NELER OLUYOR BİZE ?
Güzel günler can dostlarım bu paylaşıma hepinizi bekliyorum. Yüreklere sıcacık kahve ve sevgi ikram etmek istiyorum lütfen buyrun.
Geçen gün şöyle bir dolaşmak istedim; malum ilham perilerine rastlarım belki dedim. Yavaş yavaş baharlar açmaya başlamış ,güneş neşeli yüzünü gösterirken içimdeki çocuk çılgınlar gibi mutluydu.Yol boyunca çevremi izlerken hem şaşırdım hem de neden ? Neden ? dedim .
Baby life ( bebek mağazasının adı ) Biraz daha ileride Sleep Center ( yatak,yorgan satış mağazası ) Yani Türkçe anlamı uyku merkezi . Arabalar vızır vızır geçiyor,kaldırımlarda insan seli...Karşı tarafta bir restorant ( özür dilerim yani aş evi ) Pilav House ( Pilav Evi ) "Peki hiç Türkçe söz yok mu ?"
Adımlarım ve gözlerim dolanırken bu kez Mc Donald’s içerisi tıklım tıklım dolu herkes birşeyler atıştırıyor. Durun daha bitmedi ...bu kez Starbucks Coffee sonra Kentucky ... Alış veriş merkezlerinin isimleri de geldi o anda aklıma...
Palladium
Optimum
Kozzy
Historia
Sapphire
Macro Center
Carousel
Metro city
Carrefour....ve daha birçok...
O ne ? Şimdi de King Burger
Giyim mağazalarında da aynı
Lc waikiki
Wenice
Tommy hilfiger
Otellere baktım bu kez Amara..... resort otel
Sun .....
Concorde ..... otel .................................
Benzin istasyonlarının isimlerini inceledim
Bonjour ( Fransizca günaydın demek )
Ultimate
Total......
Saymakla bitmiyor....Ulu önder Atatürk Mustafa Kemal’de kurtuluş savaşı başlamadan
önce İstanbul’u arkadaşlarınla dolaşırken yabancı isimleri gördükçe çok çok üzülmüş.
Düşünebiliyor musunuz ? Araba lastiklerinin isimleri bile Türkçe değil
Bridgestone
üniroyal
şampuanlarımız
palmolive
elidor
D’olive.............................................
el sabunu
protex
Ve... yemek yenilecek yerler bitmiyor inanın...
Fishs& Chips (balıklar ve kızartmalar )
Pizza hut
Pizzabull’s
Anatolia .....( Anadolu...).........................................
Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
Birer kahve daha alır mıydınız ?
Ana dilimize lütfen hepimiz sahip çıkalım.
Sevgilerimle...
NEŞE KIZILYAR
YORUMLAR
:((
ne kötü..
üzücü
kaybedeiyoruz özümüzü sanki
emeğine saglık annem
sevgimle
GÜLDESTE
1978-1983 yılları arasında görev yaptığım manavgat'a 1990 da bir ziyaret için gttiğimde orada Side'de Petro Hotel diye bir otel açoldığını görünce derinden yaralanmıştım. Taa 1700lü yılların başında Akdeniz'e inmeyi kendisine ve kendinden sonra gelen Rus Çarlarına hedef olarak gösteren Deli Petro nihayet 1990 da hem de hiç bir savaş yapmadan Akdeniz'e inmişti.
O zamandan bu zamana Yurdun her tarafına yayıldı Petrolar, Coniler...Az kaldı...Bir iki sene sonra yatak odamıza da girerler...hatta girdiler bile...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları tarafından 3/17/2012 11:41:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
GÜLDESTE
Dil bahisleri epeyce mühim bir meseledir...Malum dile karşı ilk taarruz cumhuriyet döneminden sonra tasfiyecilik adı altında uydurma kelimelerin dilimize girmesi ile başladı.Çeşitli türkçeleşmiş kelimeleri yabancı olduğu için tasfiye etmeye çalışan bazı ilim çevreleri zamanla Atatür'ün dahi kabul ettiği yanlışlığı görmezlikten gelmiş,dilimizin yozlaşması için mücadele etmişlerdir.O günlerden bu günlere dil mevzuları daimi olarak arttı.Geçmişte bir kaç yüz kelimenin tasfiyesi konusu tartışılır ve mevcut dil kaleleri zaptedilmesin diye muharabe edilirken.Şimdi ise görüyorum küçük bir tabyamız dahi dil meselesinde kalmış değildir..
Ağızlarda eğreti duran kelamlar ne yazık ki tabelelarda yerini almış durumda..Merhum yazar Necdet SEVİNÇ'in bir sohbetinde "Berberilerimi sürekli değştiriyorum...Çünkü tabelası berber iken daha çok fark edilsin diye kuaför yazmaları beni kızdırıyor..." dediğini daha dün gibi hatırlıyorum...Muhabbetle...
Aslına bakarsanız bize bir şey olduğu falan yok.
Kısacası birbirimizi takip ediyoruz. Bir .... kuyuya bir ip atmış, ipin ucuna iyi bir şey takılmış, diğerleri durur mu ? Haydi yola devam.
Bu böyle de sürer gider. Elektrik faturalarımız ingilizce gelir, doğalgaz ve telefonlar arapça. Bir bakıma iyi de olur kendimizi geliştirmiş oluruz.
Saygımla
GÜLDESTE
Hepimizin ortak duyguları, gördükçe üzüldüğümüz. Anlamlıydı.Sevgiler.
GÜLDESTE
Neşe Hanım, Ana dilimize de baba dilimize de her zaman saldırılar oluyordu...
Cumhuriyetle birlikte Arapça ve Farça'nın esaretinden kurtulduk.
Atamız sayesinde Türkçemize yöneldik.
Ama şimdi batının her alanda olduğu gibi konuşma dilimizde de sömürgesi olma yolundayız.
Yazık ki ne yazık...
Bakın, yazılarımızda bile paragraf başı yapmadığımızın farkında mısınız?
Allah sonumuzu hayır etsin.
Kadir Tozlu
GÜLDESTE
GÜLDESTE
merhaba çok güzel bir konuya parmak başmışsınız..
beğeniyle ve üzülerek okudum..
malesef gerçek durum bu..
bu duruma inanılmaz karşı bir insanım..
keşke yapabilecek bir şeylerim olabilse..
sevgilerimle..
GÜLDESTE
Yabancı dil öğrenmek çok güzel,çok gerekli.Bir lisan, bir insandır.Fakat ülkemizde Türkçemiz dururken, her yerde yabancı dille yazılan levhalarla, isimler yaygın.Bunun başta gelen nedeni, her alanda yabancı hayranlığı,özenti ..Dilimize sahip çıkalım,ve kültürümüze,bir çok değerimize..
Çok yaralı ve çok yerinde bir yazıydı Neşe hanım.Kutluyorum sizi.Sevgilerimle.
GÜLDESTE
Sevgili kardeşim neşe; bu ihanet yabancı mıhraklı değil !yıllar önce kendi ülkemizin Türk dil kurumu başkanı ! hangi hükümet döneminide sen hatırla ! dilimize öyle sapıkca kelimeler sokulduku ozamandan buzamana bunları ayıklamak mümkün olmadı ,şimdi üçüncü kuşak bu kelimeleri özenti olarak içlerinde özediler ve cazip hale getirdiler ,bunda yabancıların suçu yok bizim görgüsüz ve Medeniyet'ten uzak biçare zavallılar da bir yabancı hayranlığıdır devam ediyor.Açılıp saçıkmayı medeniyet ! ''seviyorum 'yerine I'' love you '' demeyide kultür bellerler bu biçare zavallılardan yarın bu Ülkeye ne hayır gelir ? İşlediğin haassas konu için yüreğine sağlık ...esenlikler ve sevgilerle kal kardeşim....
GÜLDESTE
GÜLDESTE
canım çok güzel anlatmışsın evet bundan sonra zor buluruz türk malını
nasıl yapıyorsa çin mallarını çok ucuza imal ediyor oysa hepsi hastalığa dvetiye çıkarıyor ama ucuz işte ne denir
rabbim sonumuzu hayır eğlesin
maksat türkü türkiyeyi unutturmak diyorum ben
sevgimlesin bidanem
GÜLDESTE
Evet; Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanını hatırlamak gerek…
Civciv içinden çıktığı yumurtanın kabuğunu beğenmezmiş. Özentileri ile bazıları kendilerini sınıf atladık sanıyorlar… Geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür, kültür akışıdır dilimiz. Ne olur köprüleri yıkmayalım, yoksa gelecek nesil bizi anlamayacak…
Başta büyük şehirler olmak üzere insan gördükleri karşısında neler oluyor bize sorusunu soruyor bazen… Çok güzel bir dikkat çekmeydi paylaşımınız. Tebrik ederim Can Kardeşim. Gönül dolusu selam ve sevgilerimle…
GÜLDESTE
Merhaba canım benim, benim de aklıma takılan bir konuya değinmişsin. Yıllar önce Fatih, İstanbul'u kurtardı ya, şimdi ikinci bir Fatih'e ihtiyacımız var tekrar kurtarmak için. Tek Türkçe kelime bulamadığınızı siz itiraf ettiniz:)) Dili olmayan bir ülke ne kadar bağımsızdır ki?
Kutlu/yorum arkadaşım
sevgilerimle
GÜLDESTE
gerçekten türkçe keleme bulmakta zorlandım neden neden neden ? diye isyan etti yüreğim sevgimlesin meleğim
Emine UYSAL (EMİNE45)
Başka ne diyebilirim ki, taaa Çinden gelen mal ucuz, bizim kendi malımızı pahalı diye alamıyoruz, adam satmıyor ki nasıl alalım(!)
GÜLDESTE
sami biberoğulları
Yorumlara göz atarken gözüme çarptığı için yazıyorum: Lütfen ukalalık olarak nitelemeyin. Meslek Tarih Öğretmenliği olunca ister istemez böyle iki arkadaş arasındaki muhabbete dalmak zorunda kaldım.
Efendim Fatih İstanbul'u kurtarmamış feth etmiştir. Maalesef hep karıştırılıyor. İstanbulun Fethi malum 29 Mayıs 1453 tür...Düşman işgalinden kurtuluşu ise Atatürk sayesinde olmuştur ve onun tarihi de 6 Ekim 1922 dir.
Selam ve saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygılar hocam.
Güzel bir konuya parmak basmışsınız bu gidişle türkçeyi unutacağız
duyarlı yüreğin var olsun saygımla