- 1508 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Zamana Direnenler ve Yasaklar
Yaşamak yasak
dediler
Sevmek yasak
Özgüven yasak
Umut etmek yasak
Mutlu olmak en yasak
Aşk yasak
Gülmek yasak
Korkmak
doğru
İliğinize kadar korkun
dediler...
Vazgeçmedik göğe bakmaktan
en çok da kuşlara, martılara mesela
Puslu bir sigara öksürttü.Puslu bir sigaranın arkasında bir fotoğraf karesine sığacak kadar küçücüktük, fakat dünya kocamandı, belki ciğerlerimize kadar korkuyorduk ve düşünüyorduk neden bu kadar kirlendi dünya.
Ama inatla o kokusunu bile sevdiğimiz denize ve farkında olalım ya da olmayalım umutla bakıyorduk martılara.O kuşlar ki denizler üzerinde yol almadan evvel içimizde konacak yer aramışlardır.İçimizde engin, içimizde derin hakikat...
Çağ teknoloji çağı, teknoloji yalnızlıktı.Eski tadları o ilkel tadları öyle özlüyorduk ki. Nereye geldiğimizi düşündük, nerede olduğumuzu. Daha dün ninelerimiz yokluktan bahsediyordu, şimdi hepimiz boşluktan bahseder olduk.
Çağın altında ezilen aşk çaresizliğimizdi. Çaresizliğimizi yazmak isyanımızdı.Dilsiz kağıttan isyanlarımızla yola gelen hiç bir şey olmadı.Hepimiz çağın kafesinde yorgun serçeler gibiydik ,sesimiz kısıldı, karardık.Korktuk ve utandık işten atılan işçiden, grev çadırlarından. Yaklaşamadık, kameralardan çekindik konuşamadık, bilemedik onlar aç mıdır susuz mudur nasıl terlerler.Kendi acılarımız arzularımız ve hırslarımız düşünmemize engeldi.’Özgür güvercin baş kaldırsın’ sadece bir serap cümlesiydi.
Maddeden metaya, tinden aynaya dönüşüme ceplere saklanan yumruklarımızla sustuk.Karış karış toprağımız satılırken sustuk , kardeş kardeşi boğazlarken sustuk.Tarihimizden korkanların oyunlarıdır bunlar biz niye korkalım ki düşünemedik.
Kapitalizme yenilmiş yalnızlıklarımızla başka bedenlere sığındık .Daha da korkak olanlarımız odasından çıkmadan, küçüklü büyüklü aletlerle boşluklarını doldurdu.Doldu mu o boşluklar?
Dolmadı, hiç bir şey eskisi gibi olmadı...
Kötülük oldukça da dolmaz.
Onca teknolojiye rağmen hala açlık varsa, savaş varsa ,hala sert esiyorsa rüzgarlar, bunun tek sorumlusu yine insanlar, yine bizlerden birileri, yine bizi korkutanlar. Tanrının sadece insana verdiği zekayı kötülükte kullananlarda suç. Her şey bir yitirilişte. Bir yozlaşma bir karmaşa içinde yok olup gitmekten korkuyoruz. Zaman geçiyor neredeyiz biz, biz zamana direnenler
neredeyiz ?
Zamana direnenler boşluk yoklama yapıyor!
Tembel ve unutkan olun. Düşleriniz varsa bile hemen yok edin.Her yer dinleniyor.
Her yer gözetleniyor.Tüm Türkiye kocaman bir kulaktan başka bir şey değil. Yazdığınız tüm şiirleri yırtıp atın, adaletin masal olduğu bu coğrafyada yeniden doğuşa gidin, uyuyun.Tusağına düşmeyin yüreğinizin insani yanının. Hemen düşlerinizi terk edin, her an sizi ve düşlerinizi okşamaya biri gelebilir...
Bedenine sinmiş şiir kokusuyla toysun sen toy. Ümit kamçısıyla yol alsan ne olacak.
Koş bakalım ve yaz bakalım ölmekten arta kalan zamanlarında yazdığın şiirlerinle bu
dünyanın toprağını temizleyebilecek misin?
Yine başımızı kaldırdık o eski yıllanmış dost , oturduğumuz deniz kıyısında saçlarımızı kelebek rengi ışıklarla baharlayınca biz de neşelendik. Gülümsedik güneşe.
Taşıdığınız kalbimizde zavallı bahtsız bir ölümlü köleyi mi, yoksa en insan şairi mi taşıdığımıza kanıt arayan iç konuşmalarımızı susturup sigaramızı söndürdük.
Dünyayı anlamanın kendimizi anlamaktan geçtiğini bilerek
şiir ile hakikate ulaşmak için nabzımız, heyecanımız, öfkemiz ve isyanımız adımlarımızda, yollara düştük...
YORUMLAR
çöldeki kelebek
Sevgi ve saygılarımla
sevmek
yasak
okşamak öpmek
aşık olmak
yasaklanmıştır
demişlerdi atalarımız böyle yetiştirilmişlerdi de ondan, hoş onlarda bilmiyorduki sevmeyi sevilmeyi öpmeyi okşamayı dolu olu olmayı onlara da ögretmemişlerdi,
sana ne medeniyetten ki sen ancak amelelik yapacaksın bana,ben yaşayacagım senin sırtındN HAKKINI EMEMGİGİNİ,HAYATINI,AŞKINI,KADININI BEN ÇALACAGIM BENİM HAKKIM DİYEREK HALA ŞİMDİYE KADAR AYNI ÇARK DEVAM ETMİYORMU
hatta aşkı belli yaş gruplarına pay etmedilermi, bu yaşa kadar aşık olabilirsin, bu yaştan sonra olamazsın diye dayatmadılarmı ve hala devam etmiyormu bunlar o ulvi leylayı,mecnunu,ferhadı,şirini, ve hele hele osmanlı döneminin en iyi kalemlerinden olan kaniyi de aşksızlıga mahkum etmedilermi,
o ulvi aşk dalgası vedenizi nasılda ucuzladı üç kuruşa satıldı ve bırden bire biyolojik bir tatbiki derse dönüştü günümüzde çünkü öyle emir verilmişti de ondan.
ellerin ve yüregine saglık aziz kalem
çöldeki kelebek
Özelleikle aşk yaşı konusunda size katılıyorum.
