- 2658 Okunma
- 26 Yorum
- 0 Beğeni
Farkıma Varın
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bugün benim günüm... Tüm Dünya’da... Sıra bana gelmişken, sesimi duyurmak istedim. Kulak verir misiniz?
Ben sizden farklıyım...
Siz de farklı mısınız? Farkında mısınız benim? Elbette farkındasınız ama çoğunuz yanımdan geçerken görmezden gelip, ardımdan acıyorsunuz! Neden?
Beni biraz tanımak ister misiniz? Sizlerden pek bir farkım yok. Eksiğim yok. Aslında eksik değil, biraz fazlayım. Sizin kırk altı, benimse kırk yedi kromozonum var ve asla hasta değilim. Yalnızca genetik olarak sizden farklıyım. Belki bir takım sağlık sorunlarım olabilir, ancak ben de diğer çocuklar gibi oynamayı, ailemle güzel vakit geçirmeyi, okşanmayı ve anlaşılmayı seviyorum. Olmaz gibi görünse bile, kendime özgü yeteneklerim var. Bir benliğim ve düşüncelerim var. Hepinizin beni sevmesini ve benimsemesini beklemiyorum elbet, ancak benlik olarak benim de kabullenmeye ihtiyacım var.
Evet farklıyım...
Azı karar, çoğu zarar teorisi benim durumumda kendini kanıtlıyor. Bana fazla gelen bu kromozom, gelişimimi olumsuz etkiliyor. Fiziksel olarak diğer çocuklardan başka görünebilirim ama dediğim gibi bu genetik bir fark. Siz çocuğunuzu sarışın ya da esmer diye daha az sevebilir misiniz? Pek çok şeyi daha yavaş öğreniyorum, daha geç başarıyorum doğru, ancak başardığım zamanlardaki sevinç kahkahalarım sizinkinden daha az şiddetli değil. Kardeşlerimle oynamayı çok seviyorum. İçimdeki sevgi güdüsü kardeşleriminki kadar kuvvetli. Her şeyi onlar kadar kolay kavrayamıyor, onlar kadar çabuk öğrenemiyorum ama emin olun ki, gelişimin her ne kadar gecikmeli olsa da, gerekli her şeyi öğrenmeye açığım. Gelişme prosedürümün uzun olması gözünüzü korkutmasın, biraz destekle bana vermek istediğiniz ne varsa alıp, işleyebilirim.
Kırılgan ve hassas olabiliyorum zaman zaman, nitekim kırk yedinci kromozon duygulara herhangi bir hasar vermiyor. Hislerim oldukça yoğun, sizler gibi ben de üzülüyor ve ağlıyorum. Bana özel bir davranış biçimi uygulamanızı istemiyorum, diğer çocuklara baktığınız gözle bakın yeter. Beni, gelişim engeline takılmayan çocuklarla kıyaslamayın. İster istemez onların bir kaç adım gerisinden geliyorum ancak bu gelişim yolunu tamamlayamayacağım anlamına gelmez. Yanımda olun, beni sosyal hayattan soyutlamayın ve imkânlar çerçevesinde rehabilitasyon merkezlerinden yararlanmamı sağlayın. Emin olun ki, bana verdiğiniz olanakları sonuna kadar kullacak ve size mutluluk olarak geri vereceğim.
Farklıyım ben...
Bu benim seçimin değildi, ailem beni olduğum gibi istedi ve sevdi.
Siz de farklı olduğumun bilinciyle kabul edin beni. Lütfen bana karşı sabırlı olun. Kötü değilim ki, yalnızca farklıyım. Sizi üzmek, kışkırtmak gibi ard niyetleri besleyemeyecek kadar temizim. Ben, ne bir ülkeye savaş açmayı, ne birinin kanını akıtmayı, ne kimsenin canını yakmayı, ne de garibin malını çalmayı düşünebilirim. Dedim ya, farklıyım sizden, tenimi üzerimden çekseniz, melek gibiyim.
