- 1002 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dondurma
Babam..hiç dondurma sevmezdi..Babam beni de mi sevmezdi? Babam sevmeyi bilir miydi ki? Ne zaman tahta atımla oynasam kızardı.Okuldan sonra doğruca yanına giderdim: “işçisin sen işçi kal” şarkısını hep duyar gibi olduğumuz,her defasında sanki fakirliğimizi hatırlatan o yaşlı tamirhaneye.Yaşlı olan sırf o muydu babam da en az onun kadar yaşlı,onun kadar yıpranmıştı.Daha kırkına gelmeden saçları aklaşmış,yüzündeki kırışıklıklarsa Allah’ım benim mi bu çizgili yüz? dercesine –kendine yakıştıramasa da-hatırı sayılır biçimde artmıştı. Elleri hep yağ olurdu babamın.Temizlemeye çalışır bir türlü çıkmaz ellerinden emeğinin kiri.Annemse biçare…iki gözlü;hep rutubetinden şikayet ettiği evimizde akşama kadar uğraşır didinir,babamın gelme saatine yakın pencerenin kenarına ilişir geldiğini gördüğü anda da telaşla yemeği hazırlamaya giderdi.Hep yağ kokan o adamı sever miydi,yoksa kadınlığın bir görevi varsayarak artık farkında olmadan alışkanlık haline gelmiş bir görev duygusuyla mı koşardı mutfağa? Mutfak dediğime bakmayın bir kap yemeğin yapılacağı doğru dürüst bir tencerenin bile olmadığı derme çatma bir yerdi burası.Beslenme çantamın da bu yüzden arkadaşlarımınkinden pek farklı olarak daimi misafiri peynir zeytin olurdu hep.Okula yürüyerek giderdim.Her gün biraz geç kalırdım ama olsun bir şey demezdi öğretmenlerim.Akasyalar,leylaklarla dolu bir yoldan geçerdim.Bizim gibi olmayanların yeriydi burası.Bahçelerinde salıncakları,rengarenk çiçekleri olan evler vardı.Babam bizim bahçemize de bir salıncak yapmaz mıydı?Ama bizim bahçemizde böyle çimenler yoktu.Davetsizce çıkan bir yığın ot.Hem öyle olmasa bile yapmazdı ki.Babam beni sevmezdi çünkü.Kimi zaman okula beni o götürürdü.Giderken elimi hiç tutmazdı.Ortada yürüme,kenara çekil,dikkat et diye bir yığın emir yağdırırdı.Okulun önünde durup çeşit çeşit dondurma satan dondurmacıdan dondurma alalım dediğimde de kızardı.Oysa bütün çocuklar iştahla yalaya yalaya yerlerdi.Ben almazdım,alamazdım.Babam da almazdı.Dondurmayı sevmediğinden mi almazdı yoksa beni sevmediğinden mi almazdı?
Bir gün okula giderken yaşlı bir teyze gördüm.Ben hoplaya zıplaya giderken o hem sıcaktan hem elindeki poşetlerin ağırlığından eziliyordu.Yardım edebilir miyim diye düşündüm.Nasıl edecektim ki o poşetlerin ağırlığı en az benim kadar vardı.Ama o teyzeyi soluk soluğa bir kez daha gördüğümde denemeye karar verdim.Acınası bir hali vardı.Neden bir taksiye falan binmemişti acaba? Arkasından seslendim:
_ Teyze,Teyzeciğim yardım edebilir miyim?
_A oğul şuncacık boyunla nasıl götüreceksin bu kadar torbayı? Dedi.
_Teyze sen boyuma bakma çok kuvvetliyim ben diye atıldım.güldü
_Eh peki al bakalım görelim kuvvetini.dedi
Poşetler gerçekten ağırdı.Zorlandığımı belli etmemeye çalışarak evine kadar götürdüm.Evine vardığımızda ağırlıktan kurtulmuş olmanın verdiği mutluluk hem benim hem onun gözlerinde bir tebessümdü.Sonra elini cebine attı birkaç bozukluk çıkardı.Annem hiç kimseden para almamamı tembih etmişti hem de ben para almak için yardım etmemiştim almak istemedim ama aklımda dondurmadaydı.Bu parayla rahatlıkla dondurma alabilirim diye düşündüm.Israrla elime sıkıştırdı.Teşekkür ettim kızararak.Okula neredeyse uçarak gidiyordum.Dondurmacının durduğu caddenin karşısından seslendim:
_bana bir karışık dondurma!
Heyecanla atladım yola.Annem hep yayaya yeşil yandığında geç derdi ama yeşil ışığın yanacağı yoktu.Gerçi benim için bir önemi de yoktu o an benim aklım dondurmadaydı.Yola atlamamla bir fren sesini duymam bir oldu.Sonrasında bacaklarımda önce bir acı sonra bir hissizlik…Dilimde hala dondurmam.Gerisini hatırlamıyorum.Gözlerimi açtığımda hastanedeydim ve babam vardı yanımda.Ağlamaklıydı.Sanki bir şeyler söylemek istiyor sözler düğüm oluyordu boğazında.
_Baba dedim
_Söyle oğlum dedi.
_Dondurma alacaktım karışık olsun amca demiştim.dedim
_Olsun oğlum yine alırsın dedi.Sanırım paramı kaza yerinde düşürmüştüm
_Alamam ki baba paramı düşürdüm dedim o yaşlı Teyzeden bahsettim.
Sonra gözlerim kapandı.Bacaklarım ne kadar ağırsa göz kapaklarım da o kadar ağırlaştı.Kendimi uykunun kollarına bıraktım.Uyandığımda babam yoktu.Baba diye seslendim. “Baba” . İlk defa bu kadar içten bu kadar benimseyerek.Seslenişime hemşire karşılık verdi.Baban birazdan gelir küçük Bey dedi.Sahiden de babam biraz sonra geldi.Bak sana ne getirdim dedi.Yanında dondurmacı Amca,elinde kocaman her çeşidinden olan bir dondurma külahı duruyordu.
_Birlikte yer miyiz? Dedi.Gülümsedim.
Artık dondurmacıya koşabilecek bacaklarım yoktu fakat biliyordum ki beni sevdiğini bildiğim,dondurma alacak yufka yürekli bir babam vardı.Dahası o da dondurma seviyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.