Sevgi evrensizdir zamansızdır milletsizdir..
Teşekkür ederim Atilla bey
atilla durukan
şu an adanadayım ve şiirleim için malzeme topluyorum dün akşama dogru parkta oturuken el ele aşıklar gördüm her şayştan farklı farklı olsalar da bir tuhaf oldu içi,m bir an baktım yüzlerine okudum birkısmını çogunun belki parası yoktu ama yüreklerinde mangal gibi sevgileri vardı.
gece baktım çok katlı binaların pencerelerine hep ışıklarla doluydu ama bir kısmı mutlu bir kısmı mutsuzdu lambalar ve evler o an için leyla ile mecnunu düşündüm aşkları için neler feda etmişlerdi neler,
birde günümüz ve aşklarına baktıgımızda ya biz bu aşklarfın kalıupğlarına sıgamıyoruz veya bize aşka sadık kalacagımızı bildikleri için türün son örnegi diyorlar usta kalem,
sevgilerim hep sizin ledir başarılar di,lerim
çöldeki kelebek
Ruh satın alınamıyor ama..))
Teşekkür ederim sevgili Sinem
Daha dün ninelerimiz yokluktan bahsediyordu, şimdi hepimiz boşluktan bahseder olduk.
...
...
SEVİLAY DİLBER
...:)
tabiki..
özellikle bu cümlenizi..
Daha dün ninelerimiz yokluktan bahsediyordu, şimdi hepimiz boşluktan bahseder olduk.
...
//Korkmak
doğru
İliğinize kadar korkun
dediler...//
//Sorumluluktan korktuğunuz için,düşünmekten;
Eleştirilmekten korktuğunuz için,konuşmaktan
korkmayın.SHAKESPEARE//
//Aydınların aydınlatmadığı toplumları,şarlatanlar aldatır.CEMİL MERİÇ //
//Severim gözü pekleri;ama yeterli değildir,kılıç ustası olmak darbeyi kime
vuracağını da bilmeli.! NİETZSCHE //
//Pek çok şafak vardır henüz ışıldamamış olan.NİETZSCHE//
Kaleminizden;derin ve hissettiren bir yazı okudum.Duygulu ve duyarlı
yüreğiniz dert görmesin.Güzel bir anlatım,dile geliş.Tebriklerimle.
Sevgi ve selamlarımla.
çöldeki kelebek
Harikasın.:)
Locke'un kulakları çınlasın... Keşke daha güzel bir dünyada yaşama şansımız olsaydı ve keşke "keşke" demek zorunda kalmayacak kadar kirletmeseydik hayatlarımızı.
Tebrik ediyorum.
çöldeki kelebek
Keşke demek zorunda kalmaktan keşke hepimiz sorunlu olmasaydık..
ve tüm keşkelerimize rağmen inatla tekrar keşke dememizi gerktiren
hallerimize devam etmeseydik..
Teşekkürlerimle Umut
çöldeki kelebek
hepimiz sorumlu..
Klavye hatası olmuş orada ama aynı anlama geliyor..
çöldeki kelebek
Yazıyı eklediğimden beri anonim okuyucu sitedeki arkadaşlarımdan daha çok okudu.Ajanlar olmasın içlerinde.:))
Dikçe
gerekeni yaparız bekleyelim bakalım ilerleyen saatlerde ananim mi online mi çok göreceğiz..
Sohrap Sepehri " bir şair gördüm zambağa siz diyordu " dediği şiirini şöyle tamamlıyordu :
"içten olalım.
içten olalım,
bankada da bir ağacın altında da içten olalım.
bizim işimiz değil kırmızı gülün sırrını anlamak.
bizim işimiz belki de:
kırmızı gülün büyüsünde yüzmektir.
bilimin ötesine çadır kuralım,
bir yaprağın cezbesiyle elimizi yıkayıp
sofraya oturalım,
sabah güneş doğarken doğalım,
heyecanları serbest bırakalım,
uzayın, rengin, sesin, pencerenin
anlamını tazeleyelim,
varlığın iki hecesi arasına, gökyüzünü yerleştirelim,
içimizi ebediyetle doldurup boşaltalım,
bilimin yükünü kırlangıçların sırtından alıp yere koyalım,
bulutların, çınarın, sivrisineğin, yazın ismini geri alalım,
sevdayı yağmurun ıslak basamaklarından
yükseltelim,
kapıyı insana ve ışığa ve bitkiye ve böceğe açalım.
bizim işimiz belki de,
nilüfer çiçeği ve çağımız arasında,
hakikat şarkısının peşinde koşmaktır."
teşekkürler sevgili Nilgün, bu güzel paylaşım için.
çöldeki kelebek
Akşamla ebedi kızlar anne oldu.
Aynalara bakma, aynalar fenalık;
Denizi, sonsuz olanı düşün artık.A.muhip dıranas
Avuntularımızla hakikat şarkısını arıyoruz belki de Dilek..
Eşliğine teşekkürlerimle
Sevgi ve selamlar