Bugün benim günüm. Ben Down Sendromlu bir çocuğum, farklıyım. Farkıma varın! Beni soyutlamayın, aranıza katın.
Farkıma varın ve farklılara katılın.
YORUMLAR
Yaşlı kızılderili reisi, torunu ile kulubesinin önüne oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlarmış. Köpeklerden biri beyaz, biri de siyahmış. On iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli bu iki köpek dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlarmış. Bu iki iri köpeği dedesi hiç yanından ayırmaz, sürekli göz önünde tutarmış.
Çocuk, kulübeyi koruması için bir tek köpeğin yeterli olduğu halde niçin iki köpek beslemek zorunda olduklarını ve niçin köpeklerin renklerinin farklı farklı seçilmiş olduklarını öğrenmek istiyormuş. Merakla sormuş dedesine. Yaşlı reis bilgece sıvazlamış torunun sırtını; “ Onlar benim için iki semboldür evlat , ” demiş. “ Neyin sembolü” diye sormuş çocuk. “ İyilik ile kötülüğün sembolü. Aynen şu gördüğümüz köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli savaşır dururlar. Onları izledikçe ben hep bunu düşünür dururum. Bunun için de yanımda tutarım onları” diye karşılık vermiş reis.
Çocuk, bir savaş yaşanıyorsa birinin kazanması gerekir diye düşünmüş. Kendine özgü sorularına birini daha eklemiş. “ Peki, sence iyilikle kötülükten hangisi kazanır bu savaşı? “ Bilge reis, derin bir gülümsemeyle bakmış torununa ve; “ Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır! “ demiş
Atıfta bulunarak
İyi duyguları beSleyen yaZınızı kutlarıM,
Zeynep Süberk
Duyarlı yüreğinize çok teşekkür ediyorum..
Unuttuğumuz bazı şeylerin yüzümüze vurulması gerekiyor sanırım..
Down sendromlu ya da otistik veya herhangi bir engeli olan çocuklarımıza bakışımız neden daha acıyarak olur ki.. Toplum olarak hem şikayet eder, hem bir buçuk saat yeri gelince ahkam keser atar tutarız, hem de görmezden geliriz bazı özel durumları.. Evet kırk yedinci kromozom kimin umrunda onlar bir can bir hayat.. Ve unutulmaması gereken bir şey daha var ki onlar seçmedi kırk yedi kromozoma sahip bir genetik yapıda dünyaya gelmeyi.. Hangi anne baba çocuğunu daha az sever ki normal bir bebeğin ve çocuğun sağlığında olmamasıyla..
Yazıyı okudum ve değdi okumama..
Seçki kuruluna teşekkürlerimle..
Sn. yazara da iki kere teşekkür ediyorum..
Bazen insanların boş işlerle kaybettiği vakitleri aslında nerelerde harcaması gerektiğine dair bir ipucu ve geleceğe yönelik toplumsal bir yarayı iyileştirme çabasına binaen yönlendiren bir yazıydı..
Çokça tebriklerim ve saygımla...
Zeynep Süberk
Onlar susuyorlar, biz konuşalım. Elimizden geleni ardımızda bırakmayalım. Sevgiden başka istekleri yok ki...
Zeynep Süberk
Sevgim daim, bilirsin.
Çok güzel bir yazı olmuş Zeynep'ciğim.
Gerçekten bu onların seçimi değil, ama böyle doğmalarının illeki var bir sebebi.
Onu da yaratan bilir.
Ellerine sağlık :)
Yoktun uzun zamandır ayrıca, hoşgeldin :)
Zeynep Süberk
Uzak değilim Billur'cum, ancak okuyup kaçacak kadar zamanın var bu aralar :) Okuyup, kaçıyorum ben de :)
Teşekkür ederim güzel ziyaretin için.
Sevgimle kal.
Zeynep ablacım ne anlamlı yazı olmuş böyle, duygulandım fazlasıyla.
Bu gözle görebilmekte farkında olmayı fazlasıyla hak etmiş.
Çok öpüyorum güzel yüreğini.
Zeynep Süberk
Yamacımda olduğunu bilme hissi güzel.
Sevgimle.
Allah'ım !.. Bu ne hoşluk , ne içtenlik böyle ?..
Anladım efendim !.. Siz kaleminizi mürekkep yerine bala banmışsınız da , öyle yazmışsınız ...
Niyazi Mısri'nin ;
Suretimde nem var benim ,
Siretimdedir madenim !.. mısrasını hatırlattınız hemen ...Seçki kuruluna nasıl yürekten teşekkürler edilmez ki ?.. Bizleri ; içi bal dolu bir gönül kovanından haberdar ettiği için ... Çok çok teşekküler ediyorum bendeniz de ...
Çok ta fazla uzatmadan ; tebrikler ediyor , en kalbi saygılarımı iletiyorum efendim !.. Çook hoştu ...
Zeynep Süberk
Saygımla.
bağışla can.....bu muhteşem yazınla duyarsızlığımıza ders vermişsin....inan şu an utanç içindeyim....saygılar seni tanıdığıma çok memnun oldum saygılar
Zeynep Süberk
Saygımla.
Tebrik ediyorum bu konuyu kaleme alıp güzel bir biçimde anlattığınız için. Ayrıca hiç acımayıp hamileyken bu testi yaptırıp - üstelik de doğruluğu yüzde yüz olmamasına rağmen- aldırmaları beni oldukça üzüyor. Bunun hesabının büyük olduğunu ve o çocuğu dünyaya getirmekten daha fazla bedelinin olduğunu sizin yazınız vesilesi ile bir kez daha söylemek isterim. Teşekkürler...
Sevgili Zeynepciğim.Böyle duyarlı,hassas bir konuyu kaleme alman ne kadar da hoş bir incelik. Rabbim kalbimizi taşlaşmaktan korusun.Taşlaşmış bir kalp ne down sendromlu bir insanı nede hiç bişeyi sevmeyi bilemez. Sevmeyi unuttuk yada eskisi kadar gösterecek cesaretimiz kalmadı.Çünkü bütün sevgilerin ardında bi menfaat arar olduk buda bizi korkuttu. Sevenden bile şüphe eder olduk. Dilerim gerçek sevenlerden ve sevgiyi en çok hak edene verenlerden olmayı başarabiliriz.SEVGİLER!!!
Zeynep Süberk
Teşekkürler, sevgiler ve selamlar.
Zeynep Süberk
Saygılar.
Down sendromlu çocuklar özeldirler.
Ve en çok sevgiyi onlar hak ediyorlar.
Çünkü hiç bir zaman sevgilerinden hiç vazgeçmiyor ve nefret etmeyi bilmiyorlar.
Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş.Can-ı gönülden kutlarım sizi
Ayakta alkışlıyorum- sevgiyle
Zeynep Süberk
Sevgiyle.
Kutlarım Zeynepcim hem bu alamlı yazının güne gelişini hem de senin öpülesi yüreğini.
Sevgiyle
Zeynep Süberk
( Bu arada tanıtım resmim harika ötesi :) pek yakışmış dalgaların kızının annesine)
Sevgimle kal(ın).
Zeynep Süberk
Teşekkürler Saadet Hanım.
Saygımla.
10 yaşında çok sevimli sevimli olduğu kadar da-yaşına rağmen- dominant yakınım onlardan biri. Önlarda öyle bir çekim var ki, farkedebilenler çekim alanına giriyor ve dokunarak sevgilerini göstermek istiyorlar. Tıpkı onun gibi... Onlar sevildiklerinde tam seviyorlar.
Dünya imtihan mekanı. Şefkatle bağrımıza bastığımız her engelli çocuk, Allah Katındaki değerimizin artmasına vesile oluyor. Onlara karşı merhamet ve sabır göstermek; bu da bizim imtihanımız.
Gösterilecek şefkat ve saygı onlara yaşama sevinci veriyor. Engeller üstesinden gelmek içindir; insan için asıl engel aşamayıp, engellere takılmaktır... Ayrıca onların eksiği yok fazlası-kromozomları- var. Duyarlılığınız için teşekkürler...
Fuat Türker tarafından 3/22/2012 12:35:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
Zeynep Süberk
Bir çocuk gülümsetmek, insanın ruhunu hafifletiyor.
Katkınız için teşekkür ederim.
21. Mart Dünya Down Sendromlular gününde, onlara bir nebze ses olabilme dileğiyle kaleme aldığım bu paylaşımı, anasayfaya taşıyarak, bu resme can veren seçki kuruluna, ziyaretleri ile destek olan dost kalemlere, okuyan ve okumayan tüm paylaşımcı arkadaşlarıma duyarlı bakışları için teşekkür ederim.
Bilyordum!
Bu duyarlı davranış taçsız kalmayacaktı...
Seçki Kuruluna teşekkürler !
İşte bak Zeynep;
Daha çok kişi okuyacak yazını...
Sevgimle... :)
Zeynep Süberk
Var ol sen :)
(( Seçil Nimet ))
Çok tatlısın...
Bak bu hafta aynı zamanda yaşlılar haftası, 26 nisandada kütüphane haftası var...
Hep yaz, çok güzeldi bu yazın ve hedefin...
Sevgimle... :)
down sendromlu bir elemanım vardı..
özürlü kadrosundaydı ve birlikte altı yıl çalıştık..
hepimizden çok daha akıllı ve cin fikirliydi..
çok şeker tertipli saygılı ve sevecendi..
hala beni arayıp hal hatırımı sorar..
evet..
farklılar...
bizden daha mutlu olup hayata yeşil gözler ile bakabiliyorlar..
duyarlı yüreğinizden fışkıran güzel yazınızı tebrik ediyorum..
Zeynep Süberk
Hoş ziyaretiniz ve katkınız için teşekkür ederim Sevilay Hanım.
Saygıma.
Ah be sevgili Zeynep...
İnsanın yüreğinde şöyle kocaman bir sızı oluşur da iyi ki duyarlılığın zirvesinde bu anlamda güvercinler uçurtabiliyor bir insan deriz ya!...
Yazıyı okurken farklılığının kendince kabul görmüş rüzgârını insanlığa masumca sunan bir sızının iç sesindeki çığlığı gördüm...
Yüreğin ruhun dert görmesin sevgili yazarım...
Zeynep Süberk
sevmek için şart koşmadığımız zaman, farklar yok olacak biliyorum.
Bildiğim günün gelmesini ümid ediyorum.
Çokça sevgimle.
Mehtap ALTAN
biz devam edelim umut etmeye kimbilir değil mi sözümün eteklerinde büyüyen güzel insan...
Bu yazıyı prime time'da tv'de görmek isterdim...
O kadar güzel yani sevgili Zeynep...
Butarz yazıları seviyorum, kendim beceremesem de! :)
Tebrikler...
Zeynep Süberk
Üzücü değil mi? Dünya zart günü, dünya zurt günü, meydanlarda törenlerle kutlanırken seslerini duyuramamaları. Dünya Down Senromu gününde, kendimce ses olmak istedim. Sesimi duyanların farkı :)
Sevgimle.
(( Seçil Nimet ))
Kulağım sende...
Sevgiyle kalalım ve sağlıkla... :)
Umarım bu yazının da farkına varılır. Zeynep hanım, emeğinizi tebrik ediyorum. Özenle yazılmış, taktire şayan bir yazı.
Sevgilerimle.
Zeynep Süberk
Saygı ve selamlarımla.