- 1999 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAZMAK ÜZERİNE BİR YAZI
İnsanların bilgilerini, duygularını, hayata dair biriktirdiklerini, hikâyelerini anlatma yollarından birisidir yazmak. Şüphesiz ilk insandan bu güne kadar insanlığın en önemli buluşudur yazı. Geçmişi günümüze taşıyan ve günümüzü geleceğe taşıyacak olan araçtır yazı.
Başlangıcı resimdi yazının. Duvarlarına resimler çizerek anlattılar günlük hayatlarını geçmişte yaşayan insanlar. M.Ö. 3500 yıllarında Sümer rahipleri yazı niteliği taşıyan ilk yazıyı yazdılar. Bugüne kadar birçok değişik şekilde yazıldı. Ama hep yazı yazıldı.
Yazını tarihine kısa bir bakıştan sonra asıl sorumu soruyorum kendime: Neden yazılır?
“Söz uçar yazı kalır” derler. Öyle midir gerçekten? Bazı durumlarda yazılanlar da uçabilirler. Eğer okutamıyor veya anlatamıyorsanız.
Yazı sanatsal veya bilimsel olabilir. Bilimsel yazılarda durum değişkendir. Bilimde dün kabul edilen bir tezin bugün tam aksi doğrulanabilir. Sanatsal yazılar ise özneldir. Değişebilir bilgiler içermezler. Aslında bilgi içermezler. Yazar duygularını anlatır şiir, deneme, roman veya hikaye gibi yollarla. Yani aslında yazı da bir konuşma biçimidir okuyucuyla yazar arasında.
Bazen söyleyemediklerini yazar insan. Ya anlatacak kimse yoktur etrafında ya da konuşarak anlatamaz içindeki hüznü, öfkeyi, sevgiyi ya da mutluluğu. Fakat haykırmak ister. O anda kâğıda döker içindekileri. Kağıt ve kalem en yakın dostu olur yazanın. Ama duygu ve düşüncelerini konuşarak anlatmada zorluk çeken bir çok insan yazı yazarken başka biri olur sanki. Belki de okuyanlar, dinleyenler gibi karşılarında değildir ve bu yüzden daha rahat olurlar okuyucu ile konuşurken.
Yazmak önemli bir uğraştır ve emek ister birazda hinlik ve cinlik gerektirebilir. Bazı durumlarda bir şifreleme metodu da olabilir. Aslında demek istediğim şu: söylemek istediğim sözlerim var. Ama onları söyleyecek cesareti kendimde bulamıyorum ve sarılıyorum kaleme başlıyorum yazmaya ve yazarken cümlelerim arasına serpiştiriyorum asıl söylemek istediklerimi. Bu şekilde sözlerim söylemek istediğim yere ulaşıyor.
Yalnızlıktan yazanlar vardır. Yaratıcı olmanın yegâne yolu hala yalnızlıktır çoğu yazı tutkunu için. Onlar yazdıkça yalnızlıktan kurtulurlar. En güzel eserlerini yalnızken ortaya çıkarabilirler ancak. Ama öyleleri vardır ki, yazmak için yalnız olmak da yetmez onlara. Adını unuttuğum bir kitapta ankete rastlamıştım. Yazarlara sormuşlar, nasıl ve nerede yazıyorsunuz diye. Çoğu romancı ve öykücü olan bu yazarların uzun ve sessiz saatlerde yazmış olduklarını düşünürsünüz yazdıklarını. Halbuki kimi kahvehanelerde, kimi çalgılı türkülü bir odanın ortasında yazmış eserlerini. Vesselam yazmanın yeri yok aslında.
Yazarın dili parmaklarındadır. Yazmak için bir yüreğe çakan bir kıvılcım gerekir sadece. Yüreğe çakan kıvılcım parmaklarında alevlenir, yakar kâğıdı ve aydınlatır zihnini yazanın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.