- 789 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
soyut resim- ardahan öyküleri- 271
"On dokuz yaşımdaydım.", "On dokuz yaşındaydım." Hangi cümle doğrudur? Hangi cümle öbüründen daha doğrudur? Her iki cümlede doğrudur.
Bursa’dayım. Resim bölümü bahçesindeyim. Avni bey açık havada tualin karşında resmini boyuyordu. Ve biranlık kendinden geçmişti. Bahar ayları ışığı, yaz ayları güneş ışığından farklıdır. Öteden beri, ben buna inanırım. Ve inandığımı söylerim. Işık ışınları aylara, gün zevallerine, gündüze, akşama öğlene ve kıtalara göre değişir, iyileşir, fenalaşır.
Işıklar dünyası benzersizdir. Daha iyisi, daha net’i, daha belirtilisi, belirteni ve en ışıklısı vardır. Ressamlar kuzey ülkelerini beğenmezler.
Beğenmemişlerdir; Van Gogh Güney Fransaya inmiştir. Rus ve İskandanivyalı büyük ressamlar ekvatora değin inmek mecburiyetini hissetmişlerdir. Sırf ışık ve çok parlak ışık, daha iyi belirtili ışık yüzünden.
Şu laf doğruysa eğer?..
Goethe: " Pencereyi açın! Biraz ışık, biraz daha ışık gelsin!" böyle demiştir derler.
Ne laf de mi? Eğer dememişse bile? Goethe değil, kim demişse ne demiş, yaman laf be arkadaş!
BİRAZ IŞIK; BİRAZ DAHA IŞIK!
Avni Bey ışık falan gailesinden uzak ışıklar altında şövalesine astığı tual resmini yapıyordu. Öğlenden önce ki vakitti. Bir tatlı ılıklık vardı. Okulun ana kapısı, sağ tarafta, otların içinde ayak altı olmayan alanda şövaleyi kurmuştu. Avni bey ileri, geri çekiliyordu. Fırçayı sürüyor. Ardından oradan uzaklaşıyordu. Sigara yakıyor. Talimat veriyordu; öğrencilerine. Resim çalışması yapmıyor mu derdiniz oracıkta olsaydınız. Günlük işler arasında resim yapıyordu.
Bunu mu derdiniz:
"Oluş" oldukça.. soyut resim olacaktır.
Oluş süreçtir. Süreç bir yere devinmek değil midir? Ve bitmemiş süreç yoktur. Hayat süreci de birgün devinmeyi bitirdiğinde; süreç vasledecektir.
Soyut resim işte orayı ordan almak istidadında olduğundan titreşimleriyle alacaktır. Kesilmemiş bir sürecin varlık (PRESENCE) ını alamayacağına göre alıp alabileceği existance olarak aldığı titreşimlerdir. O titreşimler ve o iklimi soyut resim göstermeye çalışır. Çok dikkatle baktığımızda soyut resimde bir tasvir sanatıdır. Ama konusu ve olgusu çok ileri dönemlere ait bir presence varlıktır.
Soyut resim soyutlamadır demekle çok sanatçı hata etmiştir. Bir formu stilize etmek öncelerden bildiğimiz şeydir. Stilizasyon sonrası soyutlamayla soyut resmi izah doğru bulmadığımız tavırdır. Zira Modern zamanlar öncesi devirlerde dahi soyutlama sanatına rastlarız.
Merkeze şu ontiği koymak zorundayız. Aksi takdirde soyut resmi, soyut bilim: matematiği, özü gereği soyut olan müziği açıklayamayız.
Merkezi varlık: Kandinsky’nin "RUH" dediği kavram ve onun titreşimleridir. Ernest Bloch metafiziği ile Kant’ın metafizik aşkınlık’ı o’dur.
Tarkovsky’nin Stalker da ki, son oda da!..
_ Soyut resim sanatı bir tür olarak bütün resim sanatlarına " Gelin tasviri ve herşeyi bırakın, benim yaptığım metodolojiyle resim yapın dememiştir."
" Ben o ontolojiye mesafe olarak daha yakından bakarak aldığım titreşimleri formları resmediyorum. Ve formlar sizin eski formlara benzemiyorsa da, olsun, ben bunları resmedeceğim. " demiştir.
Çünki mesafe itibariyle yakın ve uzaktan görüş açısına göre eski optikal resimden ayrık, soyut resmin gördüğü formlar farklı olacaktır tabiiyetiyle.
_Telli turnam selam götür
Sevgilimin diyarına
Üzülmesin ağlamasın
Belki gelirim yarına cananıma
Soyut resmin kurucusu Kandinsky aynen şöyle demektedir:
" Görsel formların ardında ruhsal güçler vardır. Soyut resim ruhsal titreşimleri resmeder."
Soyut resmin kurucusu bu sarfettiği sözle İmam Gazali’nin çok evvelden şu dediğiyle "gelinde" benzeştirmeyin!
İmam Gazali:
" Işık, nur’u; güneş esas kaynağından ayrılır ve türlü türlü formlara girer. Bu titreşimler her biri mücerret şekil şemaillere belenir. Her titreşim bir formdur. Yurdundan uzakta garip gezgin bu formlar ışık titreşimleri esası nurdan mücerret ışıklardır."
_Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın, ayrılmasın
Ben yandım eller yanmasın
Sevdanın aşkın uğruna can uğruna
_"Hologram Nedir?
Hologram kelimesi Yunanca sözcüklerin bileşiminden oluşur. "Holos" (Tam Görüntü) ve "Gram" (Yazılı) anlamındadır. Hologram lazer ışın dalgalarının pozitif karışımı ile oluşan üç boyutlu kayıttır. Holografinin teknik terimi "Dalga Sınırının Yeniden Yapılanması”dır.
Hologram, orijinal objenin üç boyutlu gerçek kaydı, kısaca üç boyutlu lazer fotoğrafıdır. Başka bir deyişle; 3 boyutlu görsel bilginin lazer teknolojisiyle kaydedilmesi, depolanması ve hareket efektinin kazandırılarak çok boyutlu ortama aktarılması sonucu elde edilir.
Holografide uyumlu lazer ışınının pozitif teması ile dalga sınırlarını eşleştirerek kayıt yapılır. Bu üç boyutlu kayıt kırılmış bir şablon şeklinde oluşur; bir dizi çok ince çizgi veya tek merkezli daireler halindedir. Bu kırılma, ışığı bükerek lazer ışığının orijinal kaydın dalga sınırına geri gönderir. Objenin üç boyutlu görüntüsü hologram ışık olarak yapılanır. Hologram, fizik, kimya, basım, mühendislik gibi pek çok kavramın hepsini birden içinde barındırdığı için gelişmiş ve karmaşık bir üründür. Gözlerinizin görebildiği her şeyi canlandırabilir..."
"Hologram Nedir? - mthologram.com www.mthologram.com/nedir.htm" ’ den alınmıştır.
_Oluş teorisi Bergson’undur.
Natamam metafizik alem teorisi ise Ernest Bloch’un teorisidir.
Nur teorisi İmam Gazalinindir.
İdealar alemiyse Platonun teorisidir.
Teorik fizikçiler Hologram ışık biliminde yukarıdaki izahlardan ayrı şey demiyorlar.Işık’ın küçük bir titireşimiyle bütüne dair tamam kayıtını elde edebileceğimizi söylüyorlar, Kandinsky; titreşimi, formları resmeden soyut resimdir; dediğinde her bir titreşimin resmedilmesini hem her titreşim safhasında hem nur’un kendi ontolojisinde tasvir etmek olduğu, anlamamız gereken şeydir demektedir.
’Aşkın’ bu evren Kant’ın dediği a priori evren olarak vardır fakat deneysel olarak yoktur.
Zira olamaz, ’olamaz bu evrenin’ cevabını ise Bergson veriyor: "Metafizik evren fizik evrenin ’oluş’ akabinde husul eyleyecektir." der.
Laserbilim Kandinsky ve soyut resim teorisyenlerini haklı çıkarmaktadır.
Titreşimlerin varlığı konusunda. Titreşimlerin bütüne sahip oldukları konusunda.
Titreşimlerin dönüşsede uzun bir firakla ayrı düşsede, bütüne dair bağlantılar taşıdığı ve titreşimlerin Gazali modeli üzerinden düşünecek olursak; ışıkla, renkle, siluetle, belirsiz formlarla resmedilmesi Nur teorisin’de zikredilen parçaların esası güneş kaynağının teyitidir.
Gazali ışık teorisiyle esasında fizikte ki bütün- parça ilişkisi, öyküsünü anlatarak metafizik alem ile fizik alem ilişkisini rabıtalandırarak bu ontolojiye dikkat çekmiştir.
Soyut resim Kandinsky’nin dediklerini aşmıştır. Gazalinin durağına gelmiştir.
Franz Klein’nin tüm resimleri bu alemden ibra çalışmalardır.
Bernatt Newman’nın ONEMENT isimli çalışması.
Mark Rothko’nun çalışmaları.
(No. 61 (Rust and Blue), 1953, 115 cm × 92 cm (45 in × 36 in). Museum of Contemporary Art, Los Angeles)
Ernest Bloch’un vazıha erdirdiği metafizik sorunsalı, soyut resim sanatının görsel konulu çalışmaları olmuştur.
Metafizik ontoloji kavramsal ontolojiyle varken Fenomonoloji yöntembilimiyle o ontiğe dair alımlamaları soyut resimci kavramsal yolla zihinsel olarak yapabiliyor.
İzahı: Gazalinin fiziksel ışık modelini; fizik- metafizik ontolojide kullanmış oluyor soyut resimci.
Bu adeta deney ve teori diyalektiğini bir tümde okumaktır.
_Gönüle hasret yazıldı
Sevgiye mezar kazıldı
İki damla yaş süzüldü
Gözlerimin pınarına, pınarına
Avni Bey resmini belli bir yola koymuştu. Oradan geçmekle ve bakmakla üçüncü bir hal ile olmakla karman karışık olmamla oldum. Avni Bey yekten ve çoktan sormuş bulunduğu sualin cevabını sordu bana:
- Yalçıner resmi değerlendirir misin oğlum? dedi.
Otuz seneyi aştı; o nokta ile bu nokta arasında ki mesafe ve değişmemiş cevap şuydu:
- Biçimi yok etmek istiyorsunuz! Hocam!..
- Evet evladım!..
_Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın, ayrılmasın
Ben yandım eller yanmasın
Sevdanın aşkın uğruna can uğruna
Yalçıner Yılmaz
17-03-2012
Ardahan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.