. Onu çok seviyordum. Tüm çarşıyı birlikte dolaşırdık ,işimi bitirene kadar o hep benim yanımda.
Hicabi Amca (Ataç) çok takılırdı Aydın’a..
-Eee Aydın , buldun fıstık gibi kızı, bide nişanlandın, şimdide hava atıyorsun.
Çok kızardı.
-.........................küfrederdi, saldırırdı , Hicabi amca da korkmuş gibi yapar , kaçardı..
Döner bana kazandığı zaferi anlatır , ona parmak sallar ve bağırırdı Hicabi Amcaya,
-Aldınmı gıggırıyn ?
Sakinleştirirdim , bir sigara tutuştururlardı eline, vermeyin diye kızardım, içme derdim, işte bir tek orda dinlemezdi beni , omuz silker ,küserdi..
-Ama bir tane derdim..
Sallardı o minicik başını , tamam anlamında .
Otururduk bir duvarın üstünde içmesini beklerdim. Sokulurdu bana, kolumu omuzuna koyardım, başını yaslardı bana.Küçücük bir kuş gibi savunmasızdı.
O zamanlar köyden şehre göç yeni başlamıştı , taşlarlardı çocuklar Aydın ’ ı tanımadıkları için ,hoş onu tanıyan bazı densizler de yapardı ya!!!
Beni en çok sarsan bu olurdu, canavara dönüşür yapışırdım kulaklarına, azarlardım, kaçırırdım..
Biraz önce ki küheylan Aydın, bebek gibi saklanırdı arkama!!Canım benim..
O değildi özürlü, özürlü olan karşı taraftı!
Ben onun önce arkadaşı ,sonra da nişanlısı olmuştum, bu oyun onun çok hoşuna gidiyordu..
Evlendim, çıktım Gümüşhane’den , çoluk, çocuğa karıştım. Fakat sık geliyorum memleketime.Hep görüşüyoruz Aydın ağabeyle, eşim ve çocuklarımda onu çok seviyorlar .Hiç birbirlerine yabancılık çekmiyorlar..
En son onu, bir Arefe günü, annemle babamı ziyarete gittiğimizde kabristanda gördüm. Ağlıyordu , ama nasıl tarifi mümkün değil. Sarıldım ona , beni gördü açtı kollarını boynuma sarıldı , başladı anlatmaya..
-Baba yaa baba, aldınmı gıggırıyn?
O ağlıyor, ben ağlıyorum, annem ağlıyor, ailesi ağlıyor!!!
Babası ölmüş, bana onu anlatıyor!
Saçları beyazlamış, omuzları çökmü , zayıflamış!
-Bak beni gene ağlattın nişanlım..
Aradan kaç zaman geçti bilmiyorum. Annemle , babamı, anne annemi, yakınlarımızı ziyarete gidiyoruz.Birden bir mezar taşına sabitlendi gözlerim BICIK AYDIN yazıyor, ne kadar öğle kaldım onuda bilmiyorum..
Anneciğimin sesini duydum çook derinden..
-Hadi Nazlım , toparlan diyordu!!
Kardeşim ölse, canım bukadar yanmazdı!
Gittim kabristanının başına, sevdim taşlarını, okudum dua, ama çok ağladım, şu anki gibi..
Gümüşhane’den bir tarih kaydı, kubbede hoş sada bırakarak..
Güle güle arkadaşım , kardeşim, ağabeyim, nişanlım dedim..
Annem biliyormuş meğer , söylememiş bana, üzülürüm diye .
O gün kabristana gidelim annem dediğimde , biraz niyetsizdi , sebebi de bu imiş.
Görünce ne yapar Nazire demiş içinden ?
Seni çook seviyorum ve özlüyorum Aydın ağabey .
Rahat uyu, mekanın cennet olsun..