8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1857
Okunma
Neden olmasın ki?..
En kolayı da, insanın kendi kendiyle konuşması değil midir suslarını haykırmak istediği zamanlarda?..
Hem ne zararı olabilir ki insanın az da olsa içini dökmesinin; rahatlamasının?
Kalkıp kendime “Merhaba Saadet” desem mesela ve devamını getirsem…
Merhaba Saadet.
Seni anlıyorum. Hani haksız da değilsin düşünce ve öfkelenmelerinde ki, ölürken için her yanılgı ardından...
Suç sende be kızım!
İnsanoğlunu anlamakta zorlanıyorsun biliyorum. Ama bu ilk değil ki akıllım!
Sana kaç kere söyledim güvenme insanoğluna diye. Ah, elbette, sende insansın! Buna bir sözüm yok. Benim sözüm senin insanlığından anlamayan ve insanlığın hakkını veremeyenlere...
Hep iyi niyetin suiistimal edildi, biliyorum. Ve selamı bile boş yere vermeyenlerle kaçı kaç kez karışlaştın mesela. O ablayı hatırlasana… Hani şu telefonda konuşurken “Aman Allah’ım! Ne kadar da iyi bir insan” diye düşündüğün... Ya o yıllarca peşine takılıp duran bacın(!)...
Peki, sonra ne oldu?
Bir iki sohbet ve ardından yallah!
Artık ne öğrenmek istiyorduysa-istiyorlardıysa senden…
Hangisi mi?
Ah, evet, sende haklısın! O kadar çoktular-çoklar ki, sende haklısın unutmakta tabii. Ve üstelik bunları yapanlar da hep kadınlardı nedense değil mi?
Biliyorum şaşırdığını ve elbette böylesi insanların davranışlarına bir anlam vermekte zorlandığını. Ben de zorlandım sen gibi ama en azından “Bir daha mı? Tövbe!” diyebildim. Yani öyle sanıyorum…
Yani sen gibi değildim en azından!
Ya şu kimi beylere ne dersin?
Sormaya kalkma sakın “kim gibi mesela” diye!
Hay Allah’ım ya!
Halen “Hayır, yanlış anlıyorsun!” mu diyorsun bana?
Yapma gözünü seveyim!
Ya görmüyor musun milletin kendi kendine gelin-güvey olduğunu!..
Neee!
Olur canım! Aynen öyle…
Tabi tabi!
Sen zaten hep ablasın ve herkesin ablası…
Kör mü sen!
Görmüyor musun seni zan altında bıraktıklarını? Ve her sözün sonuna nokta koyar gibi koyduklarını; “Hey, bakın! Bu var ya bu…” der gibi dikkatleri senin üstüne çekmek istediklerini?
Niye mi?
Ya ben ne bileyim niye olduğunu! Böylesi insanlar da var işte! Ve sen hiç bilmezsin de onların bu gibi davranışları ne için sergilediklerini. Artık başkalarına nispet yapmak için mi ya da başka bir şey için mi, bilmem... Ama bilirim ki, böylesi insanların kendileriyle illa ki vardır bir sorunları…
Hayır hayır!
Bu gibi insanların meselesi kıskançlık değil. Tamam, belki erkekler de kıskançlık yaparlar ama kadınlar kadar değil. Bu başka bir şey… Belki de “meydan adam görsün” meselesi gibi bir şeydir bu…
Ya nasıl anlamıyorsun ki hâlâ!
E pes vallahi, pes!
Bak kızım!
Sana kaç kez söyledim her canım, dostum; ablam, kardeşim diyene inanma diye! Herkesi kendin gibi mi sanıyorsun? Yani şimdi genç falan olsaydın anlardım da, bu durumda anlayamıyorum seni! Yaş nerdeyse gelmiş elliye ve sen halen alamamışsın alman gereken dersleri hayattan. Yuh ki, yuh!..
Devranın ne devran olduğunu bilmiyorsun galiba. Ve sanırım sen taaa dünlerde kalmışsın. Çocuk kalmışsın. Yani taaa ananın zamanındaki konu komşuyu hatırlıyor, ona göre düşünüyorsun devranın eş-dostlarını... Yani sanıyorsun ki, herkes ananın canciğer dostları gibi…
Değiş artık kızım, değiş! Aç gözünü!
Ha, istersen de hepten gömül yalnızlığına; ama ayıl...
Kim niye selam verir ki insana?..
Önce bu devranda kimi dostların, arkadaşların bir Allah’ın selamını bile ne diye verdiğini, verebileceğini öğren! Ve bir tek selamla çıkarcılığa, art niyetlere nasıl adım atıldığını...
Öyle insanlık minsanlık da deme; yatma mütevazılık ayaklarına!
Buysa devran?..
Ki bu…
Sen de devrana göre davran; kır,kırılması gereken insanlar varsa etrafında!
Öyle kul hakkından korkarım falan da deme. Bak millete! Onlarda var mı ki kul hakkına dair en ufak bir korku? Ağzındaki lokmaya bile göz koyanlar var mesela; sırtına basa basa zirvelere çıkmak isteyenler...
Ve adını, adının yanına koyup da…
Var ki var!
Hayırdır!
Ne o öyle afra tafra; o bakışlar?..
Tamam, tamam! Susuyorum. Ama sen de çek artık o kızgın bakışlarını üstümden! Sanırsın ki ateş püskürecek üzerime, az daha söz etsem. Tövbe tövbe!
Haydi kıpırda biraz!
Git elini yüzünü yıka, kendine gel. Sonra da otur adam akıllı düşün, karar ver “Yarın bir başka insan olacağım” diye…
İyi insanlar mı?
Elbette vardır iyi insanlar da tabii. Onlara bir sözüm yok.
Ama mesele iyi ile kötüyü ayırt edebilmende; yüreğin acımasın diye…
Anlaştık mı?
S.Ün-19.03.